*ALBUS SEVERUS POTTER'IN DOĞUM GÜNÜNE ÖZEL*
*Biraz gecikti ama kusura bakmayın*
" Harika. " diye fısıldarken, şu kızdan bir günlüğüne kurtulmak istediğini fark etti. Her yerde karşısına çıkmasından bıkmıştı!
" Albus! " Chloe, kumral saçlarını savurarak ve sırıtarak Albus'un karşısına dikiliverince, Albus yüzüne yapmacık bir gülücük yerleştirmişti. Bundan nefret ediyordu.
Her gün, daha da zorlandığını, dayanacak gücünün kalmadığını hissediyordu. Yanında, hiçbir şeyden habersiz Yates hariç kimsesi kalmamıştı.
Andy, Rose, Iris ve Scorpius.. Hepsi yan yana dizilmiş, büyük bir sabırsızlık ve strese sarılı bir şekilde uyurken, Albus hala Chloe'dan kaçmaya çalışıyordu. Bu büyük bir haksızlıktı. Albus da uyumak istiyordu! Özellikle, Scorpius'a yaptıklarından sonra.
Hala aklından gidemiyordu- gitmesini de kimse beklemiyordu, özellikle Scorpius'un 'Hain' diye bağırışı bazen Albus'un rüyalarına (!) giriyordu.
" Seni bulduğuma sevindim. " diye başladı Chloe, Albus ise, 'Her saniye yanımda olduğundan bulmaman zor olmuyordur' diye fısıldadı, fakat Chloe duymadı. " Efendim? " dedi anlayamamazlıkla. Albus sırıttı, " Hiiç. " dedi. Konuyu bir an önce dağıtmak istiyordu.
" Sen bir şey mi diyecektin? " diye başladı, sesi sıkıntıdan boğuk çıkıyordu.
" Doğum gününü kutlamak istedim. " dedi Chloe, sesi cıyaklarmışcasına çıkmıştı.
Albus, biraz şaşırmıştı. Doğum günü derken? Onun doğum gününe daha 1 hafta vardı!
" Bugün benim doğum değil ki. " dedi, sonra devam ettirdi: " Karıştırdın herhalde. "
Chloe, utanmış bir şekilde elini alnına koydu. Hali, kendini suçluyor gibi gözüküyordu. " Özür dilerim, Nisan'ın 15'i sanıyordum. " dedi büyük bir utançla, fakat Albus dediklerini kavrayamadı. " Zaten 15'i. " dedi, anlamayı umarak.
" Bugün Nisan'ın 15'i Albus! " Chloe, utancından arınarak sırıttı ve Albus'a hızla sarıldı. Albus ne kadar kızı ittirmek istese de, onu kıracağından yapmadı. " Sa-sağol- " Nefes alamamazlıkla geri çekildi, Chloe bunu anlayışla karşılamıştı.
" Bu da hediyen. " Kız, hızla kağıdı cebinden çıkardı; sonra da Albus'a uzattı. Biraz kızarmıştı. " Manevi bir şey olsun istedim. " Sonra, arkasını döndü ve hızla uzaklaştı. Uzaklaşırken, Albus kızdan kurtulmanın rahatlığıyla kağıda baktı.
Büyüler essin güzel ömrüne.
Lanet düşmesin hiç yüreğine.
Hiç yaş dolmasın o zümrütlerine.
Daha güzel yaş günlerine.
Kutlarım doğduğun bu günü yüreğimle.
Kaymak Birası içilsin her bir gününde.
Fred&George fişekleri atılsın doğum gününde.
Daha güzel yaş günlerine.
-Chloe Hegleburld
Albus, kahkaha atmak istedi fakat kahkahasını bastırdı. Kız cidden çok- çok hoş şiirler yazıyordu. Aklına, babasının anlattığı anı geldi; Annesinin babasına 1. sınıfta yazdığı şiir. Bu sefer kahkahasını bastıramadı ve yüksek sesle kahkaha attı. Sonrasında da elini ağzına kapatarak odasına çıktı.
Chloe'nun yazdığı şiir, hala sessizce kıkırdamasına sebep oluyordu. Fakat erkekler yatakhanesinin merdivenlerinden çıkarken, aklındaki şey ile kıkırdamasını bastırdı. Ailesi ve abisi ona ne almış olabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟ
FanfictionHogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundaki ilk senesine başlayan Albus Severus Potter, tıpkı babası gibi belaya karışmadan duramıyor. Bilenlerin dediği gibi Potter-neredeyse-bela-orada kavramı, Albus'a da işliyor ve ilk senesinde bir kehanetin kahrama...