GERİZEKALI ABİLERİM (DÜZENLENİYOR)

Namlu

Kıraç Adalar'ın serüveni için takipte kalın ! :)

★

Bir varmış,bir yokmuş..Evvel zaman içinde Zeynep adında küçük, masum bir prenses Bursa'da doğmuş..Babası adalet kralı Hakan, annesi yardım meleği Serpil'imiş..
Ancak,bu küçük prensesin vahşi mi,vahşi öküz Ayaz adında bir abisi,tembel mi tembel Bora adında ikinci bir abisi varmış..Ha! Birde akıllı mı akıllı,üçüncü abisi Akın varmış..

Birgün zavallı,masum prenses ilk görüşte bir delikanlıya vurulmuş.
Ama adının ne olduğunu bilmiyor imiş..Yada biliyor imiş..

Yakışıklı delikanlı prensesin anahtarını evine kadar getirip penceresine çıkmış.Ondan masum mu,masum bir öpücük istemiş. Ama masum kızımız buna izin vermemiş..Gel zaman,git zaman..
Nihayet veda edip,içeri girmiş..

İşte o zaman olan olmuş..Hain ve vahşi abisi Ayaz,koyun edasıyla Zeynep'i süzüyormuş meğersem.
En sonunda koca ağzını açmış ve demişki; "Siktir deli."

﹏✘

Kafama yediğim şaplakla inleyip Ayaz'a hışımla döndüm."Ne yapıyorsun be!?" Omuz silkip, başıyla yazdığım hikayeyi işaret etti."Hayal dünyan ne kadar geniş..
Söylesene ilham kaynağın nedir?" Güldüm."Sen." Bana ters bir bakış atıp,yatağıma uzandı."Babam kampı iptal ediyor muş?" diye sordu,elmadan ısırık alırken.

"Evet." diyerek önümdeki kağıdı katlayıp,"Yeni mi öğrendin?" dedikten sonra çekmeceme koydum."Hıı.Bora'dan öğrendim." Tek kaşım alayla yukarı kalktı. "Rejimde olduğunu sanıyordum?" Gülerek yatakta dikleşti."Oruç ayı bittikten sonra 'diyetteyim' diyerek dolabı götürüyor,ayı." Bende ona eşlik ederek güldüm."Okullar açılınca ne yapacak?" Omuz silkti.

"Geçen sene yaptığını.." Bora,her sene okul konusunda epey bir zorluk çıkarıyordu.Okula gidince onu delirttiklerini,matematik hocasının sayılar yerine ona çarptığını iddia ediyordu.Tabi ilk cümle neredeyse bütün öğrenciler için aynıydı.OKUL=ÖLÜM

"Dedemle aranız nasıl?" Elmasını tamamen bitirip,sapını ağzına tıktı.
"Nazlanıyor." Nefesini verip,"Trip diye bir şey atıyor..Anlamıyorum onu! Özür diledim,diyor ki 'kıçınla söyleme',ona özel çay yaptım, 'zehir mi kattın' diyor.Çıldırıcam!"

Son kelimesiyle stil programlarından birinde ki jürinin 'çıvdıvıcam' demesi gelince istemsizce kıkırdadım."Neyse ben aşağı iniyorum," Ayaz,odadan çıkınca derin bir nefes aldım. Ardından cama doğru ilerleyip perdeyi çektim."Orda mısın?" diye seslendim,Ulaç'a.

"Emrinize amadeyim prenses." diyerek eğildiğinde kıkırdayıp, "Biz gittikten sonra ne oldu?" diye sordum."Ağabeyim bayağı düşündü sizi.Aklında tilkiler dönüyor ama.." Kaşlarımı çattım."Ağabey?"

"Kıraç.Ağabeyim." Bir anda vücudumu heyecan dalgası esir etti.Yerimde oynaşıp,"Hıı?" diyerek devam etmesi için işaret ettim.

"Zeynep?" diye sordu merakla. "Aden Ela Soydamlı,senin neyin oluyor?" İrkildim."Kuzenim.Neden sordun?" Nefesini titrekçe verdi.
"Başı dertte olabilir." Kaşlarımı çattım."Ne demek bela!?"

★★★★★♛★★★★★

AYAZ ARIYOR...

"Efendim?"

"Nerdesin kızım sen!? İki saat oldu!" Araya giren Bora,"On dakika yirmi saniye." diye bağırınca kıkırdadım."Geliyorum!" Telefonu kapattığımda,arkamda hissettiğim gölgeyle arkama döndüm."Kim var orada?" diye sordum korkuyla.

"Ben." Sokak lambalarının ışığından görebildiğim kadarıyla bu..Kıraç?

"Ne işin var burada?" diye sorduğumda,ukala sayılabilecek bir şekilde güldü."Bunu benim sana sormam gerek.." Sigarasını yere atıp,ezdikten sonra tehditvari bir adım daha attı."Küçük kızların bu saatte dışarıda olması,yanlış bir şey..Biliyorsun değil mi?" Kaşları yukarı kalktığında,"Sana ne?" diyerek çıkıştım."Konuya geçeceğim..Sana haber getiren kuş kim,Zeynep?" Tedirgince kımıldadım."Öyle biri yok."

"Beni tanıyor musun?"

Başımı olumlu anlamda salladım.
"İsmini ve suçlu olduğunu bilmek bana yetiyor." Hafifçe dudağı kıvrıldı."Devamını bilmek ister misin?" İşte şimdi bitmiştim!

Namlunun ucuyla uzun bir bakışma eşliğinde,yutkunuyordum.Off!