! Rüzgar'a Özel Bölüm!

57 5 0
                                    

-rüzgardan-

Rüzgar ÇELİK

Acıyla lanetlenmiş, yalnızlığa mahkum bedenime verilen isim buydu.

Hani "her ağlayan bir gün muhakkak gülecektir" derler ya. Ölünce gülebilir miyiz? Çünkü ben bu dünyada güleceğime pek inanmıyorum.

Elimdekiyle yetinebilirdim belki. Tabii elimde yetinebileceğim beni seven biri olsaydı.

Anne ve babam, beni yıllar önce yok saymışlardı. Annemin o süslü cemiyete göğsünü gere gere anlatabileceği bir kızı, babamın ise şirketi devredecek bir veliahtı vardı. Kim Rüzgar'ı ne yapsın zaten?

İşin komik olan yanı şu ki ayrı eve çıktığımı iki ay sonra fark ettiler. Umursamadılar. Her ay banka hesabıma para yatırıyolar ya, onlardan düşünceli anne, baba yoktu.

Abimle hiç anlaşamadık. Alminayla İdare ederdi. Yüzünü gördüğüm yoktu. Sevgilim.... Ah işte buna gülerim.

İlk aşkımı lanet işim yüzünden kaybetmiştim. Sonra da belki bu sefer olur diyerek başka birini sevmiştim. Ve o da beni düşmanımla aldattı. Alperen KOZAY'la.

Odamdaki boy aynasında kendime baktım.

Belki de haklılardı.. Belki de sevilecek bir yanım yoktur..

Daha yaşamayı beceremeyen biriydim, ne bekliyorlar ki benden?

Uzaylılara çiğ köfte yapmayı öğretmemi mi?

Ağır geliyordu artık. Ruhum çökmüştü. Ve ben çökmüş ruhumun altında her saniye tekrar tekrar ölüyordum.

Arabadan inip anahtarı güvenliğe verdim. Şirketten içeri girerken bütün gözler üzerimdeydi. Uykusuzluktan şişmiş gözlerim, soluk tenim ve dağınık kahverengi saçlarım beni olduğumdan daha güçsüz göstermişti.

Asansöre binip en üst kata çıktım. Odama girdiğimde içeride birinin olduğunu gördüm. Kaşlarımı çattım. Bu kimdi?
Kapıyı kapatınca bana döndü. Beni baştan aşağı süzdü. Ben ise sadece onun yüzüne odaklanmıştım.

-kimsin?

Soğuk ve sert sesim odada yankılandı. Omuzlarını dikleştirdi. Gözlerimin içine baktı.

-Rüzgar ÇELİK 'in yeni asistanı. Sen kimsin?

-uzaylı olabilirim. Belki ejderha veya dinozor. Ama bana Rüzgar ÇELİK diyorlar.

-siz..

-evet evet. Buranın sahibi, gecelerin prensi bla bla bla. Şimdi asistan, bana Beşiktaş'taki projenin dosyasını getir.

Saf gibi yüzüme bakmaya devam edince bağırdım.

-Hemen!

-t-tamam. Dedi ve odadan çıktı. Yerime oturdum. Birkaç dakika içinde önüme dosya gelmişti. Dosyayı incelerken yapılan bir hatayı farkettim. Beşiktaş'a yeni bir bina yapıyorduk ve usta sayısında eksiklik vardı.
Ah doğru ya. Hakan Usta'nın çocuğu doğduğu için bir hafta izin vermiştim. Ayağa kalkıp asistanın odasına gittim. Kapı aralıktı. Sanırım biriyle konuşuyordu. Kapıyı tık tıkladım. Ardından içeri girdim.

-ben seni sonra ararım. Dedi ve telefonu kapattı.

-bir şey mi istemiştiniz Rüzgar Bey?

-hazırlan, çıkıyoruz.

-ama yarım saat sonra toplantınız var?

-ertele.

-ama..

Daha Yeni Başlıyoruz.. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin