Fotoğraf :devrim Yalçın.
Kaç saat geçti sensizlikten yada kaç gün...
Tamı tamına bugün 1 hafta oldu Eylülü görmeyeli. Kaç defa evin önüne gidip nasıl diye merakımı giderdim.
Bir kere camda bir kere de balkonda yakaladım.
Çok solgun du yüzü kilo kaybetmiş gibiydi. Aslında daha çok almadı lazımdı hamile bi kere o.O gün istifamı verip okul ile ilişkimi kestim ve bu evlilik meselesini okulda müdürden başka kimse bilmiyordu. Aksi takdirde öğrenilirse müdüründe başını yakardım.
Sanki benden geri kalır yanı vardı. Ben evliydim o ise gönül eğlendirme.
Neyse beni ilgilendirmez.
Abim o akşam geldi.
İlk önce bir meyhaneye gittik.
Tıpkı şuan olduğumuz gibi...-içim yanıyor abi... Evde güneşin sesini gülüşünü duymadığım hergün ölüyorum...
-sabret koçum gelecek Eylül o eve geri gelecek merak etme.. Olaya ben dahil Olucam bu saatten sonra.
-gerçekten mi abi.
-tabii lan sen hiç merak etme..bu arada abisi noldu öğrenmiş mi.?
-yok şuan iş için yurt dışındaymış galiba yarın geliyor.
Elimiz deki son bardağı kafaya dikip hesabı ödeyip çıkıp eve geçtik.
Abim benden daha az içtiği için arabayı o kullandı.
Kafamı cama yaslayıp Eylül ile geçirdiğim günleri tekrar hayal ettim.Nede mutluymuşuz.
Şimdi ki mutsuzluğumuzdan istifade.Eve gelince direk odama yöneldim.
Merdivenleri çıkmak zulüm gibiydi.
Kafam güzel değildi yani sarhoş olmamıştım.Kapının önüne geldiğimde kapının çok hafif açık olduğunu fark ettim.
Muhtemelen annem girmiştir diye düşünerek içeri girdim.Kapıyı kapatıp cama doğru gözlerimi çevirdiğimde odanın karanlığından istifade içeriye vuran ay ışığının altında duran Eylülü gördüm.
Ellerimi gözlerime götürüp ovaladım.
Hayır sarhoş değildim yada öyle hissediyorum.
Ama şuan karşımda yatağın üstünde ay gibi parlayan Eylül oturuyordu.Kafasını kaldırıp yüzüme baktı.
Ağlamıştı yine gözleri şiş şiş ti.Şok haline girmiştim ne yürüye biliyordum nede konuşabiliyordum.
Sanki zaman durmuş gibiydi.
Aklıma beni terk ettiği gün aklıma gelmişti.
Tekrardan bir korku sardı bedenimi.
Ağzımı açıp konuşmayı denedim.-buradasın dimi kafam güzel değil o kadar içmedim ama inşallah hayal değilsindir yoksa bunu kaldıramam.
Beni dinledikten sonra gözyaşları arasında küçük bir kahkaha attı.
Söylediklerim komiğine gitmişti.Ayağa kalkıp yanıma geldi.
Bir elini kaldırıp yüzüme koydu.-şuan susadığım dudakları kana kana içmek isterdim ama alkol almışsın eğer seni öpersem bebeğimizin alkolik olmasını istemem.
Diyerek güldü.
Hayal değilmiş gerçekmiş.Yanağımdaki Elini tutup avuç içini öptüm.
-burda bekle geliyorum sakın bir yere gitme.
Onu orda bırakıp banyoya girdim.
Bu üstümdeki kokudan ve alkolden kurtulmalıydım.İlk önce duş alma kararımla sıcak suyun içine girdim.
Bir güzel paklanıp yarım saat sonra duştan çıktım.
Dişlerimi fırçalıyıp naneli şeker attım ağzıma üstümü giyene kadar şeker eridi ağzımda.
Kendimi hazır hissedince banyodan çıktım.Ama oda boştu.
Ne yani hayal miydi.Aşağıdan gülüşme sesleri duyunca odadan çıktım.
Koşarcasına merdivenlerden inip salona girdim.
Salonda annem abim Eylül ve bizim çocuklar vardı.Eylül beni görünce abimin yanından kalkıp yanıma geldi.
Tam önümde durup yüzüme baktı.
Bir koku algılar gibi olunca parmak uçlarında yükselip beni kokladı.Kısık benim duyacağım bir ses tonuyla yüzünde küçük bir gülümseme ile konuştu.
-naneli şeker mi yedin sen?
Kafamı evet anlamında salladım.
-başka varmı canım çekti?
-hemen bekle getiriyorum.
Koşa koşa merdivenleri çıkıp odadan şekeri aldım.
Salona tekrar girdiğimde Eylül olduğu yerde hala durmuş beni bekliyordu.
Şekeri verip keyifle ağzına atmasını izledim.Aniden ağzımdan çıkan kelimeyle yüzündeki gülümseme buruklaştı.
-özledim
Sustu yüzüme bakmaya başladı.
-bende çok özledim dayanamayıp geldim.
-iyi ki gelmişsin güzelim.
Diyerek sarıldım.
Benden mutlusu yoktu bu akşam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM SANA AİT
ChickLitBir trafik kazası düşünün... Biten iki hayat... Bir kaybolan hayat... Bir de acıyla geçen bir hayat... Kalıyor orta da... Bir de başlayan bir aşkı düşünün... Ama bu aşkın altında koca yatan bir sır var... Ve... En iyisi siz kitabı okumaya ba...