Lansmanın bu akşam oluşunun yanı sıra lansmana Rüzgar'la beraber gidecek olmamızın heyecanı da beni sarmıştı. Nasıl hazırlanacaktım? Yetişecek miydim? Acaba kuaföre mi gitsem? Ay ben bi Elif'i arayayım.
"Alo! Gece, hazır mısın bakalım?" Heyecanla konuşmaya başladım.
"Ay Elif! Yetiş! Koş! Bir şeyler yap."
"Gece! Noldu iyi misin?! Kötü bir şey mi oldu? Ay Gece yaa!" Derince bir nefes verdim.
"Elif! Kızım ben çok heyecanlıyım, akşama nasıl hazırlanıcam ben?!" Karşıdan kahkaha gelirken sinirle bağırdım.
"Ay Elif komik mi?" Kahkahalarını durdurmaya çalıştı.
"Kızım ben seni en son lise mezuniyetinde böyle gördüm. Onda da hoşlandığın çocuk davet etmişti. Hayırdır kızım sen lansmanlara gayet sakince giderdin?" 'Off'layarak elimi alnıma koydum.
"Ya Elif, şey. Bize gelsene. Elbiseni ayakkabını her şeyini al gel. Eliif, çabuk gel ama. Benim anlatmam lazım." Karşıdan hışırtılar gelirken aynı anda 'off' sesi de geldi.
"Anlatacağın şey çok mükemmel bir şey olsa iyi edersin."
******************
"Sen ne diyosun kızım?! Eğer şakaysa seni öldürürüm!" kafamı iki yana salladım.
"Hepsi doğru. Ve gerçekten çok heyecanlıyım. bana yardım et. " ellerimi çenemin altında birleştirip sevimli bakışlar atmaya başladım.
"Bana böyle bakmana gerek bile yok. Zaten seni oraya en iyi şekilde göndericem." ellerimi çırparak güldüm. Arkadaşımı seviyorum.
"O zaman. Önce bakım!"
Makyaj masamdaki yüz makselerini alarak havaya kaldırdım ve kahkahayla karışık çığlık attım. Elif de benimle beraber kahkaha atarken sırayla duşa girmeye karar vermiştik.
******************
Dolabımdan birer pijama şort giyinmiş ve kafamızda havlu, yüzümüzde maskelerle yatağın üstünde konuşuyorduk. kapının çalmasıyla dikkatimizi o tarafa verdik ve üzerimizdeki hırkaların fermuarını biraz daha çektik. Çünkü içimizde sadece sütyen vardı. Evet, ama bu bir sır.
Kapı aralanıp içeriye Rüzgar'ın kafası girdi. Suratlarımıza değişik değişik bakarken biz gülmemeye çalışıyorduk. Şu yüzümüzdeki maskeler acıtmasa kahkahaları çoktan salmıştık bile.
Elif yastıkla bacağıma vurarak sakinleşmeye çalışırken ben de onun kolunu esir almıştım. Tam sakinleşeceğimiz sırada birbirimizin yüzüne bakmamızla tekrardan çırpınmaya başlamıştık. Yanıma ne zaman geldiğini bilmediğim Rüzgar beni belimden tutup kolayca havaya kaldırırken söylenmeye başlamıştı.
"Bi şey mi içtiniz anlamadım ki." banyoya yönelirken devam etti.
"Hadi şu yüzünü temizleyelim." hala havada gidiyordum ve şu anda yere inmeye niyetim yoktu çünkü çok hoşuma gitmişti. Beni banyo lavabosunun önüne bırakırken aynadan suratıma bakarak güldü. Dil çıkarmaya çalışırken yanaklarımdaki kurumuş maske çatladı ve ne kadar acıttığından bahsetmek istemiyorum. Rüzgar kaşlarını çattıktan hemen sonra musluğu açarak beni kafamdan bastırmıştı ve lavaboya eğilmeme neden olmuştu. Eline avuç avuç su doldurup suratımı ovuşturarak neredeyse boğulmama neden olduysa da suratımdaki maskeyi kendi elleriyle temizlemişti. asılı olan havluyu alarak yüzümü kazırcasına yüzümü kurulamaya başladı. Elinin ayarı yok muydu bu adamın? Sessizce kıkırdarken havluyu yüzümden çekti ve tek kaşını kaldırarak sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DADI
JugendliteraturHerşeyi henüz unutmuşken, tekrar bir erkeğe güvenebilir mi? Dadılık yapmaya gittiği evde, bakılacak bir çocuktan çok daha fazlası vardı. |07.01.16| © Tüm Hakları Saklıdır.