"O halde bunu kaybetme! " dedi Helena. Elindeki küçük şişeyi uzatırken yüzündeki alaycı tebessüm dans ediyordu adeta Alexandra'nın bakışlarıyla. "Zira dediğini yapamazsan ihtiyacın olacak! "
Birkaç saniye Emma'ya bir şey diyemeden bakan Troy, ne yapacağını bilemiyordu. "Neler oluyor böyle! " diye bağıran karısının korkudan buz gibi olmuş ellerini üzerinde hissettiğinde ise panikle devirdiği gözleriyle yöneldi terasın kapısına.
"Gir içeri! "
Panikle vurarak açtığı terasın kapısından giren acemi Kral ve Kraliçe, donanmadan açılan ateşlerle sallanan duvarların arasında kalmıştı adeta. "Bu kadarı fazla! " diye söylenen Troy'a karşın, masanın üzerindeki mücevherlerini toplamaya çalışan Emma ise sessizliğini koruyordu.
"Ağalar! "
Yanıtın gelmemesi üzerine sessizliğini bozan Emma'nın söylemlerini işitti birden.
"Gidelim. "
"Nereye!? "
"Görmüyor musun? " dedi elindeki mücevherleri kaftanına sıkıştırmaya çalışırken. "Sağ bırakmazlar bizi. "
Büyük bir telaşla sıkıca kavradığı Emma'nın elini bir an bile bırakmayan Troy ise hızlı adımlarla ilerledi. Hafiften pas tutmaya başlamış demir kulplu kapıyı araladığında ise karşısında dikilen muhafızların arasından sıyrılan Andrea ile göz göze geldi bir an.
"Troy! " dedi oldukça sert bir tonlamayla.
Adım adım ilerlerken muhafızların önüne geçmiş, arkasında bağladığı kollarının gölgesi taş duvarlara vururken kahverengi gözlerini dikmişti Troy'un üzerine.
"Hanedan kanı dökmenin bir bedeli olacaktı öyle değil mi? Ellerinle kıydığın, kardeşim dediğin, kanına girdiğin Ryan'ın kardeşi intikamını almaya geldi. "
"Zach. " dedi alnından tamlayan terlerin titreyen çenesini sıyırıp yere düşmesi eşliğinde.
"Victoria. " diye düşünmeden alamadı kendisini Emma. "Demek gemideki kadın da oydu. "
Birkaç saniye ne yapacağını bilemeyen Troy, işin içinden nasıl sıyrılacağını düşünürken bir anlık umutla dalmaya çalıştı askerlerin arasına.
"Yakalayın şunu! "
Kollarına giren muhafızlardan kurtulmaya çalışırken sevdiği kadının ağlamaklı gözleriyle karşılaştı birden Troy. O an kalbini sarmaya başlayan sonbahar yaprakları sessizce ölümün nefesini fısıldıyordu.
"Hayır! "
Her ne kadar gururuna, hırsına ve iktidar aşkına mahkum olsa da bu yürek, sevdiği kadının gözyaşlarıyla soğumuştu sanki.
"Ne yapacaksınız bana! "
Sessiz kalan muhafızlara karşı direnemeyen genç adam yavaşça saldı bedenini. Emma'nın gitgide uzaklaşan bakışlarıyla vedalaştıktan sonra yalnızlığını kucaklayan koridordan ilerlemeye devam ediyordu. "Size diyorum! " diye diretirken kolunu sarsan muhafızın kalın sesiyle irkildi birden.
"Kralımız Zach'in emriyle idam edileceksiniz."
**
Limana yaklaşan gemiden indikten dakikalar sonra yarımadayı kaplayan sarayın devasa duvarlarına birkaç saniye dokundu Victoria; hala aynı kokuyorlardı. Parmaklarının arasına kaçan ufak taşlara aldırış etmeden tacından sarkan tülü arkasına aldı ve muhafızların kapıyı aralamasıyla girdi bahçeye.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI DİADEM
HistoryczneRüzgar soğuk ve sert esiyor. Sessizce bir kasırgaya dönüşeceğini fısıldıyor kulağıma. Warenya'yı yüzyıllardır yöneten Warrok Hanedanı böylesi görülmemiş bir aşka ev sahipliği yaparken masumiyetin altındaki iktidar hırsının, öfkenin ve ihtirasın orta...