"Seni çözmeyeceğim."
"Lütfen!"
Kris beni dinlemeden soyundu ve bana sürtünmeye başladı.
Penislerimiz birbirine değerken inlememeye çalışıyordum ama bu mümkün değildi.Utanıyordum.
Defalarca yapmamıza rağmen neden hala utanıyordum?
"Çığlık at Tao,"
Beni neden azdırmaya çalışıyordu, Tanrı'm.
Kris içime girdi ve git gellerinin hızını sürekli olarak arttırdı.
"Kris, Kris!"diye bağırdım.İnanılmaz zevk alıyordum ve ellerimin serbest kalmasını istiyordum.
"Çöz lütfen, dayanamıyorum!"
"Kendine bir daha dokunacak mısın?"
Başımı iki yana olumsuz anlamda salladığımda vuruşlarını durdurdu.Oysa ben aynı hızda devam etmesini istiyordum.
Elleriyle göğüs uçlarımı sıkıştırdı ve oynadı.
"Ne dediğini duyamadım, dokunacak mısın kendine?"
Sertçe içime girdiğinde zevkle "Hayır!"diye bağırdım.
Tekrar tekrar "hayır" diyordum Kris'e.En son Kris'in adıyla boşaldığımda karnımın kasılmasıyla vücudumu gevşettim.
Kris içimden çıkıp menilerini göğsüme ve karnıma dökmüştü.Çok azı da yüzüme sıçramıştı.
"Tanrı'm, Tao!Neden her halinle mükemmelsin?Lanet olsun!Seni çözeceğim ve bu sefer senin ellerin benim vücudumda, benim ellerim de senin vücudunda olacak.Mükemmelliğinle beni sarmanı istiyorum.Seni seviyorum bebeğim!"
Kris'in dedikleriyle yanaklarım kızarırken o bağlı olduğum halatların hepsini çözüyordu.
Beni tamamen çözdüğünde, vücudumu biraz esnettim ve Kris'e sarıldım.
"Zevk aldım ama, lütfen bir daha bunu yapma."
"Minik bebeğimiz karnında kendini belli etmişti o şekilde, biliyor musun?"
"Evet sen de bebeğim varken beni o şekilde bağladın."
Kris'e yalandan kızmaya çalışıyordum.İkimiz de biliyorduk ki bebek daha küçük olduğu için herhangi bir zarar görmezdi.
"Özür dilerim, bebeklerim."
Kris karnımı öptükten sonra dudaklarıma yöneldi.Dudaklarımda oyalanırken göğüslerimle oynuyordu.
Yorgun olsam bile devam ediyordum.
Dudaklarımı Kris'in dudaklarından çektim ve onun altından kayıp üstüne çıktım.
Kris'in gözleri zevkten kararmıştı.
"Bunu senin yöneteceğini düşünmek bile beni delirtiyor, Tao."dedi fısıltı şeklinde.
Penisini tuttum ve deliğime konumlandırdım.
"Düşünerek delirmeye devam et çünkü bir daha bunu zor görürsün."
Kris dediğime kahkaha atmıştı.
O gülerken penisine oturduğumda kahkahası hırlamaya dönüşmüştü.
Üstünde yavaşça git gel yaparken ellerini kalçalarıma koydu ve beni hızlandırdı.
Zevkten Kris'e bakamıyordum bile.Başım arkaya düşmüştü ve gözlerimi açamıyordum.
Yorulunca daha da yavaşladım.Ona baktığımda yorulduğumu anlamıştı ve kalçasını yukarı aşağı hareket ettirerek beni hızlandırmıştı.
İkimiz de inleyip hırlıyorduk.
Bu günü de birlikte sonlandırırken odamız ikimizin inlemeleriyle dolmuştu.***
"Bebeğim, yapmak istediğin bir şey var mı?"
Kris'le beraber kahvaltı yaparken canımın sıkıldığını yüzümdeki ifadeden anlamıştı.
"Aslında ben sadece birlikte bir yerlere gitmek istiyordum."
"Ne gibi yerler?"
Onunla tatil yapmak istiyordum ama onun işleri vardı.Buna ne derdi bilmiyordum.
"Hiç, sadece sokaklarda dolaşmak falan işte."dedim umursamazsa.
"Öyle mi?Oysa benim aklımdan seninle güzelce bir tatil yapmak vardı.Japonya falan harika olurdu sanırsam, ya da İtalya?Neyse, sen sokaklarda gezmek istiyorsan onu da yapabiliriz."
Bunları dedikten sonra rahatça yemeğine geri dönmüştü.Ben de nasıl kıvırtsam modundaydım.
"Haha, benim demek istediğim sokaklarda gezerken tatil için alışveriş falan yaparız demekti!Tabii ki asıl amacım tatil!"
Kris bana bakarak gülümsedi ve saçlarımı okşadı.
Bunu yapmasıyla yüzümü yere eğdim ve hafifçe gülümsedim.Saçımı okşadığında utanıyordum.
"3 saat sonra hazır ol seni evden alacağım ve birkaç sokak turlayacağız."
Elleriyle çenemden tutup yukarı kaldırdı ve alnıma öpücük kondurarak evden çıktı.
Ben de odamıza gidip hazırlanmaya başladım.***
"Kris burası çok güzel!"
Mutlulukla çevreme bakarken burayı neden daha önce keşfetmediğimi düşünüyordum.
Kris benim gözlerime bakarak gülümsüyordu.
"Önce bir şeyler mi yemek istersin yoksa alışveriş yapmak mı?"
"Alışveriş!"diye bağırdım.
"Bazen senin kız olduğunu düşünüyorum."
"Ama alışveriş eğlenceli."
Kris elimden tuttu ve beni birkaç dükkanın önüne sürükledi.
"Japonya'da okyanusa bakan bir evim vardı, uzun zamandır oraya gitmemiştim.Beraber oraya gidip harika vakit geçirebileceğimize eminim.O evde sana ait bir sürü şey istiyorum.İstediğin her şeyi alabilirsin, aşkım."
"Tao, gerçekten bu kadar fazla şey alacağını bilemezdim, bir daha asla öyle bir cümle kurmayacağım."
"Bu fırsat bir daha ayağıma gelmezdi, ben de bir sürü şey aldım."
"Parasında değilim işin, ama kollarım ağrıdı."
Kris'in yanına gittim ve ona sarıldım.
"Kollarını belimde dinlendirebilirsin."
Kris gülümseyerek kollarını belime sardı.
"Gerçekten de, dinlendirici."
Ben de gülümsedim ve kollarımı sıkılaştırdım.
"Yarına uçak biletlerimizi aldım."
"Ne çabuk?!"dedim.Cidden şaşırmıştım.Kris bana sadece göz kırptı ve adamlarını eve çağırdı.Birkaç kişi valiz vs. şeyleri getirdi.
"Benim kollarım yorgun olduğu için, valizleri sen hazırlayacaksın Tao."
"Ama hani dinlenmişti?"
"Çok sarılamadık ama."
Kris küçük bir çocuk gibi dudak büzdüğünde elimi yavaşça ağzına vurdum.
"Bütün çekiciliğin gitti az önce!"dedim gülümseyerek.Kris de gülümsedi.
Aldığımız eşyaları bavula düzgünce yerleştirmeye başlarken Kris duşa girmişti.
Bavuların yerleştirmesini bitirince yatağa uzandım ve Kris'in duştan çıkmasını bekledim.
Birkaç gündür gerçekten yorgundum.Kris'i beklerken istemsizce gözlerim kapanıyordu.
Son hatırladığım şeyler adım sesleriyle yere düşen su damlalarının sesiydi.***
"Uyan bebeğim."
Kris'in huzurlu sesini duyuyordum ama gözlerim açılmak bilmiyordu.
"Biraz daha,"
"Eğer biraz daha uyursan, uçağa geç kalacağız."
Zorla da olsa yataktan kalkmış ve banyoya gitmiştim.
Temel işlerimi hallettikten sonra üstümü değiştim.
Kris acelemiz olduğunu söylemişti, bu yüzden evden hızlıca çıkıp arabaya bindik.
Havaalanına sürerken gülümsüyorduk.
"Emin ol seni orada çok şaşırtacağım."-
Bikac gunun ardindan bolum attim xd
Kurs var bu hafta yine, neyse bakalim diger bolum bizimkileri ciddi anlamda kavusturmayi dusunuyorum.
Okudugunuz icin tesekkurler 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tao Is In A Badland
Fanfiction"Lütfen o parayı bana geri verin, annemin ona ihtiyacı var.Lütfen!" "Peki, bu parayı bana geriye nasıl ödeyeceksin?"