Multimedya:Buse Kaya
Kapıyı açtığımda Sema'yı karşımda buldum.Biraz afalladım haliyle ve oldukça şaşırdım.Çünkü bana gelmeyeceğini söylemişti son konuşmamızda...Onu karşımda görünce şaşırmam biraz doğal değil miydi?Sema bana sarılınca bende ona sarıldım.
Sonra ayrılıp ona bakmıştım."Neden gelirken haber vermedin?Seni karşılamaya gelirdik.Kahvaltı falan hazırlardık."dedim hala şaşkınlığımdan silkinemeden.
"Bende bunu bildiğimden haber vermedim zaten."Sesinde tuhaf bir tını yakalasam da bozuntuya vermedim.
Sema'yı kapıda unuttup bir süre ellerini tutarken kalmıştık öyle.
"Beni içeri almayacak mısın?"
Ben şaşkınlığımdan silkinip "Tabi,buyur."dedim.Elimi iceriye doğru uzatıp girmesini bekledim.Gelmeseydi tuhaf olurdu?Ama gelişi de tuhaf oldu?Neden böyle aniden geldi ki?İçeri aldım onu.
Salonda Ferda vardı.Kapıya gelip Sema'yı görünce yüzünü buruşturup odasına girmişti kaçarcasına.Oda kapısını da çarparak kapattı.Sema bana bakıp "Ne oldu?"diye sorarcasına baktığında ben açıklama yapma gereği duyup ona sofrayı toplamadığım için bana kızgın olduğu yalanını uydurdum.Belki inanmamıştı zaten nedenin ne olduğu bariz ortaydı.
Sema'da neyseki inanmış gibi yapmıştı.Sonra Sema'ya oturalım deyip kanepeye oturdum salona geçtiğimizde. O da yanıma oturdu pervasızca.
"Niye bu kadar ani oldu gelişin?İnsan bir haber verir."deyip yalandan hafifçe dizine vurmuştum.
"Davaya iki gün kalmadı mı?Ondan geldim.Hem davada Semih'in yanında olmak istedim."dedi tatlı tatlı.Kaşlarımı çatmıştım.
Emir'e nispet yapar gibi...Bu neydi şimdi?Sonra Semih'i hastanede yüz üstü bırakıp gittiği aklıma geldi.Aslında bu durum daha vahimdi.
"Hastanede yüz üstü bıraktın ama!"derken fazla soğukkanlıydım.
"Buse sende beni yanlış anlamışsan Semih beni nasıl yanlış anlamasın ki?"dedi.Elleriyle yüzünü kapatırken dirseklerini dizlerine dayandırmış,dizlerini titretiyordu.
Yüzüme son bir umutla bakınca "En baştan anlat her şeyi o zaman."dedim kesin bir dille.
Sema bana Emir'in anlattığı her şeyin aynısını anlattı.Buralardan gitmek istediğini...Emir'i...Onu sevmediğini...Semih'i sevdiğini...Bugün Semih'e karşı sevgisinin daha çok arttığını...Semih'i o halde bıraktığı için pişman olduğunu...Ve onu hala deliler gibi sevdiğini...Eğer Semih isterse nişanlanmak istediğini dahi ekledi.
Peki ya Semih? Hala onu seviyor muydu?Ya hala onu seviyorsa?Ben ne yapardım o zaman?Dayanabilir miydim artık buna?Yüreğim zelzeleye uğrar gibi Sema'nın dudağından çıkan her kelimeyle sarsıldığı için suskundum."Buse..Hadi Semih'e gidelim?"Konuşmasını bitirip hemen olaya dalınca şaşırmış ve irkilmiştim.
"Şimdi mi?"ben aval aval bakarken o heyecanla "Evet...Niye ne oldu ki?"demişti.
"Semih'in şimdi hastanede olma ihtimali yüksek.İstersen akşam gidelim?"dedim ama aklında apayrı bir soru işareti mevcuttu.
"Hımm...Tamam.Peki benim Emir'i Semih'in üstüne saldığımı Semih'e söyledin mi?"
Niyeti ortaya çıkınca en soğuk ifadeye bürünmüş sesimle "Hayır!Senin söylemeni bekledim."dedim omuz silkerken.
"Teşekkür ederim Buse!Çok teşekkür ederim.Buse..Ben hastane koridorunda seni görünce Semih'i sana emanet edebilirim,diye düşünmüştüm.İyi ki emanet etmişim.Evet onu o halde yüz üstü bıraktım diye kızabilir bana.Ama sonra affeder beni.Bugün geldim ve onu çok sevdiğimi anladım.İstediği kadar kızabilir.Suçluyum...Bugün ona her şeyi anlatacağım.Kendimi kurtarmak için onu ateşe attığımı,uçurumdan yuvarladığımı anlatacağım.Emir'i onun üzerine saldım.Ondan özür dileyeceğim...Sence beni affeder mi Buse?"dedi elimi tutarken.Şimdi yüzü tamamen bana dönüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gayya Kuyusu (Kitap olacak eminim)
Novela JuvenilBuse işini severek yapan dürüst ve güvenilir bir avukat...Yine dava dosyalarıyla meşgul olduğu bir günde Semih'in motosiklet kazası geçirdiği haberini alır.İşin tuhaf yanıysa haberi bir tek o alır.Çünkü adamın telefonu o sırada yanında değildir.Peki...