6.BÖLÜM:ARAF MI?

8 2 2
                                    

5. Bölüm nasıl dı? Sahalara geri dönüyorum. Önceki bölüm le ilgili olarak. Yazma biçimim zarara uğramış:(. Uzun bir bölüm değil.bana bölümü 4 kere tekrar yazdıran watyys seni de unutmadım.

İthaf;;

Psychopath_15 biricik kankama😍

İyi okumalar.
Multimedya; Bölüm ile alakalı...

BÖLÜM ŞARKISI:
Digital Daggers:Still here

"Sustuğun hiç bir cümleden konuştuğun kadar pişman olmazsın."

Sevginin ölüm çukurunda şahlandığı gece. Minik bir kar tanesi düştü üzerime. Eridi. Eridi. Ondan oluşan su tanesi izini bıraka bıraka tenimden geçti gitti. Ufak minicik bir ateş topluluğunun üzerine düştü. Yaktı. Kül oldu. Ateş büyüdü. Kalpleri yaktı. Ruhlara zarar verdi.
Gözlerden ırak bir dünyaya hapsetti. Yavaşça üstlerine kum tanesi döktü. Sonra bir kaç kağıt aldı eline. Yaktı attı üzerine. Devri daim eden yangın kuma karıştı. Kum yandı. Küllere karıştı. Sonra su döktü üzerine. Bekledi. Bekledi. Tekrar küllerinden doğsun diye.

Gözlerim açıldı... Ruhumun gözü kapalı. Öyle bekledim bir süre. Zihnimin boşluklu yerlerini aldım keseme. Sonra diğer tüm acılarımla kalktım yattığım yerden. Sessizlik hakim sürdü. Öyle istedim çünki. Sessizliğin karmaşası.
Ayaklarımı yere kazımak istercesine sürüyerek banyoya gittim. Soğuk suyu açtım. Tabii birazcıkta(!) irkildim. Soğuk suyun derime işlemeye başladı. Birazcık şampuan alıp saçlarımı köpükledim. Suyu biraz daha arttırıp saçımı durulamaya başladım.
🛁🛁🛁🛁
Midem bulana bulana yediğim bir kaç şeyden sonra Mina'nın yanında almıştım soluğu. Farkettimde ne ara bu kadar uzaklaşmıştık birbirimizden.
Mina mışıl mışıl uyuyordu. Keşke almasaydım onu yanıma bazen diyorum. Bu kadar iyiyken,kötü gözüküyordu.
Kimse göründüğü kadar iyi,anlatıldığı kadar kötü değildir.
O da hak etmiyordu bu hayatı. Silahları, kan kokan elleri, uyuşturucuları ve daha niceleri ni.
Ben. Ben ise baştan böyle bir hayata mahkum edilmiştim. Karanlığa sığınmaya zorlanmıştım.
Mina kalktı zaten o sırada. Öylece baktık birbirimize. Böyle anlatırdık bazen bazı şeyleri birbirimize. Susarak.
"Samira." Ağzımda acı bir tat bırakan bir gülümsemeyle karşılık verdim ona.

(Gülüş temsili.)

"Mina..."

"Bugün eskileri vaat edelim mi?" Kafamı sallayarak onayladım. Gene bir sessizlikle konuştuk. Her şeyimiz sessizdi. Kalkışımız,oturuşumuz,herşeyimiz. Sonra arabama bindik. Sevmezdi ama bindi işte. Hızlı sürerdim ona göre o yüzden binmeyi sevmez. Ama ne olursa olsun binerdi. Evden çıkarken hızlıca elime aldığım bir kaç atıştırmalığı ona verdim. Minnetle bakarak yemeye başladı. Sonunda Sümbül'e gelmiştik.
Savaş... Herşeyi yakıp yıkmıştı. Zaten ürkütücü olan yer daha da karanlığa bürünmüştü. Karanlığın doğduğu yer burasıydı sanki.
Yanmış,yıkılmış,kaybolmuş,balonu uçmuş üzgün bir çocuk misali.
Kayıp ruhlar bölgesi... Neden böyle dedikleri şimdi anlaşılıyordu. Burdaki hiç kimse acı tatmadan gelememişti. Hayat bu dünya denen izbe yerde bize karşı her oyununu oynamış. Sonunda bizi buraya hapsetmiş ve acının kalan kırıntılarıyla oynatmaya başlamıştı.
Bazı insanların hayatı çok güzel terimini hiç sevmemiştim. Maskelerin altında yatan tükenmişlik hissini görmeyen insanları da sevmedim.
Hayatı toz pembe görenlerden nefret ettim.
Hayatın acımasızlığından nefret ettim.
Hayatın tüm renklerine rağmen dışlanan siyah geçmişim den nefret ettim.
Hayattan hayat olduğu için nefret ettim.

BEYAZ RUH♤KAYIP RUHLAR SERİSİ♤Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin