8. BÖLÜM: GÜL

1.1K 164 12
                                    

Pera ~ Zemheri eşliğinde...

Okuldan çıktığımda annemin evde olmadığını öğrendim ve ev için küçük çaplı bir alışverişe çıktım. Elimde poşetler ile boş yolda yürürken bu gün duyduklarımı belki bininci kez gözden geçirdim.

Elisya'yı ilk gördüğümde öz saygısını yitiren bir kız olduğunu hiç tahmin etmemiştim. Aksine gayet sıcak kanlı ve oldukça... normal görünüyordu.

Şu durumda aşık olduğu biri varken başkasıyla sevgili olup üstüne üstlük ona karşı yapmacık bir kıskançlık beslemenin hiçbir haklı veya mantıklı yanı yoktu.

Delirmemek için düşünmeyi bırakıp elimdeki poşetleri düşürmemeye çalışarak anahtarı çantamdan çıkardım.

Çantamı kapatma gereği duymadan anahtarı deliğe sokmak için bileğimi acıtan poşetleri düzelttim. Lanet olası anahtarı deliğe bir türlü sokamazken ter içinde kalmış bileklerimin morarmasına neden olmuştum.

Tam pes edip poşetleri öfkeyle atacağım sırada arkamda bir gövdenin sıcaklığını hissettim. Sırtım geniş bir göğüse yaslanırken derin bir nefes çekip burnuma aşina olduğum kokunun dolmasına izin verdim.

O'ydu.

Sıcak eli bileğime sarılıp ellerime doğru hareketelenirken burnunu saçlarıma yaklaştırıp aldığı nefes ile gözlerimi kapattım.

Eli anahtarla birlikte elimi kavradı ve anahtarı kolayca deliğe soktu. Sola çevirip kilidi açtıktan hemen sonra elini elimden çekti. Ardından sıcaklığı ruhumdan koparılan bir nefes gibi kayboldu. Adım seslerini duyduğumda gözlerimi araladım.

Dönüp gittiği yöne baktığımda turuncu sokak lambalarının altında siyah varlığı ile ilerlediğini gördüm.

Köşeyi döndüğünde kapısı aralık olan eve girip elimdeki poşetleri mutfağa götürdüm. Poşetlerle birlikte yeri boylayan çantamı almak için hareketlendiğimde sapının yarısı çantamın altında kalan gülü fark ettim. Çantamdan düşmüştü.

Kan kırmızısı yapraklarında zariflik akan gülü dikenlerine dikkat ederek elime aldım ve burnuma yasladım. Taze kokusu bulanık beynimi aydınlatırken bu gülü onun çantama koyduğunu anımsadım. Ben dokunuşu ile kendimden geçerken koymuştu çantama.

Dudaklarım mükemmelliğini hissettiğim bir gülümsemeyle gerilirken kapıdan koşturup onu bulmak ve boynuna atlayıp bu işi fazla uzatmamayı söylemek istedim.

Gülü su doldurduğum ince, kıvrımlı bir vazoya koyup odama çıkardım. Komodinimin üzerine koyarken oturup uzun uzun izlemeyi aklımdan geçirmiş, karnımdan gelen hayvansı gurultu ile bu fikirden vazgeçmek zorunda kalmıştım.

Mutfağa döndüğümde poşetleri boşaltırken ilk gün ona bahsettiğim boşluğa ektiği kardelenlerin gün geçtikçe, onu gördükçe çoğaldığının farkına varmıştım. O benim çektiğim acının meçhul şifasıyken, beni biliyorken, benim onu bilmemem hiç iyi değildi.

Kim olduğunu öğrenmem gerekiyordu. Evet, yapacaktım bunu. Onu, kim olduğunu bilerek sevecektim.
🐚🐚🐚🐚

Soslu makarnayı mideme indirip en sevdiğim havuçlu tarçınlı kekten yapmak için yeniden mutfağa geçtim. Malzemeleri tezgahın üzerine dizerken gülün üzerimde bıraktığı sarhoşluk hala etkisini yitirmemişti. Şikayetçi de değildim doğrusu.

Küçük bir kaba havuçları rendelerken bile felç olmak üzere olan kolumun ağrısını çok takmamış, yüzümdeki gülümsemeyi silmemiştim.

Kek karışımın kalıba döküp fırına verdiğim sırada annem aramış yarım saate evde olacaklarını söylemişti. Onlara da küçük bir sofra hazırlayıp televizyonun önüne kuruldum.

Dedikleri gibi yarım saat sonra kapı çalınırken heyecanla ayağa kalktım. Sıkıldığım doğruydu.

Eve yorgun bir halde girdiklerinde yüzüm asılmıştı ama çaktırmamaya çalıştım. Sofraya oturup yemeklerini yedikten hemen sonra ikisi de bir koltuğa yığıldı. Gözleri kapanmamak için kırpışırken bu gün pekte eğlenecek havada olmadıklarını anladım.

"Ben odama çıkıyorum." Babamın duyduğundan bile emin değildim ama annem ağırca başını bana çevirdi.

"İyi geceler tatlım." dedi yorgunluk akan sesiyle.

"Size de." diye mırıldanıp odama doğru ilerledim.

Kapıyı açtığım an gözüm komodinin üzerindeki güle kaydı. Birkaç dakika önce asık olan yüzümde tatlı bir gülümsemenin gerilimi yaşanırken bedenimi yatağa bıraktım. O anda benimde annem ve babamdan farkım olmadığını anladım.

Başımı yastığa yaslayana dek yatakta sürüklendim.

Gözlerim gerçekten güzel olan güldeyken ağırlaşıp kapanırken bedenimin belirli yerlerinde, özellikle bileğimde, onun dokunuşunun sıcaklığını anımsayarak uyuya kaldım.
💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐💖⭐

DENİZ KABUĞU ~ Zehra Sağır

28.02.2017

DENİZ KABUĞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin