Keyifli Okumalar.
***
Uçağa bindiklerinde onları beklemekten sıkılmış olan Emir elindeki gazeteyle oyalanıyordu. Gelenleri görünce yüzündeki gülümseme gerçekliğini yitirdi. İkisinin de yüzünden okunan hüznü silmesi gerekiyordu.
"Nihayet gelebildiniz. Bende baş başa balayına çıktığınızı düşünmeye başlamıştım." dedi tüm muzipliği ile. Onların gülmesini bekliyordu ancak ikisinde de en ufak bir mimik değişikliği, bir tebessüm bile olmamıştı. İlk kez onları neşelendirmeyi başaramadığını fark ettiğinde pes edip önüne döndü.
"Arka tarafta yatak odası gibi bir bölüm var. Uzun yolculuklar için uçağı kullandığımda dinlediğim yer. Bavullardan birini oraya aldırdım istersen üzerini değiştir gelinlikle rahat edemezsin." dedi Demir. Birkaç saat sonra doğduğu eve geri dönecekti. Yapayalnız çıktığı eve yanında karısıyla dönecekti. Aklı karmakarışıktı.
Buğlem geniş yatak odasında onun için buraya çıkarılmış bavulun içindekilere tek tek baktı. Şortlarını, yazlık elbiselerini ve askılı bluzlarını koyduğu bavulu çıkarmışlardı yukarı. Gelinlikle rahat edemeyeceği su götürmez bir gerçekti ve bir an önce üzerini değiştirmeliydi. Bavulun içinden ilk beyaz kısa tulumu çıkarmıştı. Üzerinde fazlaca düşünmeye gerek görmedi.. Onu isteksizce eline alıp diğerlerini özenle katlayıp yerine koydu.Odanın içindeki küçük banyoya girip önce makyajını temizledi. Zaten göz makyajı ağladığı için tamamen bozulmuş, yol boyu yediği şeftali pembesi rujundan geriye de bir şey kalmamıştı. Makyajını temizleyip beyaz tulumu üzerine geçirdi. Kalın askılı, beyaz kısa tulum uzun ince bacaklarını açığa çıkarmıştı.. Ayağındaki topuklu ayakkabıları çıkarıp ayağına beyaz sade sandaletlerini geçirdikten sonra Demir ve Emir'in oturduğu kısma geçip kocasının yanındaki boş koltuğa oturdu genç kız. Çok uykusu vardı dün gece neredeyse hiç uyumamıştı. Birde üzerine az önce yaşadığı duygu patlaması yüzünden bitkin, yorgun bir haldeydi. Başını koltukta geriye yaslayıp gözlerini yumdu, uyumaya çalıştı.
"Hadi içeri geçip uyu Buğlem. Burada boynun tutulur rahat edemezsin. Ben seni uyandırırım indiğimizde." dedi Demir. Gözleri kalın askıların dışında kalan pürüzsüz omuz başlarında ve tulumun kapatmak vazifesi üstlenmediği ince uzun bacaklarda gezinirken kızın az önceki tükenmiş halini hatırlayıp kendine geldi. Bunları düşünmenin yeri ve zamanı değildi.
"Peki ben içerideyim o zaman." diyip geldiği odaya geri döndü genç kız. Çok uykusu vardı ve yumuşacık yatağa uzandığı, başını kuş tüyü yastığa koyduğu an uyuyakalmıştı.
O gittikten sonra genç adam arkadaşının söylediklerini dinler gibi gözükse de aklı içerideki odada uyuyan karısında kalmıştı. Sarışın hostesin getirdiği sert Türk kahvesini boğazını yakarcasına tek yudumda içti. Bu kahve bile aklına içerideki minik kadını getirmeye başlamıştı. Onunla yaşadıkları tüm anılar beyninin içinde yer etmiş kendilerine renkli ve özel yuvalar yapmışlardı. Mezarlıkta paylaştıkları o acı anlar bile o kadar özeldi ki bir başkasının kendisine bu kadar yaklaşabileceğini sanmıyordu."İşi gücü bırakıp Alaçatı'ya mı yerleşsek ne dersin?" dedi Emir bir anda. Arkadaşının onu gerçekten dinlemediğini fark etmiş sazan avına çıkmıştı. Arkadaşının aklı başka yerlerde büyük ihtimalle de güzeller güzeli karısındaydı.
"Olur. Sen bilirsin." dedi Demir. Kendindeki bu duygu karmaşasını sorguluyordu. Emir kesin işlerle ilgili bir şey söylüyor olmalıydı. Arkadaşını tasdik etmek kolayına gelmişti.
"Demir." diye sinirle tıslayarak kendisine seslenen arkadaşına döndü genç adam.
"Beni dinlemiyorsun bile. Senin neyin var? Bak kurtuldun işte Fatıma'yla evlenmek zorunda değilsin. Buğlem ile birbirinize aşık olduğunuza da herkes inanacaktır. Aranızda benim bile anlayamadığım bir enerji var. " dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI GELİN•GELİN SERİSİ 1•
Ficción General#1 Genel Kurgu Hayatını çalan abisinden nefret eden ve bu nefretin bedelini yeğenine ödetmeye çalışan bir kadının akıllara sığmayacak planı bir aşkın filiz vermesine neden olacak ilk adım olacaktı belki de. İki yaralı gönül bu planın ördüğü kader ip...