17

902 96 36
                                    

Hiç içime sinmedi

Gerçekten

Bir gram bile

Ama yayınlıyorum

Çünkü yazdığım şeyleri silmekten hoşlanmam

Umarım beğenirsiniz

İyi okumalar!

"Evelyn!"

Beklediğim sesi duyunca kalp atışlarım hızlanırken dik durdum ve sanki hiç duymamış gibi aceleci adımlarla yürümeye devam ettim. Arkamdan geldiğini duyabiliyordum.

"Evelyn, konuşacağız!"

Neredeyse koşar adımlarla ilerlerken insanların arasından geçiyordum ve onlar da film izler gibi Louis'nin arkamdan gelişini izliyordu. Koşmaya başladığını duyabiliyordum, koridorda sağa dönerek hızlansam da bir dakika bile geçmeden ince parmaklarının kolumu sardığını hissettim.

"Bırak beni." dedim heyecanla atan kalbimin aksine sakin bir sesle arkama dönmeden. Kolumu bırakmadan önüme geçtiğinde ona bakmadım, bakışlarım gri tişörtündeydi.

"Beni dinlemek zorundasın. Hiçbir şey bilmiyorsun. Öylece bırakamazsın beni."

Sesindeki yalvarır tonu duyunca şaşırarak bakışlarımı ona çevirdim ve yıllardır aşık olduğum adamın gözlerinin dolu olduğunu gördüm.

"Her şeyi biliyorum." diye fısıldadım öylece. Nedensizce benim de gözlerim dolmuştu ve ciddi manada koridorda kim varsa bizi izliyordu. Bu normaldi, birkaç gün önce Louis'nin 'Evelyn bana sarıldı' diyişini duymayan kimse kalmamıştı ve şimdiyse karşı karşıyaydık. Kolumdaki elini bileğime indirip elimi tutana kadar canımı acıtmamak için doğru düzgün bile tutmadığını fark edememiştim. Gözlerimiz birbirine kenetliyken elimi kaldırarak kalbine koydu. Yemin ederim ki, şu ana kadar hiçbir zaman kalbim bu kadar hızlı atmamıştı. Elimde hızla atan kalbini hissettiğim her saniye şaşkınlıktan biraz daha donup kalıyordum.

"Ama bu kalbi hiç bilmiyorsun."

Sesi titriyordu. Zaten ince olan sesinden kısık konuştuğunda resmen acı akıyor gibiydi. Yutkunduğunda gözünün kenarında akmayı bekleyen bir damla gördüm ancak ona izin vermedi.

"Sana anlatmama izin ver. Lütfen, benimle gel."

Elimi kalbinden indirip bıraktıktan sonra birden inanılmaz bir boşluk hissetmiştim. O kadar karışıktım ki, ne yapacağımı, ne diyeceğimi bilmiyordum. Sol elini açarak bana uzattı ve gözlerime tutmam için yalvarır gibi baktı.

"Lütfen, sana gerçek Louis'yi göstermem için bir şans ver. Sandığın o kişi değilim."

Bakışlarımı gözlerinden ellerine çevirdiğimde koca sessizlikte birkaç kişinin elini tutup tutmayacağımla ilgili iddialaştığını bile duydum.

"Lütfen." dedi son kez. Ancak bu sefer az önce sesinde olan umut yok olmuş gibiydi. Hiçbir şey yapmadığımda hayal kırıklığıyla elini indirmeye başlamıştı ki, bu hareketini kolunu tutarak durdurdum. Dolu gözlerine heyecan pırıltıları eklenirken kolundaki elimi yavaşça indirerek ellerini kavradım. Yüzüne yerleşen gülümseme o kadar gerçekçiydi ki, sadece bir an için bana gerçekten değer verdiğine inandım. Tabii sonra içimdeki akıllı taraf fırlamış, beni sevdiği süre boyunca başka bir kadından çocuk yaptığını bana hatırlatmıştı.

"Bunu sadece ne gibi şeyler anlatacağını merak ettiğim için yaptım, başka anlamlar çıkarma."

Heyecanla, küçük bir çocuk gibi kafasını salladı ve elimi iyice kavradı.

"Pişman olmayacaksın."

Yüzündeki gülümsemeyle arkasına dönüp ilerlerken, onunla beraber ilerliyordum. Titriyordum, elleri ellerimdeydi ve beni nereye götürdüğü hakkında ufak bir fikrim bile yoktu. Tanımadığım bir sesten son duyduğum cümle ile hafifçe kaşlarımı çattım, anca rüyasında görürdü.

"Geri döndüklerinde çıkıyor olacaklar. Var mı iddiaya giren?"

Favorite Girl / LTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin