19

894 94 32
                                    

Louis konuşurken ben yoruldum resmen

Allah hepimize böyle seven çocuk versin, amin

Kokunda Ölüm Saklı'ya göz atmayı unutmayın!

O masaya oturduk. Onu gördüğüm, göz göze geldiğimiz ve her şeyin başladığı o masaya. En büyük acılarımın, en güzel mutluluklarımın başlangıcında rol oynayan o masaya. Beş dakikadır sessizce etrafı inceliyor, biz gittikten sonra değişen şeylere göz atıyordum. O da neredeyse gözünü bile kırpmadan beni izliyordu. Sonunda ona başlaması için döndüğümde gözlerimiz buluşunca derin bir nefes aldı ve bakışlarını masaya indirdi.

''Lise sonuncu sınıf bitmişti, yaz tatilindeydik. Seni özlüyordum, arkadaşlarımla ciddi bir kavga yaşamıştık, üvey babam ile annem kavga etmişti, kız kardeşim evden kaçmıştı, öz babam yıllar sonra ortaya çıktı. Hayatımda yaşadığım en iğrenç yazdı, her şey birer birer üstüme geliyordu. Kafayı yemek üzereydim, ilk defa tek başıma bara gittim. Beni yanlış olan şeylerden uzak tutacak Zayn yanımda değildi. O kadar büyük bir kavga etmiştik ki, bir daha asla barışamayacak gibiydik. Her zaman beraber olan beş çocuk, kısa bir süreliğine de olsa ayrılmıştı ve her şeyin üstüne bu gelince onları kaybetme korkusuyla kafayı yedim. İçebildiğim kadar içki içtim, bunu niye yaptım bilmiyorum bile. Sabah uyandığımda Briana ile aynı yataktaydım. Yemin ederim hiçbir boku hatırlamıyorum. Kendimi o kızla görünce dehşete düştüm, senden başka bir kıza yaklaşmış olma düşüncesi bile berbattı. Delirdiğimi, ona bağırıp çağırdığımı hatırlıyorum. Kendimi odama kapattım, sana ihanet etmiş gibi hissetmek bok gibiydi. Bir ay boyunca her gün gittiğin yerlerde seni takip ettim, defalarca 'Özür dilerim.' diye fısıldadım arkandan. Biz çıkmıyorduk, beni sevmediğini düşünüyordum, umrunda bile değildim. En azından düşündüğüm böyleydi ve bu gücümü kırmak dışında hiçbir halta yaramıyordu. Briana numaramı bulmuştu, arayıp acilen buluşmamız gerektiğini söyledi. Gitmedim, evime geldi. Dışarıda konuşmamız gereken önemli bir konu olduğunu söyleyince sinirlenip ona bağırdım. Ve o da ailemin ortasında hamile olduğunu söyledi. Annem dehşete düşmüş gibiydi. Briana ile ben bebeği aldırma kararına vardık ancak annem izin vermedi. Bunu yaparsak beni evden atacağını söyledi. Söylediğine göre ben de aynı Freddie gibi, onun gençlik dönemlerinde beklenmeyen bir şekilde olmuşum. Beni bu yoldan vurdu ve Briana bebeği doğurmak zorunda kaldı.''

Nefessiz kalmıştım neredeyse. Anlatırken gözleri dolmuştu ve sesi titriyordu, benim gözlerimin de onunkilerden farkı yoktu. Bana bebeğin nasıl olduğunu anlatmıştı resmen, bu gerçek Louis'yi kanıtlamak mıydı? Gerçek Louis, benim gözümde içki içip her gün biriyle beraber olan birine dönüşürdü o zaman. Sinirlendim, affetmek istiyordum ancak iç sesim bir türlü rahat bırakmıyordu. Bakışlarını gözlerime çevirdiğinde gözlerimi kaçırmadım. Yutkunup konuşmaya devam etti.

''Her gün Evelyn, içten içe her gün delirdim. Seni sevmeyi hak etmediğimi bile söyledim kendi kendime. Pisliğin tekiydim işte. Senden vazgeçmeye çalıştım. Baba olacaktım, beni başka birinden çocuğum varken nasıl sevecektin ki zaten? İstemezdin ki. Ancak gülen yüzünü her gördüğümde, senden vazgeçme düşüncesi bana cehennem gibi geldi. Seni sevdim, Evelyn. O kadar çok sevdim ki kendimi senden uzak tutmak için çabaladım. Ancak dayanamadım. Sana söylemem gerekliydi, birlikte olmamız gerekliydi, seni bir kere sıkıca sarmam gerekliydi Evy. O kadar çok isteğim vardı ki, beraber yapmamız için hayal ettiğim o kadar çok şey... Hani erkekler bu konuda biraz daha cesaretsizdir, veya konuşamazlar ya işte. Ben senin için tüm cesaretimi topladım. Geceleri uyuyamazdım. Sürekli bir gün sana layık olabileceğimi düşünürdüm. Freddie'ye zaman ayırabilmek için okulu bir yıllığına dondurdum ama her gün gelip seni izledim Evelyn. Her gün gelip iyi olup olmadığına baktım. Bebeğimi herkesten saklama sebebim de... açık değil mi? Okulda herkes bana bir garip bakmayacak mıydı? Eğer benimle olsaydın, arkandan laflar söylemeyecekler miydi? İnsanlar bu değil mi, sadece konuşabilen birkaç yaratık? Kabul ediyorum, söylediğim çok yalan oldu. Yaptığım çok hata oldu. Şimdi gerçekleri söylediğime yemin bile edebilirim. Briana sadece berbat bir günümde yanımda olan biriydi, beni lütfen sarhoş olup her gün bir kızla olan biri gibi düşünme. Freddie oğlum olduğu için mutluyum, onu ciddi anlamda çok seviyorum. Ancak annesi, sadece onun annesi ve Fred dışında aramızda bir bağ yok. Tek bir kişiyi seviyorum, tek bir kişi için çabalıyorum. Bana inanmıyor olabilirsin.'' Birden elini uzatıp ellerimi tutarak ikinci kez hızla atan kalbine dokunmamı sağladı. ''Ama bu, hiçbir zaman yalan söyleyemez.''

İkimizin de gözünden damla damla yaşlar akıyordu şimdi. Ne diyeceğimi bilmiyordum, o kadar çok şey öğrenmiştim ki bunları sindirmek için birkaç güne ihtiyacım vardı. Onu seviyordum, onu canımdan çok seviyordum. Ancak şimdi yorum yapamazdım, mantıklı düşünmüyordum bile.

''Louis...''

Elimi kalbinden indirse de sıkıca tutmaya devam etti ve sandalyesinde öne kayarak bana iyice baktı. Gözlerini gözlerime sabitledi, mavi irisleri kalbime ulaştı, belki de o an beni tamamen anladı.

''Evelyn, şimdi hiçbir şey demek zorunda değilsin. İstediğin kadar düşün, seni beklemekten bıkmayacak kadar çok seviyorum. Sadece düşünürken şunları da bil, ne olursa olsun, yıllar boyunca bir dakika bile seni sevmekten vazgeçmedim. Çalışsam da asla yapmadım. Bunun adı aşk değil, bu herkesin dilinde dolanabilecek kadar güçsüz bir duygu değil. Bu çok çok daha güçlü Evy. Bu nasıl bir şey biliyor musun? Senin için canımı vermem gerekirse, o saniye hiç düşünmeden bunu yaparım. Ne zaman bir şey olsa da, pes etsem, yaşamaktan bıksam beni hayata bağlayan senin varlığındı Evelyn. Ne zaman berbat hissetsem beni gülümseten senin gülüşündü. Bu kağıdı al, eve gidince oku. Okulu dondurup bir yıl boyunca seni nadiren gördüğüm, yaşıma göre büyük sorumluluklarla uğraştığım o dönemde senin için yazdım bu şarkıyı. Asla unutma, Foster. Sen benim için kimse gibi değilsin. Sen benim için teksin, kıymetlimsin. Seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim.''

Uzattığı kağıdı aldım ve göz yaşları içinde ayağa kalktım. O da kalktığında arabaya doğru yürürken ikimiz de göz yaşlarımızı siliyorduk. Kağıdı arabanın yanına gidene kadar sıkıca tuttum. Louis arabanın kilidini tam açmıştı ki bir an bile düşünmeden ona yaklaştım ve derin bir nefes alarak seslendim.

''Louis?''

Bedenini bana döndürerek sorarcasına baktığında biraz daha yaklaşıp aniden kollarımı boynuna sıkıca doladım. Önce donup kalmıştı, bunun için hafifçe tebessüm ettim ve kafamı sol omzuna gömdüm. Titreyen kalbini hissedebiliyordum, belimde birkaç saniye sonra birleştirdiği titreyen ellerini de. Huzurla iç çektim, o kadar güzel bir andı ki.

''İşte şimdi beni sıkıca sardın.''

Kalbimi de sardın. Yaralarımı da sardın. Teşekkür ederim.

Kaç dakika geçti bilmiyorum, ayrılmadık. Sıkıca sarılarak durduk ayakta. İkimiz de tir tir titriyorduk, birbirimizin kalp atışlarını hissedebiliyorduk ve ikimiz de ağlıyorduk.

Ama mutluyduk.

Ve ben bunun sonsuza kadar sürmesini dilemek dışında hiçbir şey yapamadım.

Favorite Girl / LTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin