Bölüm 15

3.2K 244 77
                                    

Bir süre sonra ustamın
"Dur"sesiyle ne kadar istemesemde meditasyonu kestim.
"Ayağa kalk birazdan tekrar yapacağız."
"Niye şimdi değil peki?"diye sordum
Homurdanan Darksender. Cevap verdi.
"Evlat bilmem farkındamısın ama şuan kaynak canavarların dolu olduğu bir ormandayız."
Aniden ayağa kalkıp eşyalarımı toplamaya başladım.
"Bu hiç aklıma gelmemişti."dedim.
Kendini beğenmiş bir şekilde gülen Darksender.
"Biliyorum. O yüzden söyledim zaten. "
Biraz sustuktan sonra devam etti.
"Ah evlat ne zaman benim kadar zeki olacaksın merak ediyorum."
Bir iç çekip kafamı iki yana salladım ve ormandaki ağaçların arasına daldım.

Ağaçlar ne kadar büyük olsada dalları çok aşağıdaydı ve yolumu engelliyordu. Ne ilerleyebiliyor nede önümü görebiliyordum. Yolda
Darksender'ın söylediği meyveleri ve bitkileri topluyordum.
Yolda bir kaç tane ufak canlı karşıma çıktıysada onlara bile sataşmaya cesaret edemedim.
Bir süre sonra dayanamayıp konuştum.
"Bana neden meditasyon yaptırdın. Nasıl olsa bir dant.....ahhhhh"
Bacağım birden uğuşunca adımımı atayıp yumuşak çime çakıldım.
"Seni velet bir daha bir dantianım yok dersen seni ellerimle boğarım."
Üstümü silkeleyip ayağa kalktım.
"Tamam tamam ama neden?"
"Gerçekten sana saldırma isteğime karşı koyamıyorum. Dünyada herkezin sahip olmak için öleceği bir şeye sahipsin. Ama hala.... Off. Çok aptalsın."
Kafamı kaşıdım.
"Ama uğrunda ölürlerse nasıl kullanıcaklar ki?"diye sordum.
Bu sefer iki bacağımda uyuştu ve gene yere çakıldım.
Sinirle bağırdım.
"Yapme şunu be."
Darksender iç geçirdi.
"Aptal olduğun konusunda gerçektende haklıyım.
Şimdi ayağa kalk bir kilometre batıda güvenli gibi görünen bir mağara var. Oraya gitmeye başla. Tüm sorularının cevabını yakında alacaksın."
Kuşkuyla
"Güvenli gibi mi?"diye sordum.
Ustam sinirden böğürünce acele adımlarla söylediği yöne doğru ilerlemeye başladım.

Bir süre sonra varmıştım tam tepede şelalenin aktığı bir yerdeydi.
Ustama sorma gereği duymadan tırmanmaya başladım. Bir kaç defa ıslak kayakardan düşecekmiş gibi olsamda her seferinde kendimi toparladım ve tırmanmaya devam ettim.
Mağaranın girişine vardığımda içeri göz gezdirdim ancak çok karanlıkt.
"Burası gerçekten güvenli mi"diye sordum
"Elbette nede olsa ben söyledim. İçeridede kimseyi sezmiyorum. Neyse şuraya otur. Ve bir kaç saat önce öğrettiğim şekilde yapmaya başla.
İşaret ettiği yere oturdum ve pozisyonumu aldım.
Bir süre sonra sonra huzur içinde gerçek dünyadan kopmuştum bile.
İpi astıldım. O güç ce huzur veren ipi. İpi her astılışımda içime birşeyler hissetmeye başlamıştım.
Her çekişimde artıyordu. 5 dk sonra içimdeki
Bir enerji patlaması tüm vücuduma yayıldı. Neden bilmesemde bu enerji bana güven veriyordu
O anda ustamın sesini duydum.
"Tebrikler evlat sonunda."
Tam bir şey demek için ağzımı açmıştım ki beni susturdu ve
"devam et" dedi
Bende devam ettim bu enerji patlaması içimde 3 kez daha oldu herbiri diğerinden daha sıcak ve hoştu. Sırasıyla 5-10-20-40 dk aralarla oluşuyolardı yani toplamda 75dk dır meditasyon yapıyordum  dakikadır meditasyon yapıyordum.
Aniden ustam "dur"diye konuştu.
Hiç istemesemde pozisyonumu bozdum. Ancak farrkettim ki sanki daha farklıydım. . Vücudumda deminki enerjileri tek tek hissedebiliyordum. Damarlarımda dolaşıyorlardı. Bu his mükemmeldi.
Ustam kahkaha attı.
"Mükemmel bir his öyle değil mi?"
"Evet a...ama nasıl?"
"Sana söylemiştim evlat. Sen farklısın."
"Anlatmamı ister misin"
Hala şaşkındım.
"E..evet."
"Bak evlat ne kadar vücudun farklı olsada ruhun başka birinin ruhu. Uzun zaman önce gardiyan diye biri vardı. Ve tek görevi tanrının uykusunda rahatsız edilmesini önlemekti. Hiç uyumadığı hatta göz bile kırpmadığı söylenir. Sadık ve sonsuz bir gücü olan tanrıdan sonra en güçlü varlıktı. Ancak bir gün gitti. Ve Kimse neden olduğunu bilmesede kendini öldürdü. O kadar güçlüydü ki bedeni yok olsada ruhu yok olmamıştı. Yıllardır o gün tahtta oturan 13 kişiyle birlikte ruhu hak edebilecek onlarca beden bulduk. Ancak hepsi öldü. Hepsine sana verildiği gibi bir şans verildi ancak hepsi öldü hepsi. Ve bulduğumuz son kişide ssnsin. Ruh senin içinde evlat şuan evrenin en güçlü 2. Varlığının ruhuna sahipsin. Ve bekçilik yaptığın zamanki anıların sadece gardiyanken olan seviyeni geçebilirsen geri gelecek. Bedenine gelirsek evet evlat ruhun gibi bedeninde özel. Senin bir dantianının olmamasının sebebi zaten vüudunun bir dantian olmasıydı. Düşünsene normal bir dantian normal bir vücudun 1/50 si kadardır . Yani diğerlerine göre 50kat hızlı seviye atlayabilir ve aynı zamanda ruhun sayesinde seninle aynı seviyedekilerdende güçlü olacaksın. Ancak bu kadar kolay değil. Hiç bir şey değildir. Ne kadar özel olsada Vücudun bu hızı ve enerjiyi bu halde kaldıramaz. Bedenini güçlendirmelisin. Senden 5 sene boyunca hiç bir şekilde seviye atlamayarak vücudunu geliştirmeni istemek zorundayım. Zaten temel alem 4. Seviyeye çoktan geçtin...... Off ne rahatladım.
Sonunda anlatabildim. Haahhahaha. En azından çoğu şeyi. Sorun var mı evlat."
Şaşkınlığım hatsafadaydı ellerim heyecanla titriyordu.
Deminkindende daha fazla kekeleyerek sordum.
"E..ee...vv..et şeey madem bee.. Ben yıll..ardır tanrıyı korr...kor...uyan biriydim. O.. O zaman neden ba..bana evlat di..yorsun."
Bir süre suskunluk oldu.
"Sorun bu... Bumu. Sen ciddi misin."
Kafamı evet anlamında salladım.
"Sana ne kadar aptal olduğunu söylemiş miydim?"
Tekrar kafamı evet anlamında salladım.
Güldü ve
"Biraz sakinleşte çıkalım artık şu mağaradan."dedi.

15dk sonra...

Hala düşünüyordum. Ve suratımda aptalca bir sırıtış vardı. Ancak yinede ayağa kalkıp ustama mağaradan çıkabileceğimi söyledim. Titremem ve kekelemem geçmişti.
Darksender'a karşı artık içimde saf bir usta sevgisi oluşmuştu.
"Teşekkür ederim."
Güldü.
"Önemli değil hadi artık çıkalım."
Kafamı sallayarak mağaranın çıkışına adımımı attım.
O anda hiç beklenmeyen bir şekilde mağaranın girişine bir gölge yansıdı. Dev bir canavarın gölgesiydi bu.
"Usta bana bu mağaranın boş olduğunu söylememiş miydin."
"Eee şey tabi boştu ama ben ne bileyim sahibinin dışarıda olduğunu.."
Kuşkuyla güldü.
"Iıııııı Ne..neyse sen halledersin benim işim varda. Ben gidiyim bence artık. Seni tutmayayım. Hoşçakall."
"Usta... Ustaaa. Gerçektende gittin mi"
Buna inanamıyordum birde bana aptal olduğumu söylüyordu.
Sonra gülerek girişteki canavara baktım. Birazdan rcanavarla savaşacak olmam rağmen sın derec mutluydum.
Ve sertçe mavi parlak kılıcımı çekip canavara bağırdım.
"Hey lanet olası buraya gel. Ruhun da bana lazımdı zaten. Hahahahha."
Gülüşümü attıktan sonra korkusuz bir şekilde garip tipli devasa canavarın üzerine koştum. Yeni bir umutla yeni bir güçle. Ve en önemlisi yeni bir inançla.

Bide bazılarınız 50kat hızlanması olayını anlamamış tam tersi olması gerekmiyor mu dediler. Bakın şimdi anlatayım
Bakın şimdi anlatıyım farkettiyseniz beden gücü arttırmıyor sadece hızlandırıyor. yani bu demek ki= normal dantiana alınan enerjiyle bizim çocuğun vücuduna alınan enerji eşit. Çünkü enerji miktarı aynı. Burdan da şu sonuç çıkar . Sen 50taşı daha küçük bir şeye doldurursan mı daha hızlı dolar yoksa daha büyük bir şeyin içine doldurursan mı o mantık. Ve gücü veren şeyde gardiyanın ruhu. Özel vücudu değil . Anltabildiysem .Ne mutlu😀😀

Bence güzel bir bölüm oldu😉😉😉 eğer beğendiyseni oy verip yorum atmayı unutmayın iyi günler dilerim...

GardiyanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin