5

4.7K 263 79
                                    

Bugün okula gidecek halim bile yoktu ama şu an yaptığım şey Kris'in arabasının camına başımı yaslamaktı.Başımı hafifçe cama hafifçe çarpsam bile başımı buradan kaldırmayacaktım.Onu görmek istemiyordum.O da beni pek umursuyor gibi değildi zaten.

Okula geldiğimizde yine onu umursamadan arabadan indim ve sınıfa yürüdüm.Karşıma Lin çıkınca yine biraz korkmuştum.Yanıma geldi ve gülümsedi.Ben de ona zoraki gülümsedim.Onunla yakın olmamam gerekti.Hem onun acı çekmesini istemiyordum hem de kendimin.

''O adam senin neyin oluyor?''dedi bana bakarak.Başımı kaldırıp ona döndüm.

''Ben...Hiç-''

Suratının aniden düşmesiyle izleri görmüş olduğunu anladm.

''Ne olduğunu anladım.Boşuna çeneni yorma.'' yanımdan geçip gidecekken kolundan tuttum.Boynumdaki izler çok belliydi ve başımı kaldırınca ortaya çıkıyordu.

''Sandığın gibi değil, beni yanlış anlamanı istemiyorum.O, benim hiçbir şeyim.''dedim.

''Yani hiçbir şeyin olmayan biriyle yatıyorsun?'' kulağıma eğilip fısıldamıştı.Doğruydu, ama buna mecburdum.Ona söyleyip söylememek arasında kaldım ve sonunda söyledim:

''Buna mecburum.'' daha fazla açıklama bekleyecekti ama söyleyemezdim.Lin'e güvenmiyordum bile.Belki bana okul hayatımı zehir edecekti ama açıklamam gerekti.

''Polise git, oradan kaç'' gibi şeyleri söyleyecekti ona bu şeyleri açıkladığımdan dolayı ama ben bunları yapamazdım.Yapabileceğim bir şey yoktu.

Ağzını açtığında ''Sorma.''dedim ve yanından ayrıldım.

Verecek cevabım yoktu, birilerini kurtarmak için sürtük oluyordum işte.

***

Okul çıkışına kadar yalnızdım.Lin de gelmemişti, ya da başka birileri ki gelmemesi gerekti.Kimseyle arkadaş olamazdım.Şu borcun bir an önce bitmesini istiyordum.Abim tedavi oluyordu ve bu sayede onunla kalarak burada okuyabilirdim.Ya da hayır, anneme gidecektim.Burada kalırsam onu hatırlardım.Onu hatırlayacak bir şey istemiyordum.

Çıkış kapısına yürürken yanıma Lin gelmişti.Kris buralardaydı ve ben bu sefer bitmiştim.Kris beni dinlemeyecekti.''Lanet olsun'' diye fısıldadım.

Kris bizi gördükten sonra arabadan inip bize yaklaşmaya başlamıştı.Hızlıca Lin'in yanından uzaklaşmaya başladım ama Lin kolumu tuttu ve çekmeme izin vermiyordu.Kris ona yumruk salladı ve beni bırakmasını sağladı.Lin yumruğun etkisiyle yer düşmüştü.Yerden kalkıp Kris'e yumruk attı.Kris yalpalamıştı.Ben dahil okul bahçesindeki herkes şokla ikisini izliyorduk.Kimse karışmıyordu.

Kris Lin'in yakalarına yapıştı ve sordu:

''Sen kimsin ki?!''

''Ben onu seviyorum!Peki sen kimsin?Hiçbir şeyi?''Lin deli gibi kahkaha attı ve ben ona şokla baktım.Seviyorum?Beni mi seviyordu?Olduğum yerde dururken Kris Lin'ibıraktı ve beni boynumdan tutarak kendine çekti.Dudaklarıma yapışırken gözleri açıktı ve Lin'e bakıyordu.

''Kim olduğumu anlamışsındır umarım.''

Gözüm Lin'e kaydığında gözlerinde hayal kırıklığı gördüm.Şimdi Kris elimden tutmuştu.Çıkışa sürükleyecekken Lin beni tuttu ve ondan ayırıp dudaklarıma yapıştı.

Bu durum cidden komikti.Herkese rezil olmuştum ve kıçımı artık Kris'ten kurtaramayacaktım.Ben bitmiştim.Belki Lin de bitmişti.Kris'in neler yapacağını kestiremiyordum.Kris Lin'in böyle yapmasına şaşırmıştı.Ben de şaşkındım.Herkes şaşkındı.

Dudaklarımdaki baskı gidince Lin başını eğmişti.

''Sen öldün!''dedi Kris ve beni kolumdan tutup arabaya çekiştirdi.

***

Arabada bir köşeye sinmiş onun bağırmalarını dinliyordum.Eve gitmeyi istemiyordum, ölmek istiyordum.

Kris'ten korkuyordum.Daha birkaç gündür beraberdik ve ben onun bu hallerini görmek istemiyordum.

''Eğer okuldan bir kişiyle dahi konuşursan herkesi öldürürüm.Anladın mı?''

''Ben ondan uzak durmak istedim.Yemin ederim öyle bir şey yapacağını bilmiyordum.Ben-''

''Sus!''

Sustum.Zaten bir daha da hiç konuşmadım.Beni odasına götürdü ve o gün defalarca birlikte olduk.Acı çekerken sadece ağladım.Kimseyle konuşmayacaktım.Sadece onun odasına gidecektim ve bu işkencenin bitmesini bekleyecektim.

***

Haftalar olmuştu ve o bendeki sessizliği fark etmişti.Onun isteklerine boyun eğiyordum.Bazı geceler ise sürekli ona boyun eğmemden rahatsız olup sertçe beceriyordu beni.Okulda bile sorun çıkarmıyordu artık.Lin'le de konuşmuyordum zaten.Aslında, kimseyle konuşmuyordum.Bu benim istediğim bir şeydi.Kimseyle konuşmak istemiyordum.
Sadece umutsuzdum.
Üç haftadır onunla birlikteydim ve ben bu üç haftada tamamen tükenmiştim.Beni daha ne kadar yanında tutacaktı acaba?
Biraz sonra tekrar onun odasına gidecektim.Yine onunla birlikte olacaktım ve daha sonra sınavlarıma çalışacaktım.Bu hep böyleydi.
Kendi odamdan çıkıp yavaşça onun odasına adımladım.Kapıyı açtığımda ağzında sigarasıyla kravatını çıkarıyordu.Beni fark edince bana döndü.Sigarasını ağzından çekince başımı eğdim.Başlıyorduk.
"Bu sonuncu olacak, abinin borcu bununla birlikte bitecek.Artık özgür kalacaksın ama eğer biraz daha para kazanmak istersen devam edebiliriz?"
Başımı iki yana salladım.Devam etmek mi?Buradan kurtulmayı o kadar isterken neden devam edeyim ki?
Buradan gideceğim için içten içe mutluydum ama bunu yüzüme yansıtmadım.Ona tepki vermeyecektim.
Yavaşça ikimizi de soyarken gözlerime bakmaya çalışıyordu ama ben kaçırıyordum.
"Aslında gitmeni hiç istemezdim.Bunu söylesem bile asla yanımda kalmayacaksın biliyorum.Bu, bana Tanrı'nın verdiği acı olsa gerek, kötü birisi olduğum için.Bu gece seninle sevişmek istemiyorum.Sadece sana sarılmak ve beni dinlemeni istiyorum.Çünkü kimse beni dinlemedi."
Belki kalbime giren ağrıdan ya da başka bir seçeneğim olmadığı için onu başımla onaylamıştım.Aklım karışmıştı.İçimdeki ses onun kötü birisi olmadığını söylüyordu.İnanmak istemiyordum o sese.Onu da dinlemek istemiyordum.Çünkü insanların duygularını öğrenirsem onlar hakkındaki düşüncelerim değişirdi.Ben ondan nefret etmek istiyordum.
Çıplak bir şekilde yatakta yatıyorduk.O bana sarılıyordu ve benim ellerim de göğsündeydi.
"Küçükken ailemi daha önce sana anlattığım şekilde kaybettim.Daha ergendim ve bilirsin, aptaldım.Uyuşturucu kullanmaya başladım.Bana iyi geliyordu ve ben o geri zekalı kafamla başkalarına satmaya başladım.Kendim bıraktım ama hem kendi ruhumda hem de başkalarının ruhunda dayanılmaz izler bıraktım.Keşke zamanı geri alabilseydim diyordum ama seninle tanıştım ve ben, seni seviyorum.Sana yaptıklarım için özür dilemek istiyorum ama beni yine de affetme.Ben affedilecek şeyler yapmadım.Seni seviyorum.Senin iyi olmadığını biliyorum ve şu saatten sonra borç umurumda değil.Abin tedavi olmaya devam ediyor ve sen onun evinde kalabilirsin.Abin iyi olduğu zaman o da yanına gelip senden af dileyecektir.Mutlu olmanı istiyorum."
Bir şey demedim.Hala acı veriyordu bana.Bunları söylemesi gerekmezdi.Bunu bildiğim için daha fazla acı çekecektim.
"Gitmek istiyorum."dedim.Günler sonra ilk kez konuşarak.O ise bana gülümsedi.Onunla ilk karşılaştığımda korumalarının silaha sarılmasındaki an gibiydi.
"Beni dinlediğin için teşekkür ederim."

***

Abim hala tedavisine devam ederken ben onun evine gelmiştim.Evi toplayıp uyuşturucuya ait olan bütün izleri temizledim.
Bütün ev temizliğini yaptıktan sonra gülümsedim, yorulmuştum.Yerde oturuyordum ve ayağa kalkarken gözlerim karardı.Bir yerlere tutunmak için ellerimi savurdum ama hatırladığım son şey ıslak zemini tenimde hissetmemdi.

-

Bölüm geç geldiği için özür dilerim kontrol etme fırsatım olmadı hata görürseniz söyleyin düzelteyim :*

Tao Is In A BadlandHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin