BÖLÜM 42"GERÇEKLER"

1.6K 114 3
                                    

Yemek masasında angel ve ben hariç herkes neşeyle sohbet ediyordu. tabii kim de çok fazla sohbete katılmasa da en azından bizden fazla konuştuğu söylenebilir. aklımda bu sorun varken nasıl güzel bir sohbet edebilirim ki hemde bizi öldürmek için anlaşmış bir adamla.düşüncelerimden emily nin sesi ile bir anda koptum.

- eliesha?

- efendim?

- deminden beri sana sesleniyorum çok dalgınsın.

- bugün yoruldum galiba biraz ondan sorun yok.

- öyle olsun daha yemeğine bile dokunmadın.

dediğinde kaşıkla sadece oynadığım pilava baktım. canım hiçbir şey istemese bile emily e gülümseyerek büyük bir kaşık alarak pilavdan yemeye başladım. aslında baya güzel olmuş ama sorun şu benim canım istemiyor. daha fazla oyalanmadan yemeğimi yedim ve masadan kalktım. lavaboya ellerimi yıkamaya gittiğimde tam çıkarken karşıma angel çıktı. hafif bir tebessüm ederek

- iyi misin?

diye fısıldadım. fısıldamamın sebebi diğerlerinin bizi duymaması en azından şimdilik akşama zaten anlatacağız. angel ise bariz bir şekilde somurtarak

- kendimi o kızı kurtaramadığım için suçlu hissediyorum.

- onu nasıl kurtaracaktın ki? birisi saldırmış senin bulman da sadece bir şans

- ciddi misin? sen bu söylediğine inanıyor musun?

aslında hayır bu olayda garip bir şey var ama şu anda sadece angel ı sakinleştirmeye çalışıyorum. tabii bunda ne kadar başarılı olduğum merak konusu

- tamam bak haklısın garip bir şey var ama bu senin kendini suçlamak konusu doğru değil.

- bilmediğin şeyler var

- Ne?

- gece konuşuruz.

dedi ve daha cevap vermeme fırsat bile vermeden direk lavaboya girdi. bende aklımdaki sorulara yeni bir soru daha eklenmesi ile birlikte salona geçtim. sofra çoktan toplanmış emily ve kim bir koltuğa oturmuş damon ise başka bir koltuğa noah ise tekli koltuğa. damon ile bu aralar fazla ilgilenemediğim için kendimi suçlu hissettim. yani bana sevdiğini söylemiş ve ben ona hiç bir cevap vermedim. bu çok adice bir şey. suçluluk duygusu tüm bedenimi kaplarken bu işi halletmenin zamanının geldiğini düşünerek salona girdim. hızlı adımlarla damon un yanına giderek oturdum ve kulağına

- dışarı çıkalım mı?

diye fısıldadım diğerleri başka şeylerle uğraştığı için beni duymadıkları zaten belli oluyor. damon bir şey demeden onaylama manasında sadece kafasını salladı. ondan onay almanın mutluluğuyla aniden ayağa kalktım bu ani kalkışım yüzünden tüm gözler bana döndü. ilk aklıma geleni söyleyerek

- biz...biraz odun toplayacağız havalar soğuk oluyor dimi emily?

emily benim bu hareketime karşın sinsice sırıtırken oyunumu bozmadan

- ya tabii çok soğuk oluyor siz bol bol odun toplayın

damon da benimle birlikte kalktı. kapıya doğru giderken salonun göz hizasından çıktığımız için birbirimize değen ellerimiz birleştirdim. tamam biraz utandım böyle şeyleri daha önce hiç ilk ben yapmadım. önce ki sevgililerim hep ilk elimi tutuyordu. bu hareketim karşısında damon çapraz bir şekilde gülerek elimi daha sıkı tuttu. ne kadar sevgimi çok gösteremesem bile onu seviyorum. bahçeye çıktığımızda ormana doğru yürümeye başladık ne de olsa odun toplayacağız demiştik ve toplamamız gerekiyor. ben ne söyleyeceğimi düşünürken damon alaylı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

SADİST MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin