Süpriz 1

94 6 0
                                    

EYLÜL
devrim ben mutfakta iken yanıma gelip
-gülüm benim dışarıda bir işim var 1 saatte gelirim. Dedi yanağımı okşayıp
-tamam canım sen çık bende yemek yaparım gelince yeriz.
-a yok aşkım hiç yemek yapma ben gelirken birşeyler alırım.
-iyi sen bilirsin aşkım dedim dudaklarıma bir öpücük kondurup çıktı. Bende odaya çıktım koliden ailemin fotoğraflarının olduğu kutuyu alıp yatağın ortasına oturdum.
Elime ilk aldığım fotoğraf babam ve annemin düğün fotoğrafı idi. Annemin gelinliği özel olarak tasarlanmıştı. Böyle benim tam istediğim gibi gelinlik modeli idi. Kabarık etekli fransız dantelliydi straplez idi. Annem ve babam birbirine aşkla bakıyorlardı. Gözümden yaş fotoğrafın üstüne düştü. O an gözümde yaşı silip gülümsedim. Annem ve babam çocukluk arkadaşı imişler. Babam anneme lisede aşık olmuş zaten annem babamı küçüklüğünden beri seviyormuş ama babam bir türlü açılamamış. Lise sonda aile arasında nişan takmışlar. Üniversiteden mezun olduktan kısa bir süre sonra babam askere gitmiş geldikten sonra annemle evlenmişler ve annem babam evlilikleri boyunca hiç kavga etmemişler çünkü bir birlerini çok seviyorlardı. Ben devrimi hep babama benzetiyorum duruşu konuşma şekli herşeyi ile. Elimdeki fotoğrafı bırakıp diğer fotoğraflardan birini aldım bu fotoğraf ben doğduktan 1 ay sonra çekmişler ben annemin kucağında abim babamın kucağında annelerin yatağının üstündeyiz. Annem bana bu fotoğrafı gösterip hep şöyle derdi "ben hep bir kızım olsun isterdim Allahtan oda bana seni yolladı iyiki seni doğurmuşum" diyordu. Diğer fotoğraflara bakıp zaman geçirdim saatte baktımda devrimin gidişinin ardından 2 saat geçmişti ve hala gelmemişti. Biran endişelendim nedense içime onu kaybetme korkusu oldu. Hemen telefonu elime alıp devrimi aradım. Çaldı çaldı en son çalışta açtı.
-aşkım nerde kaldın seni çok merak ettim?
-aşkım şimdi sana mesaj atacağım yere gelirmisin.? Böyle diyince iyice kuşkulandım
-aşkım sen iyisin dimi?
-iyiyim iyiyim aşkım yok birşey sadece küçük bir yardımına ihtiyacım var sen gelirmisin onu de bana bakayım? Allahım sen onu koru dedim içimden
-tamam canım gelirim sen mesaj at bakayım. Telefonu kapadı mesaj 2 dakika sonra geldi.
Üstüme yeni aldığım siyah tayt onun üstüne kırmızı tuniğimi giydim. Saçlarımı dağınık topuz yaptım. Çantamı telefonumu aldım çıkacaktım ki aklıma abimle aldımız gri hırka geldi onu salondan alıp üstüme giydim ayaklarıma siyah dizime kadar gelen uzun topuklu botlarımı giydim kapıyı kitleyip çıktım çağırdım taksi gelişmişti hemen taksiye binip şoföre devrimin bana mesaj attığı adresi gösterdim. Yaklaşık 45 dakika sonra taksi taksime gelmişti. İyide devrimin taksimde ne işi vardı. Taksici bana dönüp
-hanımefendi geldik. Dedi adamın sesiyle bir an irkildim tam  çantamı elime aldığımda adam
-40 lira dedi.
-efendim?
-ücret diyorum hanımefendi 40 lira.
-hee tamam pardon dalmıştım hızlı bir şekilde cüzdanım dan 50 lira çıkarıp verdim
-üstü kalsın abicim. Diyip taksiden indim. Hemen telefonla devrimi aradım ilk çalışta açtı
-alo devrim ben geldim de sen neredesin.?
-aşkım şimdi dümdüz yürü.
-neee aşkım ya sen neredesin.?
-hatunum sen beni dinle yürü ama telefonu kapama.
-tamam. Dediğini yapmaktan başka çare kalmadı dümdüz yürümeye başladım. Etraf insan doluydu mağazalar tıklım tıklım dı. En son taksime bizimkilerle okuldan kaçıp gelmiştik ve çokta eğlenmiştik hatta eyüp ün annesine mesaj atmıştı okul "oğlunuz okuldan kaçtı" diye akşam eve gittiğinde annesi terlikle evde kovalamış eyüp ü. Aklıma gelince yine gülesim geldi. İstemsiz bir şekilde gülmüştüm sesiz bir şekilde...aşkım daha ne kadar düz yürüceğim... Dedim isyankar bir şekilde
-aşkım sen düz yürü geleceğin yer 1 yıl önce eyüplerle okuldan kaçıp geldiğiniz kafenin iki dükkan ilerisindeki restorana gel. Duyduklarıma inanmamıştım elimde olmadan yüksek sesle
-neee diye bağırdım beni duyanlar dönüp baktılar sonra sesimi kısıp.... Sen nerden biliyorsun?
-eee ben bilirim sen yürümeye devam et dikkatli ol da geleceğin yeri geçme.
Doğru söylemişti nerdeyse varmıştım oraya 5 dükkan ileride eyüplerle geldimiz kafe vardı. Biraz daha yürüp kafenin önüne geçtim sonra iki dükkan ilerisindeki restorantın önünde durdum.
-aşkım geldim. Dedim
-biliyorum güzelim. Yine "neee" diye bağımıştım ama daha kısık sesle bu adam beni hep şaşırıyor. Restoranta girdiğimde bir anda devrim telefonu kapadı. Şaşırdım bir anda. Restorant haddinden fazla sesiz ti işte bu beni korkutmuştu. Uzun bir koridordan geçip içeri girdiğimde ışıklar kapalıydı. Bir anda bir sürü ses...
"İYİKİ DOĞDUN EYLÜL "
Diye bağırdı bağırma sesi ile ışıklar açıldı. Aman allahım herkez burada . Bahar hanım ve kocası.
Eyüp ün ailesi
Kağanların ailesi
Umut abi ve sevdiğim adam.
Bir masanın etrafında toplanmışlardı masada kocaman bir pasta vardı. Üstünde" iyiki doğdun iyiki varsın Eylül" yazıyordu. Devrim yanıma gelip belimden tutup kendine çekti ve bana "iyiki doğdun iyiki varsın hatunum gelecekteki karım çocuklarımın annesi evimin kadını ve yalçın lar ailesinin gelini" dedi ona kocaman sarılıp ağladım. Bedenimden ayrılıp
-şşş güzellik bu gece ağlamak yok gülmek var dedi
Masanın olduğu tarafa doğru dönüp eyüp ün annesi hülya ablaya ve yanındaki kağanın annesi çiğdem ablaya baktım. Onlar annem öldükten sonra bana annelik yapan ilk 3 kadından 2 si idi.3 kadın ise tabiki de bahar hanımdı.
Devrimin yanından ayrılıp çiğdem ve Hülya ablanın yanına gidip onlara kocaman sarıldım. Bir anda çekilip çiğdem ablaya baktığımda ağlıyordu.
-şşş ablam ağlama sen ve sen... Diyip hülya alanında elini tutarak... Bana annemden sonra annelik yapan kadınsınız beni kızınız yerine koydunuz ikinizin Evinde birer ay kaldım sonra yetimhaneye gittim biliyorum ikinizde bana çok dediniz kal diye burda yaşa diye ama ben birine okadar yük olamazdım ama siz annemler öldükten sonra bana en çok destek çıktınız. Dedim ve eyüp ün babası Ali amca ile kağanın babası serdar amcanın yanına gittim.
İkisininde elinden tutup
-sizde bana babam öldükten sonra babalık yapmaya çalışan adamlarsınız çok büyük destek verdiniz bana hem maddi hem manevi çocuklarınızdan ayrı koymadınız. Onların ellerini bırakıp bahar hanımın yanına gitim iki elini tuttum.
-ya sen bana annelik yapmak isteyen 3. Kadınsın. her derdimi dinleyen her ihtiyacımı karşılamaya çalışan kendi çocuğundan ayrı koymayan kadınsın. Şişik karnını okşayıp
Benim bir kardeşim yoktu ama artık var dedim. Kalanlara kafamı çevirip "sizler benim hep kardeşim idiniz" dedim sonra umut abinin yanına gidip kocaman elini iki elim ile tutup.
-Sen koca yürekli adam sen benim 2. Abim oldun sırf benim için adam dövdün dedim. herkesin içinde levent demek beni biraz utandırırdı... Sen kızın hayalindeki abisin kocaman eli dedim ve gözümdeki bütün yaşlar döküldü durdum durdum umut abinin yanına gelince ağladım... O koca elleri ile yanağındaki yaşları sildi ve.... Sende benim olmayan kızkardeşim oldun ufaklık dedi. Veee son olarak bizim tayfanın yanına gitim.
Zaten size söyleyecek söz yok dedim gülerek.
Sizler benim ailemsiniz kardeşinsiniz dostum sırdaşım derttaşım yoldaşım her daim yanımda olan insanlarsınız. Ben böyle diyince hepsi etrafımı sarıp 5 insan birbirimize sarıldık. Devrim dayanamayarak
-aaaa Eylülüm yeter bu kadar göz yaşı döktüğün hadi pastanı kes. Dedi eleri ile benden saklamaya çalıştığı gözyaşı ile onada kocaman sarılıp pastanın başına geçtim. Pasta rn sevdiğim dendi karamelli.
-aaa pasta en sevdiğimden karamelli. Üstünde tam 5 mum vardı. Tabikide bu 5 mum bizim tayfaydı. Dilek tuttup mumları üfledim. Herkez alkışladı sıra hediye zamanında idi.
Devrim ilk olarak hediyesini vermek istedi. Arka Cebinden kırmızı bir kutu çıkardı. Tam tahmin ettiniz gibi YÜZÜK KUTUSU. Devrim kutuyu açıp
-SEN EYLÜL ARSLANOĞLU BİR ÖMRÜNE TALİBİM ÖMRÜNÜ ÖMRÜMLE UZATIRMISIN. Dedi
Ağlayarak...
-EVET. Dedim
yüzük tektaş idi devrim kutudan çıkarıp sol elimin yüzük parmağına taktı. Ve diğer arka cebinden bir sade alyans çıkarıp
-bundan benim parmağıma takarmısın Eylül hanım. Dedi gülerek yüzüğü elinden alıp onunda sol elinin yüzük parmağına taktım ve alkışlar eşliğinde birbirimize sarıldık. Tanımadığım bir erkek sesi
-UMARIM GEÇ KALMADIM. Dedi

KALBİM SANA AİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin