► 4.Bölüm "İktidarın Gölgesinde"

999 454 244
                                    

...

"Kalk bak şu kapıya kimmiş alacaklı gibi. " dedi Lily. Alexandra yavaşça kapıya doğru yaklaştı ve zincirini duvardan ayırıp "Kimsin? " diye seslendi. Belli bir süre yanıt gelmeyip üstüne bir de kapıya yeniden vurmaya başlayınca "Kimsin sen be! Dilini mi yuttu... " Bir yandan söylenip bir yandan kapıyı sinirle açan Alex karşısında gördükleriyle şok olmuştu. "Annem çıldıracak. " diye düşündü bir an.

"Baba? "

Ne olduğunu anlayamayan Alex şaşkın gözlerle süzüyordu babasını. Zavallı adam eline aldığı bir somun ekmekle tahta kapının çürük pervazına dayanmış, titreyerek uzatıyordu ellerini ona "Alexandra. Benim güzel kızım. " dedi sessizce. Bu sırada ne olduğunu anlayamayan daha doğrusu duyduklarına inanamayan Lily, kulaklarının kendisini yanıltmış olmasını dilercesine tekrarladı "Kimmiş? " diye.

 Annesinin bu duruma nasıl tepki vereceğini çözemeyen Alexandra ne yapacağını düşünürken oluşan sessizlik Mia'nın attığı çığlıkla bozuldu. 

"Baba! Babam gelmiş! "

"Ne baban mı? " diye söylenip öfkeyle ayağa kalkan Lily "O şeref yoksunu buraya mı gelmiş? Ne hakla! " diye bağırmaya başladığında Paul'u çoktan içeri almıştı Mia. "Babam gelmiş be! " diye yineleyip haykırdı sevincini. 

Çekingen tavırlarla kapıdan uzaklaşan Paul, tahtaların üzerindeki kilimi inceler gibi yapıp Lily'nin gözlerine bakmaktan alıkoyuyordu kendini adeta. Sinirle ayaklanmış olan Lily salonun tam da ortasına dikilmiş aralıksızca ona nefretle bakarken Paul'un bu tavrı daha da çılgına döndürüyordu onu. 

"Ne işin var burada? " dedi Lily kendini yatıştırmak istercesine. 

"Yoksa, o yosma tekmeyi bastı mı sana? " diye sorduğunda "Katherine. " dedi Paul kısık bir sesle. 

"Onun adı Katherine. "

"Katherine mi? " diye araya girdi Alex. "O da kim? " Babasının büründüğü sessizlik hala etkisini devam ettirirken "Baba? " diye tekrarlayınca, Lily'nin sesi işitildi bir anda.

 "Yosması işte! Seni, beni bizi terk edip o kadına kaçtı! "

"Bu doğru mu baba? " diye Paul'a yaklaştı Alexandra. "Bizi o kadın için mi terk ettin? "

"Bak kızım, zaten annenle anlaşamıyorduk yani..."

"Ne yani? Yani ne baba! Sen bizi başka bir kadın için bırakıp gittin. Ne olacağımızı düşünmedin mi hiç? Ne yiyeceğimizi, ne içeceğimizi, ne yapacağımızı! Bu kadar mı umrunda değildik senin? " diye sitem etti Alexandra. Bilmiyordu çünkü. Babasının cidden annesinin dediği kadar aşağılık birisi olduğunu bilmiyordu hatta tahmin bile edemezdi. Şu an her ne kadar da yüzüne tükürmek istese de durduruyordu kendisini. İçindeki o baba meraklısı küçük kızı tek bir hamlede yok etmeye yetmişti bu acı gerçekler. 

"Uyansana artık! O adam pisliğin teki. " diye haykırıyordu gerçekler her ne kadar Alexandra zamanla bunu dinlememeyi öğrense de sürekli duyuyordu bu sesi.

"Ne oldu demiştim yanlış hatırlamıyorsam? " diye yeniden konuşmaya başladı Lily. 

"Ne oldu da döndün kürkçü dükkanına?

Paul'un cevap vermek için her ne kadar ağzını oynattığını görse de konuşmaya yüzünün olmadığını fark ettiğinde "Aldattı değil mi seni? " diye sordu Lily.

Paul onaylarcasına kafasını salladıktan sonra kendisiyle mücadele veriyordu adeta başını az da olsa kaldırabilmek için. Bu gergin ortamda Lily'nin attığı kahkahalar aslında kederinin gün yüzüne vurmasını sembolüydü. "Ne kadar komik ya! Yeni karın seni aldattığında sen de aldattığın eski karının yanına dönüyorsun. Bak tekerleme gibi!

KANLI DİADEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin