9-kamp

276 17 6
                                    

Multi =Almina
-rüyadan-
Gözlerimi açınca içimde bir huzursuzluk vardı. Hazırlanıp aşağıya indim. Selim ve umut kahvaltı yapıyorlardı.
-siz kendi evlerinize gitmeyi düşünüyor musunuz?
-sanmıyoruz. Dedi umut.
-ben gerçekten iyiyim. Kampa gitmesem olmaz mı?
-olmaz
-gitmiyorum. İçimde kötü bir his var.
-tüm okul orada olucak.
-tüm okul dediğin sadece 12.sınıflar.
-cezanı hatırlıyor musun? Cezan o kampa gitmek.
-tamam. Dedim ve kahvaltımı yapmadan evden çıktım. Selim ilk derse gelemeyeceğini söyleyince bende yürüyerek okula gittim. Sınıfa girdim. Tüm sınıf yarınki kampı konuşuyorlardı. Sırama geçerken almina kolumu tuttu. Ona bakınca
-yüzün sapsarı. İyi misin?
-evet
-dur tahmin ediyim bu günkü beden dersini unuttun.
-hass... Dedim ve sırıttım.
-tahmin etmiştim. Sana da kıyafet getirdim. Dedi. Ders bitince spor salonuna indik. Giyindik ve basketbol oynayan erkekleri izlemeye başladık. Hoca bizi serbest bırakmıştı. Erkeklerin bir kısmı basketbol, diğer kısmı ise futbol oynuyordu. Selim, araf ve meriç basketbol oynuyordu. Spor salonunun kapısına baktığımda ordaydı. Nefes alışlarım hızlanırken kendimi onun bir hayal olduğuna inandırmaya çalışıyordum. Alminanın bana kendime gelmemi söylerken her yer karardı. Ardından kendimi ormanda buldum. Ve yine O oradaydı. Beni bağlayışı ve arkama geçip ensem ve sırtım arasındaki yere bıraktığı iz...
Hepsi o gün ki gibiydi. Aynıydı herşey. Kendime geldiğimde tüm sınıfın başımda toplandığını gördüm. Hepsi bana soran gözlerle bakıyordu. Koşarak spor salonundan çıkıp kızlar tuvaletine girdim ve kapıyı kapattım.
Elimi yüzümü yıkadıktan sonra aynada kendime baktım. Ardından elim ensem ve sırtım arasındaki ize gitti. Dışarı çıkınca bizimkiler beni bekliyordu.
-iyi misin? Dedi rüzgar. Sahi ya. İyi miyim? Bu soruyla sık sık karşılaşmaya başlamıştım. 'İyi değilim' demek istesem de
-iyiyim. Dedim.
-kahvaltı yapmadım. Ondandır. Diyerek geçiştirdim. Hiçbiri inanmamıştı. Selimin kulağına bundan umuta bahsetmemesini ve eve gideceğimi söyledim. Diğerlerine gerekli açıklamayı yapıp eve gittim...

Evin kapısına gelince çantamı almadığım için kendime küfür etmeye başladım. Zili çaldığımda umut açmıştı.
-neden erken geldin?
-yorgunum. Dinlenicem. Dedim ve bir şey demesine izin vermeden odama çıktım. Üzerimi değiştirip kendimi yatağa attım.
Gözlerimi açtığımda umut ve selim başımda dikiliyordu.
-ne oldu yine?
-sanırım kolunun kanadığından haberin yok. Dedi umut. Koluma baktığımda kanadığını gördüm.
-alışamadınız mı? Her onu gördüğümde uykumda kendime zarar veriyorum.
-bu bıçak izi gibi. Dedi selim.
-hadi oyalamayın beni. Gitmem gereken çok önemli(!) bir kamp var. Dedim ve sinirle onlara baktım. Hazırlandım ve çantamı alıp aşağıya indim. Selim, araf, meriç, almina, merthan ve rüzgar beni bekliyorlardı. -ciddi misiniz? Şimdi de benim korumalığımı mı yapıcaksınız?
-gitmrmiz gerek. Dedi almina arabalarımıza binip okula gittik. Bazıları servisle gidiyordu. Servis hareket edince bizde arkasından ilerlemeye başladık. Kamp yerine gelince arabadan indik. Etrafa bakınırken ayaklarım geri geri gitmeye başlamıştı. Bir şeye çarpınva durdum. Arkama baktığımda o kişinin araf olduğunu gördüm. Derin bir nefes aldım.
-biraz rahatla. Ben varım yanında. Korkma. Dedi. Kafamı salladıktan sonra çadırları kurduk. Akşam olunca ateş yaktık ve çevresine oturduk. Öyle klişelerdeki gibi araf gelip arkamdan battaniye veya hırka sermedi sırtıma. Çünkü zaten üstümde hırka vardı ve üşümüyordum. Biraz sohbet ettik. Aslında onlar etti. Ben yalnızca onları dinlemiştim. Uykum gelince bizimkilere haber verip almina ile çadırımıza gittik. Birlikte kalıyorduk. Zaten sadece 1 haftalığına. Birlikte uyuduk.
-araftan-
Bu günlerde rüya iyi değildi. Dünki beden dersindeki, ondan önceki gün odasındaki ve bu günki kamptaki hali. Umarım kötü bir şey yoktur.
Rüya ve almina yatmaya gidince biraz daha oturduk. Ardından bizde çadırlarımıza gittik.
Gözlerimi hocanın düdüğü ile açtım. Çadırdan çıkmam ile tüm kızların kıkırdaması bir oldu. Üzerime baktığımda sadece eşofmanım olduğunu gördüm. Kafamı kaldırmam ile bana bakan sinirli bir rüya gördüm. Sırıtarak çadıra geri girdim. Giyinip dışarı çıktım. Ormanda yürüyecek mişiz. Ormana doğru giderken rüyanın korltuğunu gördüm. Yanına yaklaşıp kulağına
-sakin ol. Dedim ve elini tuttum. Ormanda yürüdükten sonra geri döndük. Kahvaltı yaptık daha sonra bazılarımız çadırlara gitti. Biz oturup konuşmaya başladık. Rüya sadece ortada yanan ateşe bakıyordu. Biraz konuştuktan sonra herkes uyumak için çadırlarına gitti.

Gözlerimi ormandan gelen çığlık sesiyle açtım. Hızla üzerime t-shirt geçirip dışarı çıktım. Tüm herkes dışarda etrafa bakınıyordu.
-ne oldu? Dedim meriçe

-sakin ol. Rüya.

-ne oldu ona?

-kayıp. Dedi. Herkes rğyayı ararken bende koşarak ormana girdim. Rüyayı ararken bir çığlık sesi geldi. Koşarak sesin geldiği yere gittim. Rüya bir ağacın altında yatıyordu. Ve titriyordu. Yanına gittim ve onu kucağıma aldım. Vücudunun buz gibi olduğunu anlayınca üzerimdeki t-shirt ü üzerine giydirdim. Onu kamp yerine kadar taşıdım. Kamp yerine geldiğimizde herkes bana ve rüyaya bakıyordu.

-ÇABUK BATTANİYE GETİRİN! dedim. Battaniyeyi sıkıca rüyaya örttüm. Merthan ve rüzgar da gelince rüyayı çadıra yatırdım. Ardından onlara herşeyi anlattım.

Şimdi ise rüyanın çadırının önünde onun uyanmasını bekliyoruz. Kimse bir şey konuşmuyordu. Hepimiz selime bakıyorduk. Selim ise gökyüzüne bakıp birşeyler düşünüyordu.

-rüyadan-
Gözlerimi açtığımda çadırdaydım. Umarım yaşadıklarım bir rüyadır. Ama malesef ki öyle değil. Elim ensem ve sırtım arasındaki ize giderken gözümden bir damla yaş aktı ve yere damladı. Ben damlaya bakarken çadırın içine biri girdi. Kafamı kaldırdığımda gelenin araf olduğunu gördüm.

-iyi misin? Ormandne işin vardı? Biri bir şey yaptı mı?

-eve gidelim. Dedim sesim kısık ve yorgun çıkmıştı. Başını salladı ve dışarı çıktı.

Ben hazırlandıktan sonra dışarı çıktım. Herkesin gözü birden beni bulunva gözlerimi devirdim.

-iyiyim. Sadece eve gitmek istiyorum. Dedim. Ardından selimin yanına gittim.

-selim. Kampta olanları umuta anlatma. Olur mu?

-tamam ama erken dönersek umuta bi açıklama yapmak zorunda kalırız. O yüzden birkaç gün daha burdayız.

-peki.

-araftan-
Rüya çadırdan çıktı ve bize bakıp 'iyiyim' dedi ardından selimin yanına gidip birşeyler dedi. Selimin cevabı üzerine yüzü düştü. Ardından yanımıza geldi.

-umuta hiç bir şey söylemek yok. Dedi. Onu kolundan tutup bizimkilerden uzaklaştırdım. O bana şaşkınca bakarken ben ona kıskanmış bir şekilde bakıyordum. Çünkü kıskanmıştım. Sürekli umut umut.

-kim?

-kim kim?

-umut kim?

-sen beni mi kıskandın?

-sorumun cevabı bu değil.

-abim. Peki benim sorumun cevabı?

-evet. Dedi kısık sesle.

-umuta bir şey söyleme olur mu?

-ne olduğunu bilsem söyler miydim? Belki. Ama daha ne olduğunu bile bilmiyorum.

-anlatıcam. Ama şimdi bizimkilerin yanına gitsek iyi olur. Çünkü rüzgar ve merthan seni parçalıycakmış gibi bakıyor.

-o ikisine de gıcık oluyorum

-shh çok ayıp. Onlar benim abim gibi. Dedim. Ardından bizimkilerin yanına gittik.

Daha Yeni Başlıyoruz.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin