0.5

24.2K 905 149
                                    


        Küçük itiraflarımızdan
sonra gülümseyerek birbirimizden ayrıldık ve gülümseyerek birbirimize baktık.

        "Ayy, çok tatlı oldunuz ama siizz." Ece biraz-tamam bayağı- bağırınca bir adım geriledim ve utançla saçlarımı karıştırdım.

        "Neyse, şey. Saat kaç? Rüzgar'ın sorusuna karşın Görkem saatine baktı.

        "10'a çeyrek var." Rüzgar başını salladı ve Ece'ye döndü.

        "Kızım, hadi bakalım uykuya. Ben de hazırlanmaya başlayayım. Gece, hadi sen de giyin." ilk başta anlamayıp onayladım fakat sonradan söylediği şeyi idrak edince gözlerim kocaman oldu.

        Rüzgar gülerken ben ona şaşkınlıkla bakmaya devam ediyordum. Rüzgar kıkırdadı ve Ece'yi kucağına aldı.

        "Bakma öyle. Giy o elbiseyi, millet dadı görsün." Kıkırdadım

        "Şaka. Ahahahah. Şaka di mi? Rüzgar benim ne işim var orada? Şirketten arkadaşların olacak zaten. Boşver yaa, ben uyum falan da sağlayamam şimdi." kafasını iki yana salladı

        "Gece, lütfen. Hem Görkem de gelecek. Ayrıca ne demek uyum sağlayamam. Hadi, giyin gel. Ayça'ya da söylediklerini yutturursun." şeytani gülüşünü çok tatlı bulurken düşüncelerimi bir kenara bıraktım.

        "Şey, tamam o zaman. Ben Ece'yi yatırayım." Rüzgar'ın omzunda uyuya kalan Ece'yi uyandırmadan, yavaşça kucağıma aldım. Merdivenlerden de aynı yavaşlıkla çıktım. Ece'yi yatırdıktan sonra derin bir off çektim ve saçlarımı karıştırdım.

        Ece'nin odasından sessizce çıkıp kapıyı kapattım ve kendi odama doğru ilerledim.

        Henüz kılıfında olan elbiseyi çıkardım ve dolabın kapağına astım. İstemsizce heyecanlanmıştım. Göğüs bölümünde kalıp olduğu için sutyen giyinmeme gerek yoktu. Uygun alt çamaşırı giyindikten sonra elbiseyi üzerime geçirdim ve fermuarı çektim.
Elbisenin üzerime oturuşu çok güzeldi. Saçlarımı doğal görünsün diye az dalgalandırmıştım ve biraz dağıtmıştım. Abartı makyajı sevmediğim için sadece nude (ten rengi) tonlarında mat bir ruj kullanmıştım.

        Hazır olduğuma kanaat getirdikten sonra ince bantlı, burnu beyaz olan ayakkabılarımı giyindim ve mağazadan aldığım çantamı elime aldım. Kol düğmelerini de kutusuyla beraber çantama koymuştum.

        Aynada kendime baktım. Güzel olmuştum, güzel. Odamdan çıkıp aşağıya ilerleyeceğim sırada koridorun sonundan kapı açılma sesi geldi. Kafamı çevirip baktığımda Rüzgarın çıkmış olduğunu gördüm.

        Siyah bir takım giyinmişti ve siyah papyon takmıştı. Papyon onda çok sevimli durmuştu. Şaşkın şaşkın bakarken utançla gülümsedim ve başımı eğdim. Yanıma yaklaştığını adım seslerinden anlamıştım. Kafamı kaldırınca tam karşımda büyülenmişçesine bana baktığını gördüm.

        "Fazla iddialı, fazla seksi, fazla katliam çıkartıcı." gözlerimi kaçırdım. 

        "Şey, yani. Çok güzel olmuşsun." kolunu kıvırıp bana doğru uzattı.

        "Gidelim mi?" gülümsedim ve koluna girdim. Merdivenlerden inerken gelen ıslık sesiyle kafamı kaldırıp sahibine baktım. Görkem gülümseyerek bana,daha doğrusu bize bakıyordu.

        "Vallahi bugün bütün gözler sizin üzerinizde olacak." kıkırdadım ve kafamı Rüzgar'a çevirdim. Bakışlarını üzerimde yakalamıştım ve bu biraz utanmama neden olmuştu. Gözlerimi tekrar Görkem'e çevirdim

DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin