Albus ve Iris, o iç karartıcı ve bir o kadar gerçekçi konuşmalarından sonra bunu aralarında saklamaya karar vermişlerdi ama Rose'un Ravenclaw'ları alt edebilecek zekasının bunları çözdüğüne emindiler. Yine de bir şey demiyorlardı. Albus, kehanetten sonra Rose ya da Iris'ın öleceğini düşünürken; Iris ise tam tersini düşünüyordu. Bu da, sadece kendilerinin bildiği aralarındaki tek sırdı.
Albus ve Iris, kehaneti tamamiyle çözdüklerine pek inanamadıklarından; 10'dan sonra saymayı bıraktıkları 'Her Gün Toplantısı'na geçmişlerdi. Artık alıştıklarından, diğerlerinden kaçmak zor olmuyordu.
" James hala kehanet'in kendisinin olduğuna inanıyor mu? " konuşmayı başlatan Iris olmuştu, açıkçası güzel bir başlangıçtı çünkü Albus'un anlatacağı birşeyler vardı:" Bana dün toplantıdan sonra gelip 'Görünmezlik Pelerinimi sen mi aldın?' diye sordu. 12-13 gün geçmesine rağmen fark etmemiş. Bende, pelerinin bende olduğunu söylemeyip babama yolladım dedim. Ayrıca, aşırı dalgındı. Büyük ihtimalle kafayı yedi. Notları kaybettiğini yeni fark ettiğine eminim. " Iris burukça gülümsedi.
" Scorpius'ta bir değişiklik yok. Yates'e hala bulanık, Sana hala Potur, Rose'a hala Weasel, Andy'e hala Shortbutter diyor. Ve bana da her zamanki gibi ' HortlakKırevıy ' diyor. Kısacası Scorpius aynı Scorpius. Yani, aramızın bozulmasından beri aynı. Konuşmaya çalışsam herkesin önünde dalga geçiyor ve- " Iris, fark ettirmemeye çalışarak dolu gözlerini sildi. Sarı saçlı kız, onun hakkında çok farklı duygular beslerken çocuğun böyle davranması onu çok kırıyordu. Ve kehanet olayında birinin ölecek olması. Ayrıca belki birkaç sır daha?
" O zaman -Albus, son zamanlarda geliştirdiği Apuloseyoni (Kağıda söylenenleri yazma) büyüsüyle parşömen kağıda not aldı- bunları da not alalım. - Ayrıca, bana saldıran kişiyi buldum galiba. " Iris, içmekte olduğu balkabağı suyunu püskürtmek üzere iken yuttu ve kütüphanede büyük bir gürültü çıkararak ayağı kalktı. " Nasıl bu kadar sakin olabiliyorsun Albus? Her şeyi anlat hemen! " Kütüphane görevlisi uzun boylu kızı uyarırken, kız sessizce özür dileyip yerine oturdu ve tekrarladı. " Her şeyi anlat, hemen! " Albus derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı: Aynı zamanda parşömene de yazılıyordu.
" Bu sabah kahvaltıdan sonra KSKS'ya gittim. Slytherinlerle idi biliyorsun. Çıkışta, Scorpius'un yanına Slytherin armalı biri geldi. 1. sınıflardan olmadığına göre daha büyüktü ve zaten 3.-4. sınıf duruyordu. Bir süre sonra elini çocuğun omzuna koydu ve şöyle dedi: " Bugün, onu unutacaksın ve bize katılacaksın, değil mi? " Scorpius ise biraz sert tavırlıydı. " Deniyorum. " dedi. " Ama bu size katılacağımı göstermiyor. " dedi. Birkaç şey daha konuştular ama çocuğun ses tonunu duyduktan sonra hiçbir şey duyamadım. Belli etmek istemedim, orada sana söyleseydim büyük ihtimalle şu an hala çocuğu gözetliyor olurdun. " Iris, nedensizce hafiften kızarırken bir şeyler söylememeyi tercih etti fakat birkaç dakika sonra bir şeye daha değindi:
" Savannah ile konuştum bugün bende. Hiçbir türlü alamayacağını söylüyor, kehaneti söylüyorum. James -senin sevgilin- ölecek diyorum ama tık yok. Ben olsaydım kendim öldürdüm herhalde. " Kız, ister istemez Scorpius'u düşünmüştü. Fakat daha sonra silkelendi ve Albus'a döndü.
" Rose ile Andy'nin bunu tartıştığını duymuştum geçen günlerde. Rose sürekli Kırmızı-Mavi-Sarı-Yeşil arasında bağıntı kurmaya çalışıyordu. Bunu bir köşeye not alabiliriz. " Albus söylerken, kalem yazmaya devam etti. Daha sonrasında Iris ayağı kalktı.
" Bugünlük bu kadar yeter gibi. İyi bilgi topladık. Haftaya felan kafa yorabiliriz, yarın puanlarımızı etkileyecek genel sözlü var biliyorsun, Bakanlık Hogwarts'a saçma sapan sınavlar koymadan edemiyor. " Ve o anda, kütüphaneyi bir gürültü daha sardı:
" YARIN SÖZLÜ VARDI! " Albus, endişe ile kağıtları toparladı. Her-Gün-Toplantısı artık umrunda bile sayılmazdı. Kehanet aklından uçup gitmişti. Eğer yarınki sınavdan F ( Felaket ) alırsa, annesi Ginevra Molly(!!!!!) Potter'ın yılbaşı tatilinde onu çok kötü paralayacağını biliyordu. Zorla Iris'e el sallayarak, koşa koşa Gryffindor Ortak Salonuna koştu ve giderken kapıyı yanlışlıkla sertçe vurmayı unutmadı.
Divonette büyüsünün ne işe yaradığını yazınız.
Eee, ıhım.
Albus, daha ilk sorudan takıldığında içini bir endişe kaplamıştı. Yılbaşından önceki yani dönemin sınavı yapılırken, endişelenmesi gayet normaldi. Hele hele ki uygulama sınavında kendini düşünmek istemiyordu.
Hızla soru atlayıp, 2. soruya geçti.
Flipendo büyüsünün ne işe yaradığını yazınız.
Büyülü nesneleri, büyülü eşyaları, büyülü şeyleri hareket ettirmede kullanılır.
Albus, 2. sorusuna verdiği yanıtı okuduktan sonra umutsuz vaka olduğunu anlamıştı. Yine de uğraşarak, kağıdı biraz tamamlayıp görevliye teslim etti.
Çıkınca, Yates'den biraz sonra uygulama sınavına girileceğini öğrendiğinden morali daha da bozulmuştu fakat, sınavdan çıkınca o kadar da kötü olmadığını kabullenmişti. Hele ki Hover büyüsünde bütün sıraları hareket ettirip, tahtayı yerinden söktükten sonra. İdare ederdi işte.
" Nasıl geçti sınavlarınız? " Andy, yüzündeki bıkkınlıkla gruba doğru yaklaşırken, onunda çok iyi geçmediği anlamıştı. " Kötü, senin? " Andy bıkkınlıkla cevaplamıştı:
" İdare eder. "
Noel'e iki gün kala, herkesin sınavlarının bitmesiyle son 2 günde tatil edilmişti ve dışarıda herkes kar topu oynarken, Iris ve Albus hala kehaneti tamamiyle çözmeye çalışıyorlardı. Her şeyi çözdüklerini inanıyorlardı tabii, fakat hala uğraşıyorlardı. Uğraşmak istiyorlardı çünkü. ' Ya bir şeyi atlasıysak? ' umuduyla. Ama yoktu işte. Hala onlar kehanetin kahramanıydı. Hala yılan Hogwarts'a saldıracaklardı. Bir Ravenclaw'ın ricası, Gryffindor'un-
" RAVENCLAW! " Albus, kütüphanede aklına geldiği şey ile haykırırken, başta Iris ve Ravenclaw'lar ile birlikte herkes Albus'a dönmüştü. Kütüphane'de büyük bir sessizlik oluşurken, Albus konuyu toparlamaya çalıştı. " Ravenclawlar, merhaba hehe. " Sahtece gülümseyip hepsine el sallarken, hepsi garipsemiş bir şekilde önlerine döndüler. Daha sonrasındaysa, kütüphane görevlisi tarafından kütüphaneden kovuldular.
" Ne yaptığını gördün mü Albus? " Iris, sinirli ve bıkkın şekilde elinde kitaplarla koridorda, Albus'un yanından yürürken aynı zamanda da Albus'a söyleniyordu. " Aklıma çok önemli bir şey geldi ama, bir anda patladım! " Iris hızla ve merakla ona döndü. " Aklına ne geldi peki? " Albus haince gülümsedi. Bir Slytherin gibi gülümsediğini düşünüyordu, ama şu anlık önemli değildi.
" Mavinin ricası, kırmızının kazası. Kurtaracak onları belki yeşil, ya da sarı. " Albus, gülümseyerek bunları söyledikten sonra Iris'a baktı. Sarı saçlı kız, kollarını kitaplara iyice sarmış, ayağıyla ritim tutuyordu.
" Bunu 15. ye tekrarladığından sonra saymayı bıraktım, Albus. " Albus Iris'ın alaycı tavrına aldırış etmedi, konuşmaya devam etti: " Biz, hep suçlu olarak Slytherin'i arıyoruz. Ama bizi kurtaracak olan yeşil değil mi? " Iris, Albus'un ne dediğini anlamış gibiydi:
" O zaman, kötü olan Ravenclaw mu oluyor? Yani yılanla bağlantılı olan bir Ravenclaw? "
" Gryffindor'a bağlı bir Ravenclaw. " İkisi de uzun bir süre sustu. Beraber koridorda yürürlerken, farklı farklı şeyler düşünüyorlardı.
" Aslında biliyor musun- " Albus, hızla Iris'e döndü.
" Bence biraz eğlenmenin vakti geldi. " Albus gülümsedi. Iris'e hak veriyordu. İki gün sonra, noel vardı ve onlar burada hala araştırma yapıyorlardı. Ne kadar ciddi bir şey olsa da, onlar çocuklardı. Biraz eğlenmeye hakları vardı.
" Doğru diyorsun. " İkisi de kıkırdayıp Gryffindor ortak salonuna koştular. Iris kitaplarını bırakıp, üstüne kalın bir şeyler aldı. Albus'ta aynısını yaptı ve aşağıya indiler. Diğer arkadaşlarını bulduktan sonra da kartopu savaşı yaptırmaya başladılar. En sonunda da, 5 arkadaş kardanmerlin yaparak hayatlarının en güzel günlerinden birini yaşadılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟ
FanfictionHogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundaki ilk senesine başlayan Albus Severus Potter, tıpkı babası gibi belaya karışmadan duramıyor. Bilenlerin dediği gibi Potter-neredeyse-bela-orada kavramı, Albus'a da işliyor ve ilk senesinde bir kehanetin kahrama...