Biliyorum bölümler geç geliyor biraz ama hem ben yoğunum hem de ilham perisi denen velet pek uğramıyor bana kendimi fazla eğitime adadım bu ara nedendir bilmem ayrı bir yoğunluk var. Affınıza sığınarak bayramda size sürpriz yapmak istedim.
Hepinizi seviyorum…
Hayırlı bayramlarŞahane başlayan sempozyumdan Asya da nasibini alıyordu. Bir çok arkadaşı onunla fotoğraf çektirip paylaşacaklarını söyleyince aman dedi Asya ne olur etiketlemeyin biliyorum sizin kötü bir niyetiniz yok ama erkek arkadaşım farklı biraz bizim gibi değil olaya bakış açısı kıskançlık krizi istemiyorum dedi.
Fotoğraflar paylaşılmaya başladığında Asya’dan hoşlanan çocuklardan biri inadına etiketleme yapınca Serdar bütün fotoğrafları gördü. Bu kız bu kadar güzel gülmeyi nerden öğrenmişti Allah aşkına gözleri o kadar canlı ve heyecanlı bakıyordu ki, biliyordu Asya’nın içinde bitmek bilmeyen bir eğitim aşkı vardı yeniliklere çok açıktı. Onu elinde avucunda nasıl tutacağını düşünmeye başladı. Çok tatlıydı ama ailesine onu bu şekilde tanıtamazdı. Serdar Sofi geleneklerine göre yetişmiş bir kadınla bile tokalaşmayan biriydi. Asya’nınsa yanında şuan koluna girmiş iki çocuk vardı. Gel de anlat işte derdini dedi.Asya aldığı sertifikanın keyfini çıkararak eve dönerken yine midesi ağrımaya başladı. On yıldır tedaviden kaçıyorsun bu güzel günün hatırına bir daha hastaneye gitmelisin diyen iç sesini dinlemeye karar verdi. Eve gelip annesinin boynun sarıldı bak kızın artık HİPNOTERAPİST oldu. Hadi hayırlı olsun dedi. Sonrasında yine ağrısı başlayınca iki büklüm oldu. Annesi kızına bakıp yine mi miden kızım ne olur bi doktora gidelim bak olmuyor böyle diye söylenmeye başlayınca tamam dedi. Yarına randevu alııym da bi eğitim araştırma hastanesinden bi bakalım ne çıkacak ama sen gelme yoruluyorsun oraya kadar hem bir sürü tahlil yapıyorlar bekleme boşuna dedi. MHRS sistemini açıp direk gastronomiye randevu açılmayınca dahiliye uzmanı Mehmet Uzun dan randevu aldı sabah saat 11 e dedi erken olmasın anca yetişirim. Randevu aldığını görünce annesi rahat bir nefes aldı. Asya lavaboya gidip önce makyajını çıkardı sonra odasına geçip üstünü değiştirirken Serdar geldi aklına. Bu gün eğitimde de kaçamak cevaplar vermişti ne oldu acaba diye düşünerek. Telefonunu eline alınca gelen bildirimleri gördü. Tolga yine hainliğini konuşturmuş fotoğraflarını etiketlemişti. Şimdi yandık gel de çık işin içinden dedi . hemen skype ın başına geçip Serdar a yazmaya başladı…
- Aşkımmmm yeni gelebildim kusura bakma parti olacağı için bırakmadılar
- Tamam hayatım sorun yok günün nasıl geçti.
- Güzel verimli uzun zamandır göremediğim arkadaşlarımı da gördüm hoş anı oldu.
- Anladım peki Tolga kim bakışlarından hiç hoşlanmadım sana…
- Eski bir arkadaş liseden beri tanırım Tolgayı lisede herkes bizim sevgili olmamızı isterken ben kabul etmedim diye bir kuyruk acısı vardı. Yıllardır da hiç değişmemiş hala aynı hala aynı…
- Gözlerini senden alamamış her fotoda açık ve bariz belli
- Aşkımmm benim gözüm senden başkasını görür mü?
O sırada tekrar stresten mide arısı başlayınca dayanamadı Asya
- Aşkım ben pek iyi hissetmiyorum yine midem tuttu ben bi sıcak süt alıp geliyorum tamam
- Asya’m nazara geldin sen kıyamam dua okiyim da geçsin dikkat et kendine can özüm ben saçının teline kıyamazken seni hasta mı etti kem gözler.
- Öyle değildir aşkım yaaa hem ben sadece sana güzel geliyorum yoksa o kadar göze çarpan bir halim yok yani
- Asya’m sen midye kabuğunun içindeki gerçek inci gibisin kıymetini bilen biri seni oradan çıkarıp parlamanı sağlar. Ama ben seni kendime saklamak isteyecek kadar bencilim…

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat Pınarım
Non-FictionBilgisayar ekranına tutkun iki kişi... Serdar Toprak, yazılım öğretme işini becerebilecek mi yoksa; hayatının dersini mi alacaktı. Bundan habersiz ders vermeyi kabul etmişti... Asya yazılım mı öğrenecek yoksa; hayatı mı öğretecekti. Bilgisayar ekr...