BÖLÜM 30"KİM BU?"

2.2K 151 7
                                    

Dağın diğer tarafından yokuş aşağı indiğimiz için çoğu zaman çocuk gibi koşturarak kahkahalarımın eşlik ederken damon ın ara sıra sırıtmaları dışında dağ yolculuğumuz gayet güzel geçti. sonunda maalesef ki yokuş bitince önümüze birden koyunlar çıktı. evet bildiğiniz koyun şöyle tüylü falan olanlardan var ya gerçi koyunun başka türlüsü mü var sanki. üstüme doğru oldukça tüylü bir koyun gelmeye başlayınca çığlık atarak damon a yaklaştım biraz üstüne de çıkmış olabilirim ayağına basarak koluna tutundum. hey koyunlardan korkmuyorum ama gelip de bana sürtünmesinin bir anlamı yok. sürtünmesin ben uzaktan seviyorum. kolunu morartacak derecede sıktığım damon kahkahalarını gizlemeye hiç de gerek duymadan gülmeye başladı. kahkahalarını arasında da

- koyunlardan mı korkuyorsun?

- hayır

diye net bir cevap verdim korkmuyorum sadece sevmiyorum. korkmak ile sevmemek arasında bir çizgi var ve ben çizginin sevmemek olan tarafında yer alıyorum.

- tamam korkmuyorsan kolumu bir bırak bizzat koala gibi yapıştın. birde şu ayağını çeksen artık hani fena olmaz.

gözlerimi kısarak kaşlarımı çattım ve sitem dolu bir şekilde kolunu bırakarak aramıza bir kaç santim koydum. sonrasında ise bilmiş bir ifadeyle

- aman be canım ne ben sen korkarsın diye yanına geldim sonra bir de seninle uğraşamam.

salladığım minik yalanı ben bile şaşırarak söyledim ki damon ın yüz ifadesi gözlerini pörtletmiş, ağzı birazcık şaşkınlıkla açılmış. kaşları ise alayla havaya kalmış biçimde. tamam biraz fazla atmış olabilirim bunu bir deliye söylesem bana "ben deliyim gerizekalı değilim" der. yani çocuğa sülük gibi yapışan benim ama bunu kabul etmeme gerek yok. damaon gözlerini kısarak bana baktı ve

- kafandan uydurduklarına kendin inandıysan ne mutlu sana 

cevap vermeme bile fırsat vermeden önden önden yürümeye başlayınca arkasında kısık oldukça kısık sesle

- kifindin iydirdiklirini kindin inindiysin ni mitli sini

onun dediklerini ince bir sesle tekrar ettim gıcık şey ne olacak, kendini beğenmiş ukala. ego-

- seni duyuyorum az önce söylediğini ve düşüncelerini 

arkasından hızlı bir şekilde yürürken tabii ki de ona laf da yetiştiriyordum.

- ailen sana düşünce dinlemenin ayıp olduğunu öğretmedi mi? 

- hayır ailem ben doğduktan bir kaç gün sonra ölmüş.

kendimi tam bir pislik gibi hissediyorum. niye böyle bir şey söyledim ki sanki. şu lanet olası çenemi yine tutamadım ve her zaman ki gibi her şeyi mahvettim. ne güzel tatlı tatlı konuşuyorduk. şu "özür dilerim bilmiyordum" lafını söylemeyi düşünmüyorum bence çok saçma bir laf zaten nereden bilecektim ki ama en azından bir özür dilemeliyim. 

- üzgünüm. haddimi aştım.

- sorun yok. bak şurada bir kaç insan var birilerini görüp görmediklerini soralım.

- tamam

özür dilemiş olsam da az önceki neşesinden eser kalmadığı için kendimi suçlu hissettim. bir vampir olup kaç yıl geçerse geçsin bazı şeylerin eksikliği veya acısı dinmiyor. sanırım sorun herkes benim gibi acımasız bir manyak değil. ve herkesin hassas olduğu konular var. örneğin evanın kardeşi, damon ın da ailesi emily nin ise ah o konuda pek bir bilgim yok. emily neredeyse sır küpü hiçbir şeyini paylaşmıyor. her neyse bizim konumuz emily değil. damon! onun gönlünü almak istiyorum. her ne kadar o piç gülüşleri sinirlerimi zıplatsa da azıcık da olsa hoşlanmadığımı söylesem kocaman bir yalan söylemiş olabilirim. onun o arsız arsız gülüşleri, içimi ısıtan koyu mavi gözleri ve o ayık olan bir insanı bile sarhoş edecek derecede güzel olan parfüm-

SADİST MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin