Artık adamı beklemekten sıkılmıştım. Yarım saattir meditasyon yapıyordu. Ve geldiğimden beri tek laf etmemişti. Aslında bu lanet şifacıya gelmek istememiştim. Benim salak kardeşim topu dikenlerin içine atınca topu almak için dikenlerin arasına girdi. Ve yerde duran taşa takılınca dikenlerin üstüne düştü. Annemde çiziklerin üstüne koyma amaçlı beni Ejder otu almam için 2 sokak ötedeki bu şifacıya göndermişti. Aslında Ejder otu bayağı bir pahalıydı. Ancak yarın seçmeler yapılacaktı annemde kardeşimin seçmelere bu şekilde katılmasının istememişti. Seçmeler şöyle oluyordu: 2 yılda bir gelip 10 yaşından büyük olan çocukların elementleri ve yetenekleri belirleniyordu. Ve seviyelerine göre imparatorluktaki okullara gidiyorlardı. Ve bizde kardeşimle birlikte yarın yapılacak seçmelere katılacaklar arasındaydık. Elbetteki büyücü elini uzatıp ne olduğumuzu söylemeyecekti. Her birimiz tek tek fiziksel ve zihinsel sınavlara girecektik. yoksa bu kadar parayı hayatta bu ota vermezdik.
Şifacıya tekrar göz gezdirdim hala aynı pozisyonda bekliyordu. Ve yaktığı onlarca tütsü artık beni kusturacaktı.artık dayanamayıp konuştum.
"Efendim acaba otu..."
"Sus"
"Ancak efendim, annem bek..."
"Sus dedim"
Sinirlenmiştim. Salak herif diye mırıldanıp sustum.10 dakik daha geçmişti ve adamı sarsarak kaldırma noktasına gelmiştim. Bana istediğimi verip meditasyonuna sonra devam etseydi ya. Zaten geldiğimdede kapı açıktı ve yine aynı şekilde meditasyon yapıyordu. En ufak bir sabrım kalmamıştı. Sadece 12 yaşındaydım ne kadar sabrımın olmasını bekliyordu ki bıkkın bir şekilde bir kez daha şansımı denedim.
"Efendim Ejder otu bana versenizde ben gitsem"dedim
"Bekle diye mırıldandı"
"Tamam ancak"
"Bir daha konuşursan seni... Sus artık"
"Ama,ama..."
Birden yerinden fırladı ve yanındaki dolabın Çekmecesini açarak bana baktı ve bağırdı
"Ne istiyorsun"
"Korkmuş bir şekilde "E...Ejder,Ejder otu" diye mırıldandım.
Açtığı çekmeceden bir kaç Ejder otu çıkardı ve elime tutuşturup beni kapıya doğru sürükledi. Bir yandan küfür ediyor bir yandanda söyleniyordu.elimdeki parayı uzattım ancak bakmadı bile beni kapı dışarı edip kapıyı sertçe çarptı.
İçeriden hala"lanet çocuklar" diye söyleniyordu.
Ağzım şaşkınlıkla açılmış bir şekilde elimdeki Ota ve paraya baktım. Sonra sevinçle gülümsemeye başladım. En ufak bir para bile ödemeden tam 4 adet Ejder otuna sahip olmuştum. Ve sadece 2 tane lazımdı bana. Yüzümde koca bir gülümsemeyle evin yolunu tuttum. Ne şanslıydım amaMerhaba arkadaşlar bu benim ilk hikayem ilk bölüm biraz kısa oldu ama ileriki bölümler daha fazla olucak umarım beğenirsiniz oylarınızı bekliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gardiyan
FantasíaSadece bir çocuktum. Çok bir şey istemiyordum sıradan bir element kontrol edebilsem bana yeterde artardı bile. Bana bunun bile neredeyse imkansız olduğunu söylediler. İnanmadım iyi ki de inanmamışım çünkü şimdi yanlış düşündüklerini görebiliyorum...