BÖLÜM 31 "SENSİN KUŞ"

2.2K 141 10
                                    

medya kim green



Bazılarının hayatında üç yanlış bir doğruyu götürürken benim hayatımda yaptığım bir yanlış bütün doğrularımı sorgusuz sualsiz götürdü. bu muydu yani hayat? ufacık saçma sapan bir hata yüzünden sahip olduğum kişileri bu kadar kolay mı kaybediyorum? çok saçma değil mi? yaptığım hata bile sayılamayacak kadar küçük bir kusurken bu kadar büyük bir cezayı hak etmiyorum. bu çok saçma. emily, eva ve angel ı yalnız başlarına bırakmamalıydım evet ama sonucunun bu kadar ağır olacağını bilemezdim ki.

sinirden gözlerimi yumarak parmak uçlarımı burun kemerime oturttum. yarı bir vampir olmama rağmen şu an çatlarcasına başımın ağrıması hiç adil değil! gözlerimi açarak parmaklarımı burun kemerim den çektim ve sinirden bütün parmaklarımı çıtlattım. gözlerim tekrar eva yı bulduğun da hala ağlıyordu. bu ağlama sesi sinir bozucu olduğu halde birde düşünmemi engelliyor!

- lanet olsun eva kapa çeneni düşünmeye çalışıyorum

- tamam ben özür dilerim ama o an aklıma geldi....

eva birden duraksayarak ağlamaktan kızarmış gözlerini bana çevirdi. tek kaşımı kaldırarak anlamaz biçimde suratına bakarken düşüncelerimi kelimelere dökmeye karar verdim.

- neden durdun? ne oldu?

- jack!!!

- jack ın nerede olduğunu bilmiyorum eva sorunumuz bu değil şimdi.

- hayır sorunumuz tam olarak bu. emily ve angel ı kaçıranların arasından jack de vardı. hatta benim boynumu kıran da jack di. bunu nasıl yapabilir?

eva nın söyledikleriyle adeta hareket edemez oldum. jack. ne yani bize kardeşine ihanet edip düşman tarafında mı yer aldı? üstelik ben onun hayatını kurtarmışken. bunu nasıl yapar? aklım almıyor.

- emin misin o muydu?

- eliesha o benim ikizim onu iki metre öteden tanırım. oydu. anlamadığım senden güçlü kimsenin olmadığını bile bile neden düşman tarafını seçti?

- evet bu sorunun cevabını bulursan bana da söyle. bu arada jack sırf ikizin diye ona acıma mı bekliyorsan çok beklersin!

- saçmalama jack ikizim olabilir ama o beni hiç düşünmeden bırakıp gitti. aklına hiç gelmedim karşıma çıksın onu kendi ellerimle öldüreceğim.

- pekala. ne yapacağız? bu sana söyledikleri yerin bir tür haritası var mı?

başından beri konuşmaya dahil olmayan damon dedikleriyle hepsinin ağzını açık bıraktı.

- ben nerede olduğunu biliyorum....ama çok tehlikeli bir yer ve bu yere gitmek için tehlikeli yollardan geçmeliyiz. tabii bu yollarının güvenli olanı da var ama yaklaşık bir süre içinde en az bir aya varırız

- tamam tehlikeli yol ne kadar sürüyor

- bir hafta

- tamam bir aya göre daha iyi. ı-ımm ne zaman yola çıkıyoruz.

- yarın sabah gün doğarken çıkalım.

konuşmaya son noktayı damon koyduğunda hepimiz vampir hızımızla eve geri döndük.


Emily ağzından


- bırak beni pislik dokunma!!! geberteceğim hepinizi!

iki kolumdan tutarak beni sabit tutmaya çalışan vampir korumalara bağırmaktan ben usandım ama onlar beni tutmaktan usanmışa benzemiyor belli ki! angel a bakınca benim aksime uslu uslu yürüyor. bu kadar sakin kalmayı nasıl başarıyor anlamıyorum. hayır kaçırılırken kafasını bir yere falan mı çarptı. benden önce onun bağırıp çağırması lazımdı. tamam ben alışığım şu kaçırılmalara falan az başıma gelmedi ama angel sanki her gün kaçırılıyormuş gibi sakinliği üstünde daha çok sinirlerim bozuldu. bu sefer vampir korumalara değil angel a bağırmaya başladım.

- senin de keyfin yerinde kahve de getireyim mi? bu ne rahatlık ya kaçırılıyoruz bilmem anladın mı?burada senin telaş yapman lazım

- ah! hayır telaşımı bizi götürdükleri yere saklıyorum sen bağırmana devam et! sanki çok faydalı olacakmış gibi!!

- hah! ben en azından çabalıyorum tamam mı? inan kurtulduğum da seni yanıma almayacağım.

iki dirseğimi aynı anda iki kolumu tutan korumalara gömmem ile arkamı dönüp vampir hızımla kaçmaya başladım, fakat hesaba katmadığım arkamızdan gelen yakışıklı süper kaslı vampir çocuk. kahverengi gözleriyle burun buruna gelince başını bıkkınlıkla yana eğerek konuşmaya başladı.

- bir yere mi gidiyordun ufaklık?

- tabi ki beşinci kaçma girişimimde de aynı soruyu sordun ve cevabım hala aynı sizden kurtulmaya çalışıyorum. anlama kıtlığı var sanırım?

başını yanlara doğru kütletirken sinirlerine hakim olmaya çalışır gibi bir hali vardı. tamam bu görüntüden biraz ürktüm ama geri adım atmak yok. kaşlarımı çatarak sert olduğunu düşündüğüm bir bakış attım. ama birden dünya tersine döndü. gerçekten dünya tersine döndü ya da ben ters döndüm. Ne? ben nasıl ters döndüm ya? bulunduğum durumu kısa süre sonra idrak edebildim. kahverengi gözlü süper yakışıklı kaslı vampir çocuk beni omuzuna atmış götürüyor. bir yandan da diğer vampirlere kızmaya başladı.

- kuş kadar kızı tutamadınız yazıklar olsun yürüyün. hemen!

kuş mu? hah ben hiç de kuş kadar bir kız değilim. gayet de güçlü bir dhampirim.

- sensin kuş

diye cırladım. bir yandan da yumruk yaptığım ellerimi teker teker sırtına indirdim. ama etkilendi mi. koca bir hayır. küçücük bir ah sesi bile çıkarmadı. lanet olsun. sanırım karşım da güçlü bir vampir var. ama kimin umurun da şahsen benim değil. ben nerelerden kaçtım bunun elinden mi kaçamayacağım.... düşüncelerimi bölen güçlü kahverengi gözlü vampir oldu.

- bak seninle bir anlaşma yapalım. sen çeneni kapa bende sana mine vermeyeyim?

- benim kar ım ne?

- mine yemeyeceksin ya daha ne istiyorsun?

- tamam susacağım ama beni indir

- o olmaz işte güzelim beni o saf korumalardan sanman ne yazık. o zihninde planladığın oyunla bana sökmez

- ya, o kadar emin olma sen benim kim olduğumu bilmiyorsun

- senin kim olduğunu gayette iyi biliyorum. sen baş belası bir dhampirsin. ve kaç kişinin elinden ustalıkla kaçtığını biliyorum.

içime düşen şüphe beni yeyip bitirmeden diline kadar gelen soruyu sordu.

- kimsin sen?

- Kim Green

duyduğum isimle bir an gözlerim şaşkınlık dan açıldı. tanrım! cidden mi? tüm şansım bu mu? ne yani şimdi tüm koruma vampirlere emir verebilen ve onların başı olan bir vampire mi bağırıyordum? hemde en güçlü. manyak. ve psikopat olan. tanrım cidden küçücük bile kaçma şansı bile bırakmadığın için teşekkürler. harika...




evett bölüm biraz kısa oldu ama bu kadarını bile anca yazabildim sınav haftasına giriyoruz. maalesef ki :( her neyse sorulara gelecek olursak :) kim green kim? emily kurtulabilecek mi? jack in ihanetine ne diyorsunuz?

SADİST MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin