7

24 4 8
                                    

"Sevgili değilsiniz yani?"dediğinde gözlerimi devirip kafamı yüzüncü kez sağ sola salladım.

Sarp arabaya bindiğimizden beri Ateş ve beni çok yakıştırdığını ve kesinlikle sevgili olduğumuzu üstüne basarak dile getirmekten yorulmamıştı.

Ateş ilk başta bu dediklerine gülmüş daha sonra o da sinirlenmiş cevap vermeyi kesmişti.

"Peki neden sevgili değilsiniz?Ateş Abi bu kız çirkin mi?"

Ateş gözlerini çevirip ilk önce yüzümü sonrada pür dikkatle şortum sayesinde açık kalmış bacaklarımda gözünü gezdirip pis pis sırıttı.

"Peki sen Esil Abla şu çocuğa bak taş gibi ben baklavaları burdan görebiliyorum."

Bu sefer ben gezdirdim gözlerimi.Önce uzun siyah saçlarında,kahverengi gözlerinde.Sanki sert bir kayaymış gibi duran gögüsünde ve sıkı tişörtünün altından belli olan baklavalarında.

"Nasıl bakıştınız öyle be öpüşün bari."

"Çocuk annen baban sana neler öğretiyor ya?Sapık şey."diye sert çıktığımda Ateş kahkahalarla gülmeye başlamıştı.Sarp'sa kaş göz işareti yapıp havaya öpücük atıyordu.Bu iki gerizekalı sayesinde bozulan sinirlerim ve dün gece uyumamanın verdiği yorgunlukla kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapadım.

***

Geldiğimiz yer deniz kenarının ilersinde küçük bir yazlıktı.Denize uzak olup önünde sadece bir havuz olması beni üzmüş Sarp'ı sevindirmişti.

Yol yaklaşık 3 saat sürmüş ben bütün yol boyunca uyumuştum.Sarp Ateş'in başını şişirdiği için eve girdiğimiz anda Ateş yukarı uyumaya çıkmış beni bu veledle televizyonun karşısında bırakmıştı.

"Esil abla ben acıktım galiba."

Demesiyle beni mutfağa göndermeside bir olmuştu.İlk başta yorgun olduğumu söylesemde beni tehdit yağmuruna tutmuş vicdan azabına sürüklemişti.

Bir çocuk ne sever bilmediğim için dolapta bulduğum kıyma ve patatesle köfte ve patates kızartması yaptım.

Belliki biz gelmeden dedem dolaba varana kadar doldurmuş almıştı ihtiyacımız olan herşeyi.

Bense evde çalışan Zümrüt Teyze'yi çok sevdiğim içindi güzel yemek yapabilmem ondan öğrenmiş,geliştirmiştim.

Herşeyi sofraya yerleştirdikten sonra Sarp'ı çağırıp güzelce tabağını hazırladım.O yemeye başlarken beni beklemesini söyleyip Ateş'i uyandırmaya çıktım.

Burası iki katlı bir evdi ve biz gelmeden önce temizlenmiş pencereler kapılar açılmıştı,bu yüzden şuanda kapısı kapalı olan tek odada Ateş yatıyordu.

Kapıyı sessizce açıp içeri girdiğimde Ateş yarı çıplak bir şekilde yüz üstü bir şekilde yastığına sarılmış uyuyordu.

Aklımdan geçen fikirle ayaklarıma söz geçiremeyip gidip önünde diz çöktüm.Şimdi yüzü bana dönüktü.

Genelde yüzünde ya ciddi yada alay eden bir ifade olurdu.Ama şuanda gerçek anlamda masumdu.Sanki o emirler veren çocukla şuan uyuyan kişi aynı değillerdi.

Kirli sakalları hafiften çıkmaya başlamış uyumaktan dudakları şişmişti.Onu ilk defa böyle yarı çıplak görüyordum ve bu hiç bir kızın hayır diyemiyceği bir görüntüydü.

O ona has kokusu burnuma dolarken birden başım dönüp gözlerim karardı.Birkaç gündür oluyordu bu.Bir şeyler hatırlıyor gibi oluyordum.

"Gitme.Benimle kal bu gece."

Kalp UnutmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin