6

18 3 3
                                    

İskelede Ateş'in kollarının arasında gördüğüm rüyadan sonra hızlıca ordan uzaklaşmış eve gelmiştim.Beni etkileyen bir çocuğu kaçıracak olmamız değil başka birşeydi.Gördüğüm rüya belkide tüm ömrüm boyunca görüp görebileceğim en korkunç rüya olabilirdi.Kan,çığlıklar herşey kazayı anlatıyordu sanki.Arabadaki kız ise bendim.Benim olduğum araba kaza yapmıştı.Bu küçük bir halüsinasyon olabileceği gibi kazadan bir işarette olabilirdi.İnternette araştırmalarıma görede zaten hafıza kayıpları geçici olup böyle rüyalar görülmesi normaldi.Tabi sadece geçici hafıza kayıpları için geçerliydi.Doktorun dediğine göreyse benim herşeyi hatırlama ihtimalim düşüktü.Hatta yüzde sıfır falandı.

Rüyada araba denize yuvarlanmıştı.Bu gerçekten olmuş olabilirdi.Kimse bana kazanın neden olduğunu anlatmamıştı fakat bu rüya belkide herşeyi anlatıyordu.Gördüğüm arabadaki adamın hareketlerine göre frenler bozulmuş gibiydi.Buda demek oluyordu ki kaza yaptığım arabanın frenlerinin bozulup denize yuvarlanma ihtimali vardı.Rüyaların gerçekleşebildiği gibi terside çıkıyordu.Ve birde arabadaki adam vardı.Gördüğüm rüyalardaki karanlıklar.Benim üstüme siper almıştı kendi canını hiçe sayarak.Ben arabada tek olduğumu düşünürken belkide yalnız değildim.Eğer yalnız değilsem o adam ölmüş olabilirdi ve o yüzden babamlar hiç birşey anlatmamaya karar vermişlerdi.Adam benim önüme siper alıp ölmüşse benim yüzümdendi hepsi.Beni korumak için ölmüştü belkide.

Veya hepsi sadece bir rüyaydı.Basit bir rüya.

Birde Ateş'in teklifi vardı.Dedemle bir kafa olmuş anlaşmışlardı.Bense kabul etmiş sayılırdım.Annesiyle konuşabilirdik.Çocuğa güzel iki gün geçirtip mutlu edebilirdik.Belkide gerçekten bu bir kaçırma değildir.

Tabi büyük finali unutmamak lazım.Ateş'e sarılıp ağladım ben!!Onun o beni mest eden kokusu burnuma dolarken hiç çıkmak istememiştim o kollardan.Güvendeydim.Sanki kendi dünyamda,kendi krallığımda.Hem zaten Ateş'te bırakmamıştı rahatsız olan adam bırakırdı.Ya ayıp olmasın diye bırakmadıysa?Yok ya Ateş ayıba falan bakacak çocuk değil.Ne olursa olsun o kolların arasında olmak güzel gelmişti.Rüyaya rağmen huzur vermişti.

Bütün gece bir sağa bir sola dönüp uyuyamazken sabaha karşı uyuyakalmıştım.

Sabah kalktığımdaysa Hayal masa başında boş boş etrafına bakarken Bartu yine kahvaltı hazırlıyordu.İşi gücü yokmuş gibi her sabah gelip niye kahvaltı hazırlıyordu ki?

"Günaydın"

"Pek aydın değilde..neyse sanada günaydın"Hayal gözleriyle Bartu'yu gösterdiğinde sabah sabah Bartu'nun onu sinirlendirdiği belliydi"Bak Bartu'da gelmiş kahvaltı hazırlıyor bize.Bizim elimiz kolumuz yok ya sevap işlemeye gelmiş zeki çocuk."dedikten sonra gözlerini devirip kafasını tekrar masaya koydu.

Bartu'yu sevmediğini biliyordum.Bu evde Bartu'yu en çok seven annemdi.Onun kafasında bizi mutlu bir aile yapmak vardı.Bartu'nun da buna karşı çıktığı pek söylenemezdi.Benim fikrimi soranda yoktu.Ama bu konu açılırsa susacağım anlamına gelmiyordu.

Bartu'nun bayağı bir uğraştığını belli eden sofraya oturduğumda deli gibi aç olduğumu yeni fark ediyordum.Dün sabah kahvaltısından beri bir şey yememiştim dedemin evinde olanlar sonra hemen gelip yatağa girmem falan derken hiç birşey yememiştim.

Ağzımdaki bir dilim yetmezmiş gibi ikinci bir dilim peyniri  daha sıkıştırdığımda iğrençliğimi umursamadan konuşmaya başladım.

"Kazada araba denize mi yuvarlandı?"dediğimde sanki 'hamileyim'demişim gibi ikiside gözlerini açıp bana bakmaya başladı.

"Hatırlıyor musun?"diyr soran Hayal öyle bir gülümsüyordu ki sanki 'evet hatırlıyorum'desem havalara uçucak gibiydi.

Bartu'nun gülümsemesi yüzünde solmuş yüzünü sert bir ifade almıştı.Buda sanki yapmamam gereken birşeyi yapmışım gibiydi.Hatırlamamı istemiyor gibi.

Kalp UnutmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin