Multimedya:Emir Güven
∆ İyi okumalaar!
Engin Abi geliyordu ve ben hala "Ne yapacağım ben?"diye düşünüyordum.
Tam o anda aklıma bir fikir geldi.İlhan Bey'in odasının kapısı kilitli değildi.Az önce rüzgar sayesinde açık olduğunu öğrendim.O zaman oraya saklanabilirdim.Evet!Oraya doğru hızlı bir adım attım.Kapıyı yavaşça açtım ve içeri doğru süzüldüm hemen.Benim kapıyı yavaşça kapatmamla,Engin'in kapıyı gürültüyle açması bir olmuştu..
"Ya içeri girerse?"diye bir ses kafama dank ettiğinde "Hemen saklanmalıyım."dedim kendime."İyi de nereye girmeliyim?"diye gözlerimle etrafı taradığımda İlhan Bey'in masasının altına girebilirim diye düşündüm.
Engin Abi'nin adım seslerini duyduğumda gözyaşlarım durmuş,kalbimin sesini dinliyordu.Kalbim ise saatin tik tak seslerini geçmiş her salise de bir küt küt atmaya başlamıştı..
Engin Abi geliyordu!
"Allah'ım ne olur beni görmesin ne olur?"diye Allah'a yalvarırken İlhan Bey'in masasının altına girmiştim.Engin Abi geliyordu.Hatta gelmişti ki kapının kolu şu an aşağıya indirilmişti.İki elimle gözlerimi kapatmış ve nefesimi farkında olmadan tutmuştum.
Eğer yakalanırsam ki bu ihtimali düşünmek bile istemiyordum.Ama eğer yakalanırsam
işte bu sefer yandığımın resmidir.Evet! Kapıyı açacak ve beni görecek.Allah'ım hayır...Lütfen!
Eee?Niye içeriye girmiyor?Ne oldu?
Galiba şu anda kapının önünde duruyordu.Çünkü gölgesi görünüyordu.Sonra içeri girmişti.
Şunları söylediğini duydum masanın altından çıktıktan sonra "Her halde kapı rüzgarın etkisiyle kapanmış olacak..İlhan açık bırakmıştı.Bu gün temizlik görevlileri gelip temizleyecekmiş odasını.Çok titizdir de kendisi...".
Adam da Engin Abi'de birer oh! çekti sonra.
Ama Engin hayatının ve kariyerinin en büyük hatasını yaptığının farkında bile değildi.
Çünkü eğer ben buradan çıkarsam..Sahi!Ben burdan nasıl çıkacağım?
Bir fırsat kollamam gerekiyordu şimdi.Evet,fırsat yaratmalıydım.Ama nasıl?Bir on dakika kadar durup düşünmeye çalıştım ama yok. Yok..Burdan nasıl çıkacağıma dair herhangi bir fikrim yok.
İşte..Buldum!Şu an 3 İdiot'taki Rancho gibi "Buldum!Buldum!"diye bağırmak istesemde sadece küçük küçük danslarla kendimi ödüllendirmiştim.
Sonunda harika bir plan yaptım.Harika dediğime bakmayın!Sadece doğru zamanı kollayıp en uygun zamanda dışarıya çıkacaktım.Mükemmel değil mi?
Biraz daha kapıya yaklaştım.Sesleri arada bir kesiliyordu ama yine de duyuluyordu.
Şimdi aklıma bir fikir daha gelmişti.Bari gelmişken adamın adını da öğreneydim,değil mi?
Onlar yine konuşmaya başlamıştı Engin Abi "İyi de ben sana çarpta kızı hastanelik et demedim ki.Kızın kolunu kırmışsın."dedi."Ben sadece korkut dedim."diye de ekledi namussuz!
"Kusura bakma Abi.Bilemedim."demişti karşıdaki.Engin Abi "Tamam tamam.Kızın durumu iyi.Bir iki haftaya kadar toparlanır.Hadi ama asma suratını.."dedi.
Adam sessiz kalırken Engin Abi "Kime diyorum ama ben?Sen Emir Güven'sin.Pes etmek yok,dememiş miydin sende bana böyle."
Neee?Doğru mu duydum ben Emir Güven?Bu isim bir şeyler çağrıştırıyor ama ne?Sanki Sema ile bağlantılı gibi ama... Yok yok...Sende iyice paranoyak oldun.Her şeyi Sema'ya yıkmaya başladın.
Onlar konuşmaya dalmışken fırsat bu fırsat deyip hemen kendimi sessizce koridora atmıştım Kapıları yine aralıktı...Adamın yüzü sonradan işime yarayabilir diyerek son defa adamı seçmeye çalıştım.Ama bu sefer şans benden yanaydı.Adamın yüzünü tam olarak görebiliyordum.
Kahverengi gözleri ve kirli sakalı vardı.Oturuyordu ama uzun boylu ve iri yapılı olduğu belliydi.Kimilerine göre yakışıklı olabilirdi ama kesinlikle bana göre çirkindi!
Adamın yüzünü seçtikten sonra dışarı attım kendimi...Ayakkabılığa kilidi bıraktıktan sonra son hız merdivenlerden inmiştim.
Dışarıda ise o çok sevdiğim yağmur kokusu vardı.Severdim çünkü bana huzur verirdi yağmur.Bazılarına hüznü hatırlatırdı bazılarına ise yalnızlığı...Ama bana huzur verirdi işte.Bugün ise sadece huzur hissini değil "Güvendeyim."hissiyatını da telkin etmişti.
Ve yağmur kokusunu olabildiğince içime çekmeye çalıştım.Karaciğerlerime bol miktarda yağmurdan sonraki toprağın verdiği huzur kokusunu doldurdum.
Engin Abi'nin yaptığı kazık aklıma geldi yine.Bürodan bayağı uzaklaştığım için artık hüngür hüngür ağlayabilirdim.
Bir insan bunu nasıl yapar?Hele o kişi arkadaşınızsa?Bu güne kadar hiçbir kusurum olmamıştı ona karşı.Belki de fazla değer verdim.Benimde en büyük hatam değmeyen insanlara fazlasıyla değer vermemdi.Belki yine dozu kaçırmışımdır ha?Offf! Suçu kendimde aramaktan bıktım,yine ben suçsuzdum.
Yağmur sağanak halinde yağmaya başladığında çevremdeki insanlar koşuşturmaya başlamıştı evlerine dönmek için..
Ben ise eve gitmek istemiyordum.
"Ya Ferda'da bu oyunun içindeyse?"diye sormaktan kendimi alamamıştım.
Ya bana aşık olduğunu söyleyen Berk'te bu oyunun bir parçası ise?
Yağmur dindiğinde her tarafım sırılsıklam olmuştu.Eve dönmeye niyetim yoktu ama sokakta kalmaya cesaretim de halim de yoktu.Semih'e de gidemezdim.Yine kendimi karanlık bir dehlizde hissetmeye başladım.
Kimsesiz, çaresiz...
Telefonumda yanımda değildi Semih'lerde unutmuşum.
Şimdi eve gidersem bir sürü soru soracaktı Ferda.Ve eğer Ferda'da bu işin içindeyse..
İşte bu riski ne olursa olsun göze alamazdım.Otelin iyi bir fikir olacağı sonucuna vardığımda kendimi ilk bulduğum otele atmıştım.
Otele girip giriş yaptım.Nasıl olduysa paramı yanıma almayı unutmamıştım ve bu durum beni oldukça şaşırtsa da çok sevinmiştim.
Odayı çıkıp direkt yatağa girdim.Şimdi sadece uyumak istiyordum.Sadece uyumak....
∆ Bir günde iki bölüm düzenledim nasılım;-) ;-)
∆ Bölüm nasıl??
∆ Lütfen yorum yapmayı ve votelemeyi unutmayın!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gayya Kuyusu (Kitap olacak eminim)
Teen FictionBuse işini severek yapan dürüst ve güvenilir bir avukat...Yine dava dosyalarıyla meşgul olduğu bir günde Semih'in motosiklet kazası geçirdiği haberini alır.İşin tuhaf yanıysa haberi bir tek o alır.Çünkü adamın telefonu o sırada yanında değildir.Peki...