Zavallı Küçük Albert
Hem Öğrenme Psikolojisi hem de Psikolojide Sistemler derslerinde dikkatimi en az Miligram ve Zimbardo'nun deneyleri kadar çeken ve bir o kadar da bugün etik olmadığı gerekçesiyle sert eleştirilere maruz kalan Küçük Albert deneyine bültenimizde yer ayırmak ve sizlerle paylaşmak istiyorum.
Her şey Rus Psikoloji tarihinin kuşkusuz en önemli isimlerinden biri olan İvan Pavlov'un köpeklerdeki koşullanma sürecini incelemek adına gerçekleştirdiği deneylerin ünlü psikolog John Watson'un dikkatini çekmesiyle başlar. Watson, Pavlov'un araştırmalarını kullanarak insanlardaki duygusal reaksiyonların koşullanmayla bir ilgisinin olup olmadığını incelemeye karar verir. Artık bunun için ilk deneyini gerçekleştirme vakti çoktan gelmiştir.
Araştırmalarını yapmak için kullandığı ilk katılımcı psikoloji dünyasında Küçük Albert olarak adlandırılan henüz dokuz aylık bir bebektir. Watson onun nelerden korkup korkmadığını anlamak için onu çeşitli uyarıcılara maruz bırakır; maymun, yanan bir gazete, maske, tavşan ve beyaz bir fare. Bunlardan hiçbirine herhangi bir korku belirtisi göstermeyen Küçük Albert en sonunda Watson'un bir çekiçle metal bir boruya vurarak çıkardığı yüksek sesten korkar ve ağlamaya başlar. Bu ses ile beyaz bir fareye defalarca aynı anda maruz bırakılan Albert artık sesi duymadan da beyaz fareden korkar hale gelmiştir.
Bu deney sonucunda korkunun koşullanma yoluyla öğrenildiğinin yanı sıra korkunun aynı zamanda genellenebildiği de ortaya çıkar. Küçük Albert artık yalnızca beyaz fareye değil, beyaz veya tüylü olan herhangi bir nesneye korku tepkileri veriyordur.
Peki Küçük Albert' a ne oldu?
Küçük Albert koşullandığı korkulardan arınmadan annesiyle birlikte gözden kaybolur. Daha sonra ona neler olduğu psikoloji tarihinin gizemlerinden biri olarak sayılsa da psikolog Hall P. Beck tarafından yapılan araştırmalar acı bir sonucun habercisi olmuştur. Gerçek adı Douglas Merritte olan Küçük Albert beyaz ve tüylü nesnelere karşı fobileri olan sağlıksız bir kişiliğe sahip şekilde yaşamını sürdürmüş, altı yaşında beyninde yaşadığı bir problemden dolayı da hayata gözlerini yummuştur.
Her ne kadar bu deney sonucunda çok önemli bilgiler elde edildiyse de bunu etik olarak uygun görmek pek de bilim dünyasına yakışır bir davranış olmazdı. Söz konusu bir canlı olduğunda incitmek yerine bir alternatif yol bulunmalı. Her ne kadar psikolojinin şekillenmeye başladığı ilk yıllar olsa da Küçük Albert' in korkularıyla baş başa bırakılması Watson' un hayatındaki en büyük hataydı diye düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PSİKOLOJİ BİLİMİ
RandomYasal Uyarı Bu kitapta yayınlanan her türlü yazı içeren bilgi ve belge, ticari marka ve her tür fikri mülkiyet hakkı , ilgili kişiye aittir, yalnızca sahipleri tarafından ve sahiplerinin izni ile kullanılmaktadır ve telif hakları kapsamındadır. Bunl...