Verdiğim karardan binlerce kez pişman olacaktım belki, ama yine de yapabileceğim farklı bir şey yoktu.Her yol bana zarar veriyordu.
Sonunda adını öğrendiğim adam, Kris'ti.Parayı annemin hesabına yollamıştı ve onun zoruyla okulumu buradaki bir yere aldırmıştık.Tabii annem abimde kalacağımı sanıyordu ama Kris'le olacaktım.Annem bankada parayı görünce şaşırmıştı ve açıklama yapmamı beklemişti.Ben de borç işini abimin hallettiğini söylemiştim.Ama halleden bendim, abim yine uyuşturucu alıp borç açacaktı, biliyordum.
Kris abimi tehdit etmişti.Anneme bir şey çaktırırsa onun uzuvlarını teker teker kesecekti.Yani ona öyle söylemişti ama ben öyle yapmayacağını biliyordum.
***
Kris'in benim için hazırladığı odada, yatağımda otururken kapı aralandı ve içeriye Kris girdi.
''Nasıl hissediyorsun?''dedi duvara yaslanarak.Cevap vermedim.Hissettiğim şey nefretti, ondan da kendimden de nefret ediyordum.
''Pekala, okul işini hallettim.İki gün sonra seni okuluna bırakacağım.Her gün okula benimle geleceksin ve her okul çıkışı seni ben alacağım.Okuldaki hareketlerini daha sonra konuşuruz.Akşam için hazırlanmanı istiyorum.Buraya aslında bunu söylemek için gelmiştim.''dedi.
Derin nefes aldım.Daha ruhum kendini hazırlayamazken o akşama hazır olmamı istemişti.Yavaşça başımı salladım.Ama gerçek şuydu ki, yapmak istemiyordum.
***
Akşam zorla da olsa onun odasına gitmiştim.Odasında bir teras vardı ve şu an orada gökyüzünü izleyerek gülümsüyordu.İçten bir gülümsemeydi, huzur bulmak için yapılan sanki.
Beni hissetmiş gibi arkasına döndü.Beni görünce gülümsemesini hızlıca sildi.Bir şeyleri saklamak için olduğu çok belliydi.Yavaşça yanıma gelip ellerini omuzlarıma koydu ve yüzüme eğildi.Gözleri önce dudağımda geçmeye başlayan yarayı buldu.Oraya ufak bir öpücük bıraktıktan sonra gözlerime baktı.Titrediğime emindim.
Tekrar dudaklarımı öptüğünde gözlerimi sıkıca kapadım.
''Canını yakmayacağım.''dedi.Sesi sakindi.Gözlerimi titrek bir şekilde açtım.Üzerimizdekileri çıkarmaya başladığında gözümden birkaç damla düştü.
Utanıyordum, istemiyordum, dayanamıyordum.
Beni yatağa yatırdı ve üstüme eğildi.Penislerimizi birbirine sürttüğünde ağzımdan hıçkırık kaçırdım.Saniyelik de olsa yüzüme bakmıştı.Daha sonra ise dudaklarıma yapışıp emmeye ve ısırmaya başlamıştı.
Bir şey yapamıyordum, sadece ağlıyordum.
Boynumda izler bırakırken hıçkırıklarımı durduramıyordum.
''Ağlamayı kes!'' ses çıkarmamak için ellerimle ağzımı kapadım.Vücudum onun dokunuşlarına tepki veriyordu.İstemsizce sertleşiyordum ama bundan iğreniyordum.Kendimden iğreniyordum.
İçime girdiği zaman ellerimi ağzımdan istemsizce çekip çarşafı sıktırmıştım.İşkenceydi benim için.
O inlerken ben sadece hıçkırıyordum.
İşi bittiğinde içime boşalmıştı.
Onun pisliklerini istemiyordum!
Hıçkırıklarıma devam ederken yanıma yattı ve beni kolları arasına çekip sarmaladı.Bu adamı anlayamıyordum.Bu odada daha fazla durmamı sağlayarak bana işkence yapıyordu.
Kolları arasında hala hıçkırırken konuştu:
''Daha ne kadar ağlayacaksın?''
Yine cevap vermemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tao Is In A Badland
Fanfiction"Lütfen o parayı bana geri verin, annemin ona ihtiyacı var.Lütfen!" "Peki, bu parayı bana geriye nasıl ödeyeceksin?"