"Böyle durumlar hamile bir birey için çok normal, efendim."
"Yani bir şeyi yok?"
"Evet, yok.Ama siz yine de onu çok yormamaya özen gösterin, her konuda."
"Pekala."
Kris doktoru gönderirken ben kıpkırmızı bir suratla arkalarından bakıyordum.
Her konuda?!Bayıldıktan sonra Kris endişelenip doktoru aramıştı.Bir şeyim olmadığı için gerçekten seviniyordum.
Yatakta oturur pozisyona geldim ve Kris'i bekledim.Birkaç saniye sonra odaya girmişti.
"Bir daha o şekilde bayılma Tao.Nasıl endişelendim biliyor musun?"
"Bayılırken haber vereyim mi?"dedim gülümseyerek.
Kris de gülümseyerek yatağa atladı ve bacaklarıma kafasıni koydu.Ona gülümsedim ve ellerimi saçlarına koydum.Yavaşça okşarken elini kaldırıp yanağıma koydu.
"Neden bu kadar güzelsin?"
Cevap veremedim.Beni her serefinde bu şekilde konuşarak utandırıyordu.
"Bana kendini daha fazla tanıtır mısın?Seni gerçekten tanımak istiyorum."
"Ne öğrenmek istersin?"
"En sevdiğin şeyler, doğum tarihin gibi?"
"Bunları hiç konuşmamıştık, gerçekten.Sana kendimi tanıtacağım, sen de kendini tanıtırsan."
"Beni yeterince iyi tanıdığını sanıyordum, her şeyimi araştırmışsın."
"Öyle değil, seninle ilgili birçok şey biliyorum evet, ama kişilik özelliklerini çok az biliyorum."
"Pekala, sen bana kendini anlatırsan ben de sana anlatacağım.Ama bunları koz olarak kullanmak yok."
"Koz derken?"
"Mesela ben kıskanç biriyim diye beni kıskandırmaya çalışma."
"Harika bir fikirmiş, zeki karım benim!"
"Kris!"
Kris kahkaha attı ve bacaklarımdan kalkıp yanaklarımi sıktı.
"Her seferinde aynı tepkiyi vermene hastayım!"
"Sinir ediyorsun beni!"
"Hoşuma gidiyor senin bu hallerin."
"Ama sinir oluyorum."
"Ama hoşuma gidiyor?"
"Kris!"
İkimiz de kahkaha atmıştık bu sefer.***
Kris'le birlikte denizin içindeydik.Beni kolları arasına hapsetmişti.Onun yüzünden yüzemiyordum!
"Kriz bıraksan da biraz yüzsem?"
"Olmaz, tehlikeli olabilir.Sonuçta okyanusa bağlı bi yer."
"Beni köpekbalıkları yemez."
"Boğulmandan korkuyorum, senin ya da çocuğun su yutması iyi olmaz."
"Beraber yüzelim o zaman?"
Kris beni onayladı ve kollarını üzerimden çekti.Beraber açılırken bir yerde durduk.
"Ne zaman geri döneceğiz?"
"Hep burada kalmak istemez misin?"
"Hayır, burası anneme çok daha uzak.Biraz da olsa onun yakınında olmak beni mutlu ediyor."
"Onu görmek ister misin?"
"Evet, hem evleneceğimizi de söylemiş olurum!"
Kris bana yaklaştı ve dudaklarıma öpücük kondurdu.
"O zaman seni ona götürürüm."***
Bir hafta tatil yapmıştık ve şu an annemin olduğu şehideydik.Ona evleneceğimizi haber verecektim.Eminim mutlu olduğumu öğrenince o da mutlu olacaktı.
Çarşıda gezerken Kris sürekli telefonuyla ilgileniyordu.Moralimi bozmuştu bu durum.Benimle neden hiç ilgilenmiyordu ki?
O telefonuyla ilgilenirken canım tavuk çekmişti.İleride tavuk dükkanı görünce oraya ilerledim.
Dükkana girecekken kolumun tutulmasıyla arkama döndüm.
"Nereye?!"
"Tavuk dükkanına, ne oldu ki?"
"Neden haber vermiyorsun?"
"Telefonunla ilgileniyordun, çok işin var diye düşündüm.Zaten annemin evine yaklaştık.Neden bu kadar büyütüyorsun ki?"
"Bunu sonra konuşacağız, şimdi yemek ye."
"Yemeyeceğim, iştahım kaçtı."
"Sorun ne?!"
Sokak ortasında bağırmasıyla gözlerim doldu.O da bunu fark etmişti ve elerini yüzüme yaklaştırmıştı.Ondan uzaklaştım ve annemin evine doğru hızlıca yürümeye başladım.Kris de sessizce arkamdan geliyordu.Onunla konuşmayacaktım.Olay fazla büyük değildi ama o bana sokak ortasında bağırmıştı, herkes bize bakmıştı!
Lanet olsun, neden birden böyle olmuştu ki?
Oysa bugün anneme evleneceğimizi söylemeye giderken çok mutluydum.Annemin evine geldiğimizde dudaklarıma gülümseme yerleştirdim.Kris bunu yaptığımı görünce şaşırmıştı.Birbirimizi tanıyorduk işte!Ben de buydum, üzüntümü saklıyordum.
Annem kapıyı açınca şaşırmıştı.Bizi hiç beklemediği açıktı.Muhtemelen anneme göre Kris beni zorla evinde tutuyordu-ki çok da yalan sayılmazdı.
"Anne!"dedim ve anneme sıkıca sarıldım.Kris de yapay bir gülüş yapmıştı.
"Burada ne arıyorsunuz, bir şey yok ya?"
"Anne aslında sana bir şey söylemek için gelmiştik.Kris'le evleniyorum."
"Ne?!Tanrım, ne zaman?"
Annem mutluca gülümsemişti.Kris de gülümsemişti.Sanırım onunla barıştığımı düşünüyordu.
"Daha belirlemedik anne.Kris ilgilenecek bu işle, biliyorsun ben hamileyim."
"Ah, geçin de içeride konuşalım."
"Pek vaktimiz yok anne.Geri dönmemiz gerekiyor."
"Telefonla da arayabilirdin o zaman..."
"Ama seni özlemiştim!"
"O zaman birazcık kalın."
Annem gerçekten iyi bir ikna ediciydi.İçeri geçtiğimde Kris de benimle beraber girmişti.
"Ben hemen geliyorum, siz keyfinize bakın!"
Annem koşarak mutfağa gittiğinde Kris boğazını temizledi.
"Tao, ben özür dilerim."
"Harika."
"Ne harika?"
"Şu an özür diledin ve her şey harika oldu değil mi?Ne kadar kırıldım orada!"
"Ama sen de bana haber vermeden bir dükkana giriyordun."
Lanet olsun, cidden kalın kafalıydı.
"Telefonla değil de benimle ilgilenseydin o zaman!"
Artık ayağa kalkıp Kris'e dolu gözlerimle bağırmıştım.Neden böyle yapıyordu?
"Kiminle konuşuyordun o telefonda, sana beni unutturan şey neydi?!"
"Tatlım ben sadece balayımız için hoş bir yer arıyordum, lanet olsun sürpriz olacaktı!Geçmişe bak Tao!"
Telefonunu sinirle bana uzatmıştı.Evet şu an gerçekten kendimi geri zekalı gibi hissediyordum.Ama o da bunu bugün yapmamalıydı.
Ben ağlıyordum o ise sinirle saçlarını karıştırıyordu.
"Oğluma ne yaptın?!"
Odaya annem girince ikimiz de ona döndük.Elinde büyük bir bıçakla Kris'e bakıyordu.-
2 gündür bölüm atmamışım amk
Yarın yeni bölüm gelir, hızımı alamazsam 2 bolum birden yazabilirim yarın, eğer böyle olursa pazar günü fici bitiririm cünkü 20.bolume kadar kurguyu belirledim
Okuduğunuz için teşekkürler 😍😍

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tao Is In A Badland
Hayran Kurgu"Lütfen o parayı bana geri verin, annemin ona ihtiyacı var.Lütfen!" "Peki, bu parayı bana geriye nasıl ödeyeceksin?"