Bölüm 14 | Dert Mıknatısı Albus

1.8K 112 56
                                    

İki genç sarılmalarını bitirdiklerinde, yanlarından geçen Trelawneyle sarsıldılar. Merlin'e şükür kadın onları fark etmemişti. Profesör, koşarak kütüphaneye doğru giderken, onlarda silkelendi ve koşarak şifreyi -ekşi çilek- söyleyip içeri girdiler. Fakat birilerine yakalanmışlardı. Hatta, bayağı fazla kişiye.

" Bizde, sizi bekliyorduk. " dedi James; hızla pelerini çekti ve burnu havada bir şekilde kucakladı. Rose ise aşırı telaşlıydı. " Ya size biğ şey olsaydı? " 

" Siz ne olduğunu biliyor musunuz ki? " dedi Iris hemen. Telaşlanmışa benziyordu. 

" Hayır, ama Albus'un pelerini çaldığını fark ettim. Akşam yemeğinden sonra kaybolduğunuza göre bir şeyler çeviriyordunuz. Ve bütün Hogwarts'ın ayağı kalkmasından anlaşılacağı üzere- " James, soluklanırken, sözünü Yates devam ettirdi: " Bir iş çevirdiniz. "

İki çocuk, istemsizce yutkundu. 

" Bize saldırdılar! " dedi Albus hemen, kendini savunma ihtiyacı duymuştu. Etraflarına toplanan 30-35 Gryffindor'lu tek bir ağızdan 'Kim?' diye sordular. Iris hemen yanıtladı: " 5-6 Slytherinli. Scorpius Malfoy haricinde hepsi 5. sınıftan büyüktü ve hepsi Albus'a saldırdı! " Herkes, şimdi daha da meraklanmıştı fakat Bina Öğretmeni Neville Longbottom'ın gelmesiyle sustular. Profesör, ne olduğunu pek anlayamamış gibiydi.

" Bir grup öğrenci, kütüphanede gece Slytherinlilere saldırmış. Kim olduğu bulunana kadar hepinizin odalarınızdan çıkmamalarını istiyorum. " diyerek odadan çıktı. Bina Başkanı dahil herkes kıkırdarken Albus, bütün Gryffindor'un 'bir grup öğrenci' ye güldüğüne emindi. 

" Eee peki Albus? Nasıl oldu? " diye sordu 5. sınıflardan Evita. Fakat Albus, konuşamayacak kadar yorgundu. " Yarın büyük ihtimalle benim olduğum çıkınca bütün Hogwarts'la beraber öğrenirsiniz. Şimdi lütfen uyumama izin verin. " diyerek, Grubuyla birlikte yukarı çıktı. Aşağıdan üzülen nidalar artarken, Albus umursamayacak kadar yorgun olduğunu hissetti.

" İyi geceler çocuklar. " diyerek Albus yatağına giriyordu -ki Rose onu kolundan tuttu. " Bize anlatmalısın. " dedi, büyük bir merakla. Fakat Albus, Iris'ı işaret ederek bütün yükü Iris'a attı ve soğuk yatağına girdi. Yatağı, kendi ısısıyla ısınırken son duyduğu şey " - Bombarda büyüsü yaparak iki rafı üzerlerine düşürdü.! " lafı idi.

Albus, sabah uyandığında ilk kez (!) kendini huzursuz hissetti. Büyük ihtimalle Slytherinliler Profesörlerle konuşmuş, Profesörlerde onun uyanmasını bekleyip büyük ihtimalle Hogwarts'tan attıracaktı.

Bir saniye.

Albus bunu hiç düşünmemişti ki?

Ya Hogwarts'tan atılırsa?

Albus, büyük bir endişeyle yatağından fırladı. Tabii kafasını üstte yatan Yates'in yatağına çarpıp, onu da uyandırmıştı. " Neler oluyor? " diye ani bir şekilde kalkan Yates, sonra bir şey oluyor diye kendini yataktan atmıştı. Malum bu gürültüye diğerleride uyanınca, hepsi kolu ezilen Yates'e yardım etmeye çalıştılar- fakat başarılı oldukları söylenemezdi.

Yates, Albus'la beraber hastane kanadına gidince onları gören Rose ve Iris'ta çocuklara katıldı. İki kız, büyük bir telaşla ne olduğunu sorarken Albus basitçe anlattı. Hastane kanadına vardıklarında ise Bayan Karenina, Yates'in kolunu sardı. Rose da Yates ile ilgilenirken, Albus Iris'ı köşeye çekti.

" Atılabiliriz. " dedi, soğuk bir tavırla. Iris, anlamadığından cevap vermemişti. 

" Dün için, Hogwarts'tan atılabiliriz. " dedi, yeşil gözlerini biraz pörtletmişti. 

Albus Severus Potter ve Yeni Hogwarts ϟHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin