İşte şimdi bittin

24.6K 956 22
                                    


Alina'nın anlatımından:

Kerem'in sinirlenmesi sonucu Masal'ın tüm ailesi evimizi terk etti. Tabi bir tek Masal, Mustafa, anne ve babaları kalmıştı. E ne güzel işte, bunlar şimdi korkudan düğüne de gelmezler. Zaten yaşlı teyzeyi hiç sevmemiştim, gitmesi çok iyi oldu. Neymiş canım beni Mustafa'ya isteyecekmiş. Hem ben çarpık bacaklı değilim!
- Şey biz kalkalım, kalmak için bir otel bulalım. - dedi Musti'nin annesi Hatice ayaklanarak
- Kalsaydınız? - dedi annem
- Yok biz rahatsızlık vermeyelim. Hem bence sizin ailecek çözmeniz gereken sorunlar var. - dedi yine kadın bana bakarak
- Evet. - dedi annem
- Mustafa, Masal, hadi gidelim.
- Masal aileden sayılır, neredeyse benim karım o. - dedi Alperen Masal'ın omzuna elini koyarak
- Mustafa? - dedi bu sefer babaları Gökhan bey amca
- Vallahi baba ben iki haftada Masal'dan daha fazla Aytaş oldum. Yani ben de aileden sayılırım. - dedi Musti hiç rahatını bozmadan
- E o zaman biz gidelim. - dedi anneleri ve kapıya yöneldi
- Peki. - dedi annem ve onları kapıya kadar geçirip yine geldi
- Onları kovmakla iyi yaptın Kerem. Sizden de özür dilerim çocuklar, ama aileniz hiç çekilmiyor. - dedi babam giydiği gömleğin üst düğmelerini açarak
- Biz de onlardan kaçıyoruz ya Ekin amca. Her yerde peşimizdeler. - dedi Musti
- Asıl biz özür dileriz, sadece beş altı kişi çağırdık. Bu kadar çok geleceklerini bilmiyorduk. - dedi Masal
- Saat geç oldu ya, ben yatmaya gidiyorum. - dedi babam
- Sakın o koltuktan kalkayım deme Ekin! - dedi annem dişlerinin arasından
Aha, beklediğim an geldi. Buyrun cenaze namazıma.
- Sen Alina ve Kerem'in beraber olduğunu biliyor muydun? - dedi annem bizi göstererek
- Evet biliyordum. - dedi babam çok sakin bir şekilde
- Ve hiç tepki göstermedin mi?
- Başak çocuklar birbirlerini seviyor, ne yapabalirim?
- Kerem onun öğretmeni Ekin! Onlar böyle bir ilişki yaşayamazlar! - diye bağırdı annem
Kafamı Mustafa'nın omzuna koyup gözlerimi kapattım. Artık bitmesini istiyordum. Herkesin Kerem'i benim öğretmenim sanmasından bıktım artık. O oraya benim için gelmişti.
- Başak teyze ben artık öğretmen değilim. Ben oraya sadece Alina için gittim. - dedi Kerem cılız bir ses tonuyla
- Ne yani kızımı ayartmak için gittin ve işin bittikten sonra işi mi bırakıyorsun? - dedi annem Kerem'e bakarak
- Ayartmak söz konusu bile değil! Ben onu seviyorum. - dedi Kerem bu sefer sinirle
- Ben bilirim senin sevgini. Geçen yıl  sen nişanlıydın. Hani o kızı çok seviyordun, hani tüm dünyan oydu? Ne oldu şimdi?
- Bu geçmişte kaldı! Eskiden evet, Serenay vardı, ama şimdi Alina var.
- Sonraki hedefledin belli mi Kerem?
Annemin bizim ilişkimizi bu kadar kötü karşılayacığını hiç düşünmemeştim. Neden böyle yapıyor ki?
- Ne hedefi? Siz gerçekten ne dediğinizi duymuyorsunuz! Ben ona aşığım!
- Sen ve aşk mı? Seni tanıyorum Kerem Soylu. Gözlerinde bunu görebiliyorum. Sen de baban gibi tam bir ruhsuzsun!
- Başak! - diye bağırdı babam gür sesiyle
Daha fazla dayanamayarak kalktım ve koşarak çıktım evden. Sonra da parka yöneldim. Annem beni gerçekten çok kırmıştı. Beni hiç sevmiyor muydu? Benim mutlu olmamı istemiyor muydu?

Kerem'in anlatımından:

Alina evden çıkınca ben de arkasından çıktım. Evin yanındaki parka doğru gittiğini görünce koşarak onun yanına gittim.
- Sevgilim? - dedim elinden tutup onu durdurarak
- Ne var? - dedi sinirle
- Bana mı kızdın? - dedim kaşlarımı çatarak
- Hayır, hayır. Ben anneme kızdım. Bizim ilişkimizi kabul etmiyor. - dedi bu sefer üzgün bir şekilde
- Ben seni sevdikten sonra annenin söylediği şeylerin bir önemi var mı?
- O benim annem Kerem. Bu yaptığı şeyle beni ne kadar kırdığını görmedi mi? Anlamadı mı?
- O senin iyiliğin için söyledi bunları sevgilim. O beni kötü biri olarak tanıyabilir, çünkü o İstanbul'a geldiğinde ben nişanlıydım.
- Annem İstanbul'a ne zaman geldi ki?-
Bu akşam için ikinci pot. Aferin Kerem. Söyle bakalım şimdi gerçeği.
- Mmm, Başak teyze sana söylemedi mi? - dedim
- Kerem annem biz buraya taşınmadan önce İstanbul'a hiç gelmemiş. Sen nişanlıyken neden geldi? - dedi kaşlarını çatarak
Of ne güzel bilmiyordu işte, neden ağzımı açtım ki? Gerizekalı!
- Kerem? - dedi yüksek sesle
Pes edercesine derin bir nefes aldım. Peşini bırakmayacaktı, en iyisi söylemek.
- Bizi ziyarete geldiler ama aslında annenin babamı görmek için geldiğini düşünüyorum. - dedim sessizce
- Nasıl? - dedi
- Sakin ol. Sana her şeyi anlatırım, ama gel ilk önce bir banka oturalım.
Onu elinden tutup en yakın banka kadar sürükledim. Zorla oturttuktan sonra bende oturdum onun yanına.
- Seni dinliyorum. - dedi sabırsızlıkla
- Peki. İlk olarak bunu sana benim anlatmam pek uygun değil, ama çare bırakmadın. İki yıl önce annen ve baban bizi ziyarete geldi. Tabi o zamanlar Serenay vardı, annemler yaşıyordu, hayat bana güzeldi. Babam at çiftliğinde düşüp ayağını kırmıştı ve annenle baban onu ziyarete geldi bir akşam İzmirden. İşte o zaman aradaki buzlar yavaş yavaş erimeye başladı. Onlar mutfakta yemek yerken ben salonda telefonla konuşuyordum. O esnada birinin telefonu çalmaya başladı ve bende o çalan telefonu bulmak için çantaları karıştırmaya başladım. Bunu neden yaptım inan bilmiyorum, ama yaptığım için de pişman değilim.  Telefon annenin çantasından çıktı, ama yanında başka bir şeyde çıktı. Başak teyze ve babamın fotoğrafları.
- Dur biraz! Benim annem ve senin baban? Nasıl fotoğraflar onlar? - dedi
- Samimi. - dedim kaşlarımı kaldırarak
- Nasıl samimi? Sarmaş dolaş mı?
- Dudak dudağa. - deyince Alina elini kafasına dayayarak ofladı
- Peki fotoğraflar eski mi?
- Seksenli yıllardan kalma.
- E bunun bir açıklaması yok mu? Hiç sormadın mı onlara?
- İlk önce gidip babama sordum. Başak teyzeyle küçük bir birliktelik yaşamışlar, çünkü dedemin zoruyla ayrılmışlar. Babam kendini sadece işe adamış, iki sene sonra da annemle evlenmiş. Ama ondan önce babam ve babanın iş ortakları olduğunu söylemiş miydim? Muhtemelen annen benim babamı görmeye geldi ve onun artık başka bir kadınla evli olduğunu görünce ona aşık olan Ekin amcayla evlendi. Öyle söyledi babam. Zaten gidip te annene sormak için cesaretim yoktu.
- Bunca yıldır anne ve babamın ilişkisi yalan mıydı yani? Annem babamı sevmiyor mu? - dedi
- Hayır, büyük ihtimal o da babana aşık olmuştur. Yoksa otuz yıl nasıl dayansın?
- Ama senin baban annemin ilk aşkı öyle mi? - dedi
- Galiba evet.
- E bunu babam bilmiyor mu? Yani anlamadı mı? Anlamamış mı?
- Sadece babam, annen ve ben biliyoruz bunu. Ama artık sen de biliyorsun. Babanın önünde dikkat et bir pot kırma. Öğrenirse kötü olur. - dedim
Yanımıza Mustafa'nın gelmesiyle konuşmayı kestik.
- Saat neredeyse on iki oldu Alina, yarın okul var. Baban eve gelmeni söyledi. - dedi Musti bize bakarak
Alina bana sıkı sıkı sarıldı. Saçlarını öpüp onu bir nebze sakinleştirmeyi istedim. Acısını çekip almayı, kırgınlığını yok etmeye istedim. Ama olmuyordu işte.
- Seni seviyorum. - dedi yanağımı öperek
- Bende seni seviyorum sevgilim. Ama şimdi git eve kızmasınlar. Yarın seni okuldan sonra almamı ister misin?
- Evet. - dedi ve kalktı banktan
- İyi geceler Kerem. - dedi Mustafa ve Alinayla beraber eve doğru gittiler
Ah küçük sevgilim, keşke bu kadar kızıp kırılmasaydın. Sen üzülünce ben mahvoluyormuşum meğer.

Baş Belası KüçüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin