"Umut, uyanık insanların rüyasıdır. "
"Karar senin..."
Birkaç saniye süren sessizliği bozacak bir ses çıkarmaktan çekinerek birkaç adım geriledi Mia. Hükmedemiyordu sanki o an hislerine, düşlerine...
"Ne yapacağım? " diye düşünürken içini yoklayan korkularına kulak veriyor, tam cevap verecekken küçük bir ısırık eşliğinde kapatıyordu dudaklarını.
"Mia! " dedi Zach birden.
"Seni sayıklıyor. "
Düşüncelerini bir çırpıda yok eden bu sesin üzerine "Kabul. " dercesine salladı başını Mia. Zorlukla gülümserken kasılan dudaklarını istemsizce geriyor, sinirden küçülen gözlerini ovuşturup yanağındaki kurumaya yüz tutmuş yaşları siliyordu.
"Geliyorum. "
**
Her ne kadar tedirgin olsa da bunu belli ettiği an kaybedeceğini biliyordu. İşte; tam da bu yüzden sert görünmeliydi Victoria, açık vermemeliydi.
Muhafızların arkasından kapıyı kapamasıyla birlikte derin bir "Oh! " çekti ve soluklarını kontrol altına almaya çalışarak ilerlemeye başladı.
Adımlarını aynen takip eden iki cariyenin hışırtıları eşliğinde ilerlerken iri cüssesiyle Agnes'i gördü birden karşısında.
"Majesteleri. " dedi selam durarak.
"İyi misiniz? "
Anlamsızca bakışlarını kadının üzerine dikmişken avuç içine giren sızıyla irkildi birden. Yine her zamanki gibi korktuğunda belli etmemek adına yakut yüzüğünü ters çevirmiş, sıkarken de biraz abartmıştı anlaşılan.
"Eliniz kanıyor? "
"Mühim değil! " diyerek eline doğru yönelen Agnes'i tersledi birden.
"Ama... "
"Sana değil dedim. " derken çattığı kaşları, kısa bir burundan solumanın ardından yatışmış, "Nereye gidiyorsunuz? " diyerek peşine takılan kadını umursamazca zindanlara doğru ilerlemeye devam etmişti Victoria.
Yapraklarını dökmüş ağaçlar rüzgara göğüs gererken adım adım geçtiği bahçenin sonundan merdivenlere ulaşan Victoria, teker teker aşağı indi.
"Açın. " demesiyle aralanan kapıdan içeri girdiği gibi bir kat daha aşağı indi ve güneş yüzü görmeyen, ter ve kurumuş sabun kokulu mahzenleri tek tek yoklamaya başladı.
"Kim var orada? "
Lily'nin titreyen ses tonunu duyduğu gibi tüyleri diken diken olmuştu sanki. Yıllardır görmediği ezeli rakibinin korku dolu sesiydi bu, merhamet dilercesine çatlak ve kırılgandı.
Yerdeki kalıntıları sürüklemesin diye kıvırdığı eteğini, sefil halde kendisini bekleyen Lily'i gördüğü gibi savurarak saldı ve yüzeye yapışan tozların havalanmasına neden oldu.
"Yıllar oldu. " dedi parmaklıklara yaklaşırken. "Görüyorum da hayat insanı nasıl da değiştiriyor öyle değil mi? Dilediğin her şeyi yapabilecekken bitap düşüyor, sürünüyorsun lakin ne yazık ki doğanın kanunu bu: Güçlü olan kazanırken zayıf olan kaybediyor. "
"Sen hiç değişmemişsin. " dedi alaycı bir tavırla Lily. Sanki az evvelki bunca söz duvara söylenmiş gibi gülümsemeye devam ediyor, Victoria'nın karşısında dikilmek için ayaklanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI DİADEM
Historical FictionRüzgar soğuk ve sert esiyor. Sessizce bir kasırgaya dönüşeceğini fısıldıyor kulağıma. Warenya'yı yüzyıllardır yöneten Warrok Hanedanı böylesi görülmemiş bir aşka ev sahipliği yaparken masumiyetin altındaki iktidar hırsının, öfkenin ve ihtirasın orta...