" Çıkın buradan!! " Kütüphane görevlisi, Albus ve Scorpius'un unuttuğu kütüphane yasağını unutmalarından dolayı tekrar atıldıklarında; Albus bu duruma alıştığından çok tepki vermemişti fakat Scorpius ' Malfoy ', dediğim üzere Malfoy iç güdüleriyle ' Siz bana nasıl bağırırsınız? ' ' Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz? ' diyerek kütüphane görevlisine atarlanmalarından dolayı cezaları uzamıştı, yani bu da okul kapanana kadar bir daha kütüphane girmelerine izin yoktu.
Tabii, çakal Albus görünmezlik pelerinini abisinin odasından gizlice alarak tuttukları notları almıştı, sonrasında da boş olan Andy'nin yatağının altında saklamaya karar vermişti. Arada da, notlara tekrar bakıyor ve yeni bilgileri zihnine dolduruyordu.
" Varisin düşmanları, kendinizi koruyun... " sürekli ilk sayfada duran kağıdı aldı, nedensizce onu rahatsız ettiğini hissetti ve diğer kağıtların arasına sıkıştırdı.
Fakat gördüğü şey, daha da rahatsız olmasına sebep oldu.
" Varisin düşmanları, kendinizi kollayın... " Bir önceki kağıda benzeyen, sadece son kelimesi değişik bir kağıt daha karşısındaydı. Ama böyle bir şey bulduklarını hatırlamıyordu.
Albus şüphelendi; bütün kağıtlara sırasıyla baktı. Tahmin edildiği gibi, kelimelerin eş anlamlısını kullanılarak aynı cümle oluşturulmuştu. Fakat sadece son kağıt farklıydı; bu bir harita gibi bir yerdi.
" Hogwarts... " diye başladı sözüne Albus. " Koridor 7, Gryffindor Ortak Salonu... " Yeşil gözlerini parşömende hızla gezdirirken, anlamaya çalışıyordu. " Kızlar Yatakhanesi. "
' Harika. ' diye iç geçirdi Albus. Harita, kızlar yatakhanesini mi gösteriyordu?
Aklına gelen fikirle, daha doğrusu tek fikirle odasından çıktı; ne yaptığını kendisi de bilmiyordu ama acilen onu bulmak zorundaydı.
Haritanın gösterdiği şeyin ne olduğunu aşırı merak etmeye başlamıştı; kızlar yatakhanesine girme imkanı yoktu. Bu yüzden, herhangi bir kız arkadaşını yatakhanede bulunan ' hazine 'yi alması için yollayacaktı. Tabii, Rose veya Iris'dan isteme gibi bir şansı yoktu; bu yüzden samimiyet içerisinde olduğu ve yakın bir zamanda kalbini kırdığı kızı aramaya koyuldu:
Chloe Hegleburld, hafif minyon kumral yeşil gözlü bir kızdı. Aşırı konuşkandı, ayrıca Albus'a platonik bir şeyler besler gibi bir hali vardı. Fakat Albus bunu pek umursamıyordu.
" Chloe! " diye seslendi, 5. koridorun sonunda ancak kızı bulabilmişti. Yeşil gözlü kız, saçlarını savurarak büyük bir ihtişamla döndü- döndüğünü sandı, sonrasında da Albus'a baktı.
" Ne var? " diye başladı, hala Albus'a kızgındı. " Senin yardımına ihtiyacım var. "
Kız biraz düşünür gibi gözüktü, sonrasında da Albus'a döndü. " Ne yapacağım? " Albus gülümsedi.
" Küçük bir şey, gel benimle. " Hızla kızın elini tuttu, zaten o andan itibaren kız Albus'u tamamen affetmişti.
Fakat Albus'un, kızın ona kırgın olduğundan bile haberi yoktu ki?
Albus, kıza haritayı göstererek çok önemli olduğunu ve kızlar yatakhanesindeki bölümden -o şey artık neyse, onu almasını istedi. Kız itiraz etmedi, ama içten içe merak ediyordu. Ayrıca, gözüne bir şeyler takılmıştı:
" Bu haritayı oluşturan, bana göre Rose. " Albus kıkırdadı, Rose aylardır uyuyordu ve uyanıp, harita oluşturup, Albus'un bir şeyler anlaması için birsürü ' Varisin düşmanları, kendinizi kollayın. ' yazısıyla beraber hızla değiştirecekti. Ha-ha. Kesinlikle.
" Rose kaç aydır uyuyor. Böyle bir şey olamaz. " Son cümlesinden sonra ciddiyete büründü, o anda fark etmişti ki bunca şeyden sonra aklından geçenlerin olma ihtimali yüksek kalıyordu. Albus bunları düşünürken, kız konuştu:
" Altında Rose Weasley yazıyor ama. " Albus, hızla Chloe'nun gösterdiği yere baktı. Cidden, Rose Weasley yazıyordu.
" Aaa, sen istediğim şeyi getirdikten sonra tartışırız." dedi, beyaz bir yalan uydurarak. Tartışmayacaktı, tartışmaya vakti yoktu ve konuştuğu her kişiye zarar vermekten bıkmıştı.
Kız, Kızlar Yatakhanesinin kapısından yavaşça girdi; Albus'un sabırsızca bekleme sürecinde yukarı çıktı, haritada yazan 1. sınıfların kaldığı 4 numaralı odaya girdi. Kendi odası değildi, fakat bu odayı tanıyordu.
Gıcık olduğu Iris, ve Rose'un odası burasıydı.
Hızla haritaya tekrar baktı, sırasıyla gözleri ile yatakları taradı. Rose'un Haritası olduğundan dolayı, gözleri Rose'un kaldığı bölüme takıldığında, hızlı adımlarla oraya gitti. Her an biri gelecek endişesiyle tedirgin davransada, aceleyle aradığı şeyi aramaya devam etti.
Albus, beklemekten sıkıldığını hissettiği anda, Kızlar Yatakhanesinden gelen ayak sesleri ile doğruldu ve dört gözle beklediği kızın açacağı kapı koluna baktı. Kol çevrildiği anda, onu büyük bir heyecan basmıştı; fakat içeriden çıkanın başka bir Gryffindor olduğunu görünce heyecanı sönüverdi. Bu kız nerede kalmıştı?
Halbuki, Chloe aramasını çoktan bitirmişti; bulduğu şeyi merakından dolayı kurcalamaya başlamış ve Rose'un olabileceği, sade bir defter ile bakışıyordu. Acaba ne yazıyordu?
Kız, sonunda merakına yenilemeyip kapağı ile birlikte birkaç sayfayı yavaşça açtı. Saçma sapan şekiller ve hızlı yazıldığı belli olan yazılarla yüzünü buruştursa da, yazı gayet de okunaklı olduğundan ilk sayfasını açıp okumaya başladı:
Sevgili Günlük,
Bugün, okulun ilk günü. Gayet heyecanlı ve garip, Hogwarts'dayım ve Gryffindor'a seçildim! Evet evet ben, Ravenclaw değil de Gryffindor'a seçildim! İnanılmaz, sanki çok cesurmuşum gibi.
Albus'da Gryffindor'da, onun Seçmen Şapka'da nasıl korktuğunu en alta çiziyorum-çizdim, aşırı korkmuştu ve bu cidden komikti fakat durumun ciddiyetinden sadece kıkırdamıştım.
Kompartımanda tanıştığımız Iris ve onun kuzeni Yates'de Gryffindor'da. Andy Longbottom'da! Ve, her zaman olması gerektiği gibi Scorpius Hyperion Malfoy Slytherin'de. Şaşırmadın değil mi günlük? Bende!
Bu anılarım birkaç gün öncesine ait, hatırlayamadığım birkaç ayrıntı var fakat tamamiyle ezberlediğim bir anımı yazacağım, aşırı garip ve ürkütücü aslında.
Seçim gününden sonra, Profesör Longbottom bizi Gryffindor Ortak Salonuna getirmişti-
Chloe, aşırı sıkıldığını hissetti ve sayfaları çevirmeye başladı:
Sevgili Günlük,
Bugün Andy'nin doğum günü! Ona neler hazırladığımı bilemezsin! Aşağıya listesini yazıyorum; yazdım. Hem biliyor musun? Albus ve Yates hiç bir şey-
Sayfaları daha sıklıkla çevirmeye başlamıştı.
Görünmezlik Pelerini...
Hissediyorum...
Bir şey bilmiyorlar...
Andy etkisizleştirildi...
Chloe, sayfaları hızla çevirirken, sayfalarda gözü takıldıklarını okumaya devam etti. Çizimlerin arttığı ve yazıların sıklaştığı kısımlarda ise biraz daha yavaşladı:
Sevgili Günlük,
Arkamdaki gölgeyi hissediyorum. James. Albus'un biraz haberi olsa da, diğerlerinin olmadığını hissediyorum. Andy, etkisizleştirildi. Yates'i de etkisizleştirmeye çalışacaklar. A-Y-I-S-R-A. Sırayla gidiyoruz. Ayrıca Trelawney kafayı yedi, fakat onun yardımları olmasaydı asla bir şey yapamazdım ya da bulamazdım.
James'in alteri, gün geçtikçe Yates ile yanımıza daha da yaklaşıyor. Andy'i Astronomi Kulesinden itmişti, bunu bahsetmiştim, acaba Yates'e ne yapacak? Ayrıca günlük, biliyorsun ki A-R-I-S-Y-A da olabilir, yani etkisizleştirilecek olan ben de olabilirim. Bunun kaçışı yok, Profesör Studlend ile konuştum ve ona hak veriyorum. Bu kehanet olup bitmeli, zaten işin içinde sadece James'in sevgilisi yok. Scorpius'u sıkıştıran Slytherinliler, Albus'u etkisizleştirmeye çalıştılar ama olan Andy'e oldu.
Studlend'in planına gelecek olursak, Profesör Studlend'in bir animagus olduğundan bahsetmiş miydim? Planı çok basit aslında. James bizi labirente sokup bıraktığında, Studlend'in animagusu çita olduğundan çok hızlı ve kıvrak bir şekilde bitişe ulaşacak. Dediğine göre bizi bitişte Slytherinli grup ve Ravenclawlı bekliyor. Ayrıca Arisya. Biraz uğraşlı olacak ama Studlend'e güveniyorum.
Albus'un bazı şeylerden biraz haberi olması durumu var ve son etkisizleştirilecek o olacağından bu günlüğü bulabilmesi için odasına bir harita bırakacağım günlük. Eğer günlüğü bırakırsam, James bulup yok edebilir. Umarım Albus bulur, ve Studlend'in de ona bahsedeceği- ya da bahsettiği planı uygulamaya karar verir. Hepimizi etkisiz kılmak zorunda.
Bu sana son yazışım olabilir günlük, şimdi harita yapmaya geçiyorum. İyi geceler.
Chloe, Rose'un yazıklarından bir şey anlamazken, kızın sahiden de zeki olduğunu fark etti. Ayrıca bu, cidden onun son yazdığı şeydi.
Kız kapağı kapadı, aceleyle günlüğü Albus'a ulaştırmak için odadan çıktı.
Albus, sabırsızlıkla her şeyi parçayacak kadar sinirlendiğinde Chloe'nun aceleci yüzü kızlar yatakhanesinin koridorundan gözüktü. Albus rahatlayarak, kızın uzattığı defteri kaptı ve sağol demeden yatakhanesine çıktı. Kızın yaptığı gibi, sıkılarak sayfaları atlayarak okumaya devam etti. Rose, cidden zekiydi fakat Albus'un öğrenmemesi gereken bazı özel şeyleri yazmamayı unutmuş olmalı ki, Albus kuzeninin özel hislerini öğrendiğinde şaşkınlığını gizleyememişti. Yine de okumaya devam etti.
Sayfaları kısaca okudukça, Iris ile yaptıkları toplantılardan daha fazlasını öğrendiğini fark etti Albus. Çünkü Rose, onların iki katı daha fazla şey biliyordu. Onlar daha sırrı çözmeye çalışırken, Rose Studlend ile fikir geliştirmiş, sırrı çözmüş ve üstüne üstlük bile bile kendini tam olarak hazırlayarak derin bir uykuya kendi isteğiyle gitmişti.
...Albus'un bazı şeylerden biraz haberi olması durumu var ve son etkisizleştirilecek o olacağından bu günlüğü bulabilmesi için odasına bir harita bırakacağım günlük. Eğer günlüğü bırakırsam, James bulup yok edebilir. Umarım Albus bulur, ve Studlend'in de ona bahsedeceği- ya da bahsettiği planı uygulamaya karar verir. Hepimizi etkisiz kılmak zorunda.
Bu sana son yazışım olabilir günlük, şimdi harita yapmaya geçiyorum. İyi geceler.
Yeşil gözlü çocuk, son paragrafı da okuduktan sonra James'in haritayı bulup yok edecebileceği fikrinin Rose'un aklına gelmemesi ile şaşırmıştı. James, bu haritayıda bulup yok edebilirdi.
Rose'un yine bir planı vardır, diye düşündü ve okuduklarının hepsini gözlerini kapatarak idrak etmeye çalıştı. Kendisini hazır hissettiğinde ise gözlerini açtı. Sırada da, karar anı vardı.
Zorlukla yutkundu, başını eğdi. Bir karar vermesi gerekiyordu. Ama hangisini seçmeliydi?
Albus, koyu kahve saçlarını karıştırdı ve derin bir nefes aldı. Galiba, kararını şu andan itibaren vermişti.
Kısaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa bir bölüm, fakat sınavlarım çok yoğun ve dershanem ve keman kursum ve takdir almam gerektiği gerçeği vsvsvsvsvsvs çok üzgünüm. İğrenç bir bölüm olduğunu biliyorum, saçmaladım işte. Uzatabildiğim kadarda uzattım.
Beni affedin. :(((((((((((
9.000 okuyucuya ulaştık yehu! Bu bölümden sonra 10.000 olabileceğimize inanıyorum, tabii bölüm iğrençliği ile okumayı bırakan arkadaşlar olursa anlarım. Cidden, yazmaya bile iğrendim bu bölümü.
Olay ya da gelişme yoktu, kısa tadımlık bir bölümdü diyebiliriz. Studlend'in planını öğrendik, bir animagus olduğunu ve Rose'un aslında her şeyi bildiğini. Ayrıca işin içinde Slytherinli bir grupta olduğunu öğrendik. Fakat hem Albus, hem de Chloe günlüğün tamamını okumadıkları için çok pişman olacaklar. SPOILER: Okumadıkları için, birinin ölümüne sebep olacaklar.
Ayrıca, Rose'un birine karşı hisleride varmış hihihiihi ^_^_^ Çok şeker, fakat bunu bu kitapta öğrenemeyeceğiz. Bu da demek oluyorki....2. KİTAP COMING!
Daha kesin değil, yani emin değilim. Umarım yazarım; şu hikayeyi bitirebileyimde. Umarım bitirebilirim.
Çok uzattım evet, 150 okumayı geçtimi yayınlarım (Sanki çok yazıyorumda) zaten şıp diye geçecek, biliyorum ben okuyucularımı hehehe -övmeye çalıştı ama başaramadı-
Bide, azıcıkta yorum ve vote benim için yeterli.
SİZİ SEVİYORUM POTTERHEADLER!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟ
FanfictionHogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundaki ilk senesine başlayan Albus Severus Potter, tıpkı babası gibi belaya karışmadan duramıyor. Bilenlerin dediği gibi Potter-neredeyse-bela-orada kavramı, Albus'a da işliyor ve ilk senesinde bir kehanetin kahrama...