► 11.Bölüm "Yaptıklarının bedeli "

623 289 264
                                    

"Sevmek nedir? " diye sorguluyordu kendisini Alexandra. "Aşk mı bu? Yoksa derinlerden gelen hırsın gün yüzüne vuran gölgesi mi?" 

Ailesinden, sevdiği adamdan ve dahi özgürlüğünden koparılan bu genç kız, şimdi sarayın koridorlarında sevinç naraları atarak dolaşıyordu. Tam da karanlığın ortasında her şey bitti derken uzaklardan gelen sevgilisi onu cennet bahçelerinin ortasına bırakmıştı adeta. 

Hızla ilerlediği koridordan merdivenler eşliğinde koğuşuna geri indiğinde kendisine merakla bakan gözlerle karşılaştı bir an. Uzaklardan bir ses "Hey! Bakın gece güzeli Alexandra gelmiş! " diyerek uyandırdı diğer kızları da. "Ne!" diyen onlarca kız büyük bir merakla doluştular kapıdan girmekte olan Alexandra'nın yanına.

"Nasıldı? " Kolunu dürtükleyen genç kızın sorusu üzerine gülümsemekle yetinen Alexandra, art arda gelen soruları nasıl yanıtlayacağını düşünürken yüzündeki tebessüm hiç eksik olmuyordu.

"Muhteşemdi. " diyebildi sadece bir an da olsa.

"En yakın arkadaşının hayallerini yıkmak da o kadar güzel olsa gerek! "

Ne olduğunu anlayamayan Alexandra etrafındaki kızların kenara çekilmesiyle koğuşun diğer kapısından bitkin bir halde kendisine yaklaşan Lexi'yi gördüğünde şok olmuştu ve hızlı adımlarla kollarını açarak ona doğru yaklaştı.

"Ne oldu sana böyle? " dedi tam da taşlığın ortasına vardığında.

"Yine seni bekledim. Biliyor musun Alexandra, ben hep senin yolunu bekledim! " dedi adeta bir ölü gibi kendisine yaklaşırken.

"Anlamadım? " diye şaşkınlığını belli etti yine tüm saflığıyla Alexandra.

"Neler oluyor bu kıza? " diye düşünmekten kendisini alamasa da Lexi'nin kan çanağı gibi şişmiş gözlerinin içine baktığında nefreti çok net görebiliyordu.

"Ben seni zindan da bile bekledim ya Alex, işte yine öyle. Yine seni bekledim tüm gece bu ıssızlığa terk edilmiş soğuk koridorlarda! Sen benim hayalimi yıktın ama ben seni yine de bekledim! "

Karşı karşıya geldiklerinde nefes alışlarının çok hızlı olduğunu anlayabiliyordu Alex. Lexi'nin son söylemi üzerine attığı tokatla daha da hızlanan nefesleri, bağırışlarının etkisiyle korkutuyordu herkesi. Etrafta doluşan tüm cariyeler bu tokat üzerine derin bir iç çekmiş ve korkudan birkaç adım gerilemişti.

"Ne yaptım ben sana? " dedi Alexandra tek eliyle sızlayan yanağını tutarak "Ne yaptım? "

 "Sen benim hayallerimi yıktın anladın mı beni? Öylece kalakaldım Zach'in kapısının önünde! "

**

Bütün devlet adamlarının tıka basa dolduğu devasa salonda tahtında oturan Kennedy, Andrea'nın kendisine sunduğu evrakları dinliyordu.

"Efendim, hazinemizin gelirleri son bir ayda yaptığımız uygulamalar neticesinde bir hayli artış göstermekte. Ekonomimiz git gide büyüyor lakin tatsız bir durumla karşı karşıyayız. "

"Nedir? " diye merakını dillendiren Kennedy, Andrea'nın söylemleri üzerine tahtından hızlıca kalktı ve tüm salona seslendi.

"Efendim, Lorenya hükümdarı vergisini kesmekle kalmamış, kuzeydeki köylerimizi yağmalamaya başlamış. "

"Ne demek oluyor bu! Derhal hazırlıklarınızı başlatın olası bir savaşla karşı karşıya olabiliriz. " dedi oldukça sert bir tonla. "Sten, sen de derhal toparlan. İlk önce elçi olarak git oraya ve neler olduğunu anlat bana. "

KANLI DİADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin