Kütüphanede, bilerek -en uzak masaya oturduklarında, ikisi de ne yapacağını bilemiyorlardı. Utanıyorlardı, özellikle herkes onlara bakarken.
" Önünüze dönsenize! " diye ikiside aynı anda çıkıştılar. Sonrasında, birbirlerine döndüler ve yine aynı zamanda konuştular.
" Sen- "
" Aynı- "
" Sözümü- " Sonra, ikisi de durumun farkına vararak kıkırdadıklarında, bakmamaya zorlanan birkaç çift göz onlara tekrar döndü, ama ikisi de yine aynı şekilde, onlara bakan gözlere soğuk bakışlar yolladılar.
Tekrar birbirlerine dönüklerinde, ikisi de aynı anda konuşmak adına ağızlarını açtı, fakat bu sefer Scorpius ağzını kapamıştı. " Bir plan yapmalıyız. " dedi Albus, öncelikli olarak. " Her şeyi bildiğine emin misin? "
" Siz Iris'la çalıştıktan sonra, sizin çalıştıklarınıza baktığıma göre biliyorum. " Albus, tebrik edercesine kaşlarını kaldırdı. " Etkileyici. " diye fısıldadı, Scorpius buna karşılık sırıtmıştı.
" Potter. " dedi, Scorpius gri gözlerini yeşil gözlere dikmeyi de unutmamıştı. " Evet Malfoy? " dedi, tek düze bir sesle. " Ne yapacağız? "
Albus, ilk önce yutkundu, sonra sahte bir öksürükle sesini düzeltti: " Ravenclaw'lıyı durdurmaya çalışacağız, ayrıca yeni harfler bulmaya çalışıp harfte yazanı korumaya çalışacağız. " dedi hızla, bunlar aklına gelen ilk şeylerdi.
" Bana uyar. " dedi Scorpius. " Onu öldürmemiz gerekirse ben öldüreceğim. " Sözünü, sinsi bir tonda devam ederken Albus sırıttı.
" Bana uyar. "
Kalan notlardan, bir şeyler bulmaya çalışırlarken bir süre sonra onları izleyenleri umursamamaya başlamışlardı. Ne kadar ikisi izlememeleri konusunda öğrencilere delici bakışlar atsalarda, özellikle Slytherin ve Gryffindor'lar bir ayrı bakıyordu.
" Buradan gidelim. " dedi Albus, büyük bir ciddiyetle. Aralarındaki ciddiyet duvarının yıkılmadığını ikisi de o anda fark etmişlerdi, fakat belli etmediler.
" Olur. " dedi Scorpius, burukça gülümsemeye çalıştı. İkisi de kehanetle ilgili buldukları kitapları, dosyaları gizli rafa koydular. Sonrasında da bahçeye çıktılar.
" Abim ile Savannah'ı ayırmak zorundayız, Malfoy. " diye başladı Albus, Scorpius onu onayladı. " Bir yolunu bulmalıyız. " diye devam etti sonra da, Scorpius yine onaylamıştı. Fakat bir şey söylemiyordu. En sonunda Albus, soru sorarak Scorpius'un durgunluğunu azaltmaya vesile oldu:
" Sence ne yapabiliriz? " Scorpius, başını onaylarcasına tekrardan salladığında Albus, Scorpius'un onu dinlemediğini anlamıştı. Biraz bozulmuş olsa da, neye daldığını merak ediyordu.
" Hey? " dedi, uyarıcı bir tonda. Scorpius, aniden başını ona döndürdüğünde biraz endişeli olduğunu fark etti. " İyi misin? " Scorpius, bugün ilk kez başını olumsuz yönde salladı.
" Bu konular, beni çok boğuyor. " dedi itiraf edercesine. " Düşünmek istemiyorum, hepsi üstüme geliyor. "
" Hepsi derken? " dedi Albus, Scorpius'un konuşmasında farklı bir ton yakaladığını hissetti.
" Ya-yani- " diye kekeledi çocuk. Sarı saçlarını biraz dağıttı, sonrasında da yutkundu. " Hepsi işte. " dedi konuyu değiştirmeye çalışırcasına.
" Bana söyleyebilirsin. " Albus, kolunu Scorpius'un omzuna attığında, içten bir gülümseme yollamayı ihmal etmedi.
" Olmaz. " Sarı saçlı çocuk, boğazını temizleyerek ciddi bir ifadeye bürünmüştü. Albus, ne kadar üzülse de belli etmemeye gayret gösterdi. " Sen bilirsin. " dedi, aynı ciddiyetle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟ
Hayran KurguHogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundaki ilk senesine başlayan Albus Severus Potter, tıpkı babası gibi belaya karışmadan duramıyor. Bilenlerin dediği gibi Potter-neredeyse-bela-orada kavramı, Albus'a da işliyor ve ilk senesinde bir kehanetin kahrama...