Bölüm 8 | Görünmezlik Pelerini

2.3K 112 27
                                    

İlk üç ay su gibi geçip gittiğinde, hiçbiri hiçbir şey anlamamıştı. Ayrıca, ortalıkla (Gryffindor ve Slytherindeki bazı öğrencilerin (!) kavgaları dışında) hiç ilginç bir şeyler olmuyordu. Yatakhane-Yemekhane-Okul arasında dönüp duran Albus, zamanın nasıl geçtiğini bile fark etmiyordu; çünkü dersler, ödevler giderek artıyor; Aralık soğukları vurduğundan dolayı da, dışarıya çıkıp rahat bir nefes alınamıyordu. Quiddich ( Bu, büyücülük dünyasının en ünlü ve en iyi top oyunudur ) maçları da soğuklardan arada iptal edildiğinden, kafalarını dağıtacak bir şey arıyorlardı ki,  Merlin gelip onları belayla buluşturdu. Daha doğrusu, sadece belaya-misafir oldular.

" Evet çocuklar, bugünkü dersimizde Quiddich oynamayı öğreneceğiz. Biliyorsunuz ki, binalarınızdaki takımlarda ancak 2. sınıfa başladığınızda oynayabilirsiniz, bu yüzden daha ilk senenizde sizi oynamaya alıştırırsam- " Iris, bir eliyle rüzgarda savrulan saçlarını toplamaya çalışırken, diğer eliyle de söz almak için el kaldırdı. Yakışıklı hoca Profesör Curtis, ona söz verdi: " Prof-esör, bu soğuk ve rü-rüzgarda nasıl öğretme-yi düşünüyorsunuz? " Iris, her öğrenci gibi soğuktan titrerken, Curtis sıcakkanlılıkla gülümsedi. Aslında, onun hiç üşüyor gibi bir hali yoktu.

" Bayan Creevey, Quiddich çok zorlu bir oyundur, her türlü hava koşulunda oynanabilir.- " Rose, söz almayıp hocanın sözünü kestiğinde, herkes ona dönmüştü: " Peki o zaman neden son biğ aydığ olacak olan tüm maçlar iptal edildi? " Herkes soluğunu tutmuş, Rose'a hak vererek Profesör Curtis'e bakarken, Curtis sakinlikle tekrardan gülümsedi ve Rose'a döndü: " Bu konu hakkında konuşmak için çok erken fakat size bunun bir güvenlik önlemi olacağını söyleyebilirim. Ve artık bu kadar konuşma yeter hemen derse geçelim. " Curtis'in yüz ifadesi anlaşılamaz bir hale geldiğinde, Albus korkmaya başlamıştı. Kesinlikle çok kötü şeyler olacaktı. Hemde çok kötü şeyler.

" Bak, işte orada! James Potter'ın kardeşi! Ona üzülüyorum doğrusu.. "

" James Potter'da geliyor! "

" Pisst, kızlar şuraya bakın Potterlar geliyor! "

Her masadan zorlukla anlaşılabilir sesleri duyan Albus, ister istemez irkilmişti. Ne oluyordu burada? " Abi, neden bizi parmakla gösterip fısıldaşıyorlar? " James yutkundu. " Bi-bilmem. " Albus, abisinin gözünün seğirdiğini görünce kaşlarını çattı: " Yalan söylüyorsun. " Albus ve James, Gryffindor masasına otururlarken fısıldaşmalar kesilmemişti. " Evet yalan söylüyorum. " James, Albus'a döndü. " Ve bu, senin iyiliğin için tamam mı? " Albus'un yanında Rose'da yerini alırken, çok dalgın bir hali vardı. Albus, başını abisinin tarafından, Rose'un tarafına çevirmişti. " İyi misin? " Rose dalgınlıkla başını salladı.  " Hıhı. " Albus buna pek inanmasa da, inanmadığı belli etmeyerek konuştu: " Neden abim hakkında konuşuyorlar, biliyor musun? " Rose dalgın bakışlarıyla Albus'a döndü. " Felaket- " Albus  kaşlarını anlayamaz bir ifade ile çattı: " Ne? Felaket ne? " Rose, bu sefer tamamiyle Albus'a dönerken, fısıldamaya başladı: " Herkes bunu konuşuyor, yani söylemesi zoğ.. " " Söylesene hadi! " Albus, bağırdığından dolayı herkes ona döndü, fakat Albus'un umursar bir hali yoktu. Rose, elini Albus'un omzuna attı ve konuştu: " Buğada konuşmayalım. " Albus, sinirle burnundan soluyarak yemeğine döndü.

Albus, yemeğini bitirdikten sonra Rose'la ile birlikte koridorda yürümeye başladı. Andy, Iris ve Yates'te merak ederek ikisinin peşine takıldı. " Neler oluyor arkadaşlar? " Sessizliği Yates bozmuştu fakat kimse ona cevap vermedi. Koridorda hızla yürüdükten sonra Rose, koridor sonundaki kütüphanenin kapısını yavaşça açtı ve içeri girdiler. Kızıl kız, hepsini kütüphane raflarına çektikten sonra konuşmaya başladı: " Bi-biliyoğum bunu size çok uzun zamandığ söylemem gerekiğdi fakat, sö-söyleyemedim. " Hepsi kaşlarını çattı: " Ne kadar uzun bir süredir? " Andy konuşurken, Rose yutkundu. " İki, üç hafta oluyoğ. " Rose kimsenin konuşmasına izin vermeden hızla derin bir nefes aldı ve konuştu: " Ja-james'in biğ kehanette vağolduğu söyleniyoğ. " Albus, anlayamaz bir şekilde Rose'a baktı. " Nasıl bir kehanet bu, ne kehaneti? Nasıl anlatılıyor? Ona bir şey olacak mı? Nereden öğrendin? " Rose, Albus'un sorularına ve endişesine hak verirken, hepsine oturmasını işaret etti. Hepsi, oturduktan sonra kızıl saçlı kız konuşmaya başladı:

Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin