Abi

92 6 0
                                    

10 gün sonra
Eylül
-Eylül hadi uyan hatunum... Karıcım... aşkım... Bak yoksa okula geç kalıcaz.devrimin sesi ile uyanmıştım. Bugün tekrardan okula gitmeye başladım. Yaralarım iyleşmişti. 10 günlük raporum bitmişti. Hee o gün doğum günüm de gelen adam nikah memuru idi. Devrimin diğer sürprizi bu olmuştur. Doğum günümde evlenmiştim. Şahidim de pardon şahitlerim bizim tayfa olmuştu. Nikah memuruda bir gelinin bu kadar şahiti olması beni şaşırttı doğrusu demişti.devrime dönüp yanaklarından öpüp sarıldım ona...
-Günaydın kocacım. Dedim
-ne dedin sen... Birdaha söylese. Yüzüne baktığımda gözlerindeki ateşi gördüm sabah sabah başımı belaya sokmak istemedim...
-kocacımmmm...Devrim daha fazla dayanamayıp dudaklarıma yapıştı... Heeheh aferin Eylül azgın kocanı baştan çıkardın...
Dudaklarımı zorda olsa ayırdım devrimden...bir ara nefes nefese
-devrim okula geç kalıcaz...
-hay şu okulu icat edenin ben...insan iki dakika karısı ile oynaşamamıyor.

-şştt çok ayıp ama hadi kalk hadi canım.. Zorda olsa devrimi yataktan çıkarabilmiştim. Aşağı inip kahvaltı hazırlamayı düşündüm geç kalırız diye bu fikri aklımdan çıkardım. Devrimle okulun sokağına kadar arabayla gitmiştik eğer biri görürse bu bizim için hiç iyi olmazdı. Sokağın başında durup...
-ben burda ineyim aşkım kimse bizi görmesin.
-tamam birtanem hadi sana iyi dersler... Arkamı dönüp kapıya elimi atım aklıma gelen fikir ile tekrar kocama dönüp...kocacımmm.diyip hızlıca arabadan indim... Arkamdan sağlam bir küfür söylediğini duydum. Okulun bahçesine girdiğimde kağan ve eyüp'ü gördüm çardakta ne kadar cool durunuyorsa o kadar cool şekilde oturmuşlardı. Gelen geçen bütün kızlar bizim coolardan gözlerini alamıyorlar dı. Kağan bir tarafta eyüp bir tarafta oturuyor du kağanın oturduğu yer tam çıkış kapısına bakıyordu. Bende gidip kağanın yanına oturmaya karar verdim kağan benim geldiğimi görünce arkaya doğru yaslanmış olan kafasını kaldırıp  güneş gözlüğünü burnunun ucuna kadar getirip...
-hoşgeldin güzellik... Diyip yanağıma bir öpücük kondurdu.
-hoşbulduk... Eee hayırdır yine coolunuz üstünüzde sizin. Dedim eyüp masadan kafasını kaldırıp
-valla benim çok uykum var...ama ordan bakınca hala cool duruyorsam bilmem. Yüzüme kocaman bir gülümseme yerleştirdim. Konuşmamızı bölen şey kağanların sınıf arkadaşı oldu...
-gençler size süper bir haberim var...
Eyüp tekrardan kafasını kaldırıp
-inşallah kafamı kaldıracak kadar süper bir haberin vardır yoksa seni burda düz yatırıp ters s**kerim haberin olsun.dedi tehditkar bir havayla. Bende gerçi gülmeden geçemedim.
-ingilizce hocası tamı tamına bir hafta yokmuş.
Eyüp sınıf arkadaşına ters ters bakıp
-siktirgit Ayhan siktirgit dedi. Acaba bizim bugün ingilizce dersimiz varmıydı. Okulu okadar çok boşlamışımki bir ders programım bile yok. Düşüncelerimi bölen şey kağanın kalkması oldu.
-gençler ben kantine gidiyorum bişey isteyen varmı? Diye sordu.
Eyüp
-bana kahve al yoksa coğrafya dersine bu halde girmesem kadın bu sefer yine beni dersten kovar.
Kağan bana bakıp
-aslında kahvaltı yapmadım yiyecek bir şeyler alabilirsin. Dedim kağan kafası olumlu bir şekilde sallayıp kantine doğru yol aldı. Bu arada hala devrim okula gelmemişti. Eyüp olduğu yerden kalıp yanıma geldi ve dizime uzandı. Tam bu sırada devrim okula giriş yaptı ve bana ölümcül bakışlar attı. Kızmıştı galiba eyüp ün dizime uzanmasına. Geç kalmasının nedeni elindeki tatlı tepsileri idi okulun bahçesindeki bir kaç çocuğu çarıp tepsileri tek tek ellerine verdi hakikaten o kadar tatlıyı ne yapacaktı galiba dağıtacaktı. O okula girerken bende eyüp ün saçlarında elimi gezdiriyordum. Saçları herzamanki gibi yumuşak ve  gürdü.
-Eylül biraz daha saçlarımla oynarsan şurada horul horul uyurum. Dedi eyüp bakışlarımı okul kapısından çekip eyüp'e baktım. Hakikaten de birazdan uyurdu.
-kanka bir şey soracağım?
-sor eyüpçüm.
-nikahın olduğu gece iyi uyuyabildinmi? dedi. Pis pis gülerek söylediği şey yüzünden yanaklarımın kızardığını hissettim. Elimle yüzüne ve kafasını vurdum oda canı acımış gülüşü yaptı.
-ne kadar pisliksin sen ya sorduğu soruya bak şunun. Biz öyle kavga ederken kavgamızı bölen ses ile kafamı kaldırdığımda gözünden ateş çıkar derecesinde ki elinde tepsi ile kocam dı.
-kavganızı tatlı ile bölüyorum ama sevdiğim kadınla evlendiğim için tatlı dağıtıyorum tüm okula...dedi imalı imalı.
Bende hiç şaşırmamış gibi
-aaa öylemi hocam hayırlı olsun kim bu şanslı kız..? Biz atışırken eyüp koca tepsiyi önüne almış tatlı yiyordu okadar hızlı yiyorduki boğulacak diye korkuyordum.
-bu şanslı kız tamda karşımda oturuyor ama geceleri düşünmekten kafayı yiceğim bir soru var aklımda.
-neymiş hocam o soru? Dedim ellerimi gögüsümde birleştirerek
-onu hak edecek ne yaptım ben diye. Yüzüm istemesem de gülmüştü çünkü iltifat etmişti. Eyüp ün öksürme sesi ile gözlerimi gözlerinden ayırdım
Eyüp ise tatlı boğazına kaçmıştı. Sırtına vurup
-helal olsun kardeşim helal. Ders zili çalınca yerimizden kalkıp sınıflara gittik. Nazlı ile ipek çoktan gelmiş idiler. Yanlarına geçip
-Günaydın kızlar dedim.
-Günaydın canım dedi ikiside
-bugün ingilizce dersi var mı?
-var hemde ilk iki ders. Yani şuanda dersimiz boş. Boynuma sarılan kola kimin olduğunu anlamam zor değil Di gelen kağandı.
-al güzelim sana sabah kahvaltısı... Yanağımdan öpüp... Afiyet olsun mösyö. Dedi yine iki yanağıma sulu öpücükler bırakıp gitti. Ne aldığına baktığımda bir orduyu doyuracak kadar yemek vardı.
-oha kağan oha ben hepsini nasıl yerim. Ben daha böyle demeye kalmadan ipek içinden bir kaç şey alıp yemeye başladı
Ağzı dolu iken bir ara
-seninkide tatlı dağıttı. Kimse duydumu diye etrafta baktım ama sınıfta bizden başka kimse yoktu.
-ipek sınıftayız böyle şeyler söyleme sakın biri duyacak şimdi.
-ayy pardon canım bir an unutum.
-Kızlar. Dedi bir ses ama tanımamam mümkün değil di. Nazlı devrime bakıp
-buyrun hocam dedi.
-nazlı ve ipek odama gelirmisiniz?
Beni çağırmamıştı.
-tamam hocam. Dedi ikisi. Devrim onlarla konuşurken gözleri benim gözlerimdeydi.
Tam kapıdan çıkan kızları durdurdu...
-ama ondan önce şu kapıyı iki dakika tutsanıza içeri kimse girmesin.
Nazlı ve ipek birbirine bakıp güldü.
-tamam hocam kapı işi bizde biri gelmeye kalkışırsa yüksek sesle güleceğiz o zaman anlayınki birileri geliyor.
Kızlar kapının önünde konuşma sesleri gelmeye başladı. Devrim yanıma gelip eli ile çenemi tutup kafamı kaldırdı. Gözlerine baktığımda bir çok duyguyu bir arada gördüm... Aşk... Özlem... Arzu... Sevği.
Boşta olan eli ile belimden tutup kendine çekti nerdeyse aramızdan rüzgar bile geçmezdi. Çenemdeki eli dudaklarıma doğru çıktı baş parmağı ile alt dudağımın üstünde gezdirdi içimdeki öpme duygusunu bastırarak nefesimi tutum. Belimdeki eli kalçamın üst tarafına doğru   okşuyordu. Kendimden geçmiştim dudağımda ki elini yanaklarımda gezdirmeye başladı. Sakin ol Eylül sakin ol  dedim kendime okuldasınız sakin ol. Gözlerim kapalıyken bile yüzünün yüzüme ne kadar yakın olduğunu hissediyordum. Nefesinde biraz sigara birazda aşk kokusu vardı. Nefesi şuan tamda dudaklarımın üstünde idi ağzımı hafif aralıyıp öpmesini bekledim ki. Kızların yüksek sesle güldüğünü . Bu bir uyarıydı kızlar daha çok yüksek sesle gülmeye başladı. Ben daha ne olduğunu anlamadan devrimin beni sırama oturup kendiside öğretmen masasına oturdu
-üzgünmüş gibi yap dedi. Sert ses tonuyla şuan içinde binbir küfürler lanetler okuyordur dudaklrımız birleşemrdiği için. kapıdan kızların sesi ile birlikte müdür beyin seside geliyordu demekki bizim tutkulu öpüşmemizi bölen kişi o du. Kapı açıldı içeri giren nin yüzüne bile bakmadım çünkü tahmin ediyorum. Devrim benden gözlerini çekip kapıya doğru baktı.
-buyrun müdür bey. Dedi devrim saygın bir o kadar da otoriter sert sesi ile.
-hocam odama gelirmisiniz eğer burda işiniz bitti ise. Dedi manalı manalı bir sesle müdür beyin gözlerini üstümde hissedebiliyorum.
-tamam hocam ben geliyorum... Diyip ayağa kalktı bana döndü. O sıra müdür bey çıkmıştı bile devrime dönüp
-acaba anladımı devrim dedim. Endişeli bir şekilde
-Korkma Eylülüm sanmam anladığını onun sorunu benle. Dedi gülümsedi ve çıktı arkasından baka kaldım. Telefonumu çantamdan alıp en arka sırama geçtim. Kızlarda devrim çıktıktan 2 dakika sonra geldiler. İpek yanıma oturup
-inşallah yakalanmadanız. Dedi sesindeki korkuyu fark ettim.
-yok canım siz gülünce devrim beni sıraya oturup kendi de öğretmen masasına oturdu. Geldiğinde bizi oturur şekilde gördü hoca ama devrim bana onun derdi benle dedi.
-neyki acaba derdi bunun devrim hoca ile. Kızlarla 10 dakika boyunca muhabbet ettik ipek ve nazlı lavaboya gittiler . Zil çalınca eyüp ve kağan geldi. Eyüp içtiği kahve sayesinde biraz kendine gelmişti. Eyüp yanıma oturdu. Kağanda hemen önümüzdeki sıraya oturdu belini duvara dayadı ama kafası bize doğru dönüktü.
-güzelim senin moralin mi bozuk. Dedi eyüp
-şey... Evet aslında. Dedim.
-noldu? Dedi kağan.
-şey sen gittikten sonra devrim geldi. Kızları odasına çağırdı... Kafamı öne eğip devam ettim konuşmama... Devrim bana birşeyler söyleyecekti... O sıra müdür bey geldi. Dedim sustum ve derin bir nefes aldım.
Eyüp
-yoksa sizi uygunsuz mu yakaladı dedi.
Duyduklarımla birlikte kafamı kaldırıp
-hayır hayır ben sırada oturuyordum devrim de öğretmen masasında... Ama müdür bey dediki... Eğer hocam burda işiniz bitti ise odama gelin dedi... Ama devrim de bana onun derdi benle dedi.
Eyüp ve kağan beni can kulağı ile dinliyorlar dı. Kağan
-acaba ne derdi var o salağın dedi. Kağan ve eyüp hiç sevmezler di müdür beyi.
-bilmiyorum canım bende sizin gibi fransız kaldım konuya... Dedim ve püfledim. Sınıfın kapısı açılıp içeri 2 kız girdi. Bunlar bizim sınıfın dedikoducuları idi. Yanımızda durup
-ayy Eylül yerinde olmak isterdim. Dedi manalı manalı. Bende göz devirip
-niye. Dedim alaylı bir sesle
-ayy baksana iki erkeği birden idare ediyorsun dedi iki kız güldü. Bu sözleri üstüne eyüp sinirle sıraya vurdu ve kalktı kızın üstüne doğru yürüdü. kız onun sinirle kalktığını görünce korkudan 2 adım arkaya doğru gitti.
-bana bak küçük orospular siz Eylül'ü kendiniz gibimi sandınız. Bizim 5 arkadaş gezdigimizi ve aramızda kardeşlik ve arkadaşlık bağından başka bir şey yok... Ama siz bu dediğim kelimeleri bilmezsiniz çünkü sizin için arkadaşım kardeşim dediniz insanların yatağına girince bitiyor dimi dedi eyüp duyduklarım üzerine o kadar şaşırdım ki eyüp bir kıza böyle konuşması şaşırmıştı beni. Kız ağlayarak
-allah hepinizin belasını versin dedi ve gitti. Eyüp bana dönüp
-bak güzelim bu iki orospu sana karışırlarsa bana söyle. bide ben bunları yatağıma alayım Dedi eyüp. kağan o kadar sakindiki gülüyordu
-aynen Eylül eyüp ün dediğini bende yaparım dedi kağan
-siz ikiniz sapıklar hadi derse hadi. Deyip onları sınıftan kovaladım. Aklıma onlar gidince, devrim gelidi. Acaba ne yapmıştı. Merakıma yenik düşüp mesaj atmaya karar verdim.

KALBİM SANA AİTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin