Arkadaşlar medya yüklenmediği için yeniden güncelledim. Sizleri seviyorum 😘
Kapının açılıp kapanma sesini yavaşça idrak ederken yüzümü buruşturarak hafifçe gözlerimi araladım. Karşımda bana tanıdık gelen kamerayı görünce kaşlarımı çatarak yüzümü yattığım yere sakladım ve derin bir nefes aldım. Burnuma dolan koku ile anlık duraklarken kafamı kaldırıp şu anki durumumu tam olarak çözmeye çalıştım. Bacağımın teki ve vücudumun yarısı Rüzgar'ın üzerindeydi ve kollarımı da ahtapot gibi ona dolamıştım.
Hızla geri çekildim. Daha doğrusu çekilmeye çalıştım diyebilirim çünkü etrafımdaki kollar buna izin vermemişti.
"Asıl ifşa böyle çekilir. Ben çekeceğimi çektim." diyerek sinsi sırıtmasıyla odadan çıktı. Sanırım dünki prenses halinin fotoğrafını çekmem pek hoşuna gitmemişti. İntikamcı pislik. Peşinden sinirli sinirli bakarken sinirle 'of' lamıştım. Üzerinde yatmakta olduğum Rüzgar'a baktıktan sonra hafifçe omzundan dürtmeye başladım.
"Rüzgar, Rüzgar kalk." Rüzgar huysuzlanarak başını yastığa daha çok gömdü ve uyumaya devam etti.
"Rüzgar! Hadi artık saat kaç oldu. Daha kahvaltı hazırlayacağım." hafiften homurdandı.
"Tamam karıcığım kalkıyorum." bedenim kasılırken kendi tükürüğümle boğulup öksürmeye başlamıştım. Rüzgar kafasını kaldırıp uykulu gözleriyle bana bakarken biraz doğrulmuştu.
"Gece, iyi misin?" kafamı sallarken kendime gelebilmiştim.
"Ne oldu şimdi?" o da ne söylediğinin farkında değildi büyğk ihtimalle. Yoksa utanırdı çünkü.
"Bir şey yok. Bir anda yutkunurken oldu." kafasını sallayarak yüzünü ovuşturdu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Korkuttun beni." Gülümseyerek omuz silktim ve doğruldum.
"Hadi kalk artık. Ben de kahvaltı hazırlayayayım." kafasını sallayarak esnedi ve ben de yanaklarını koparırcasına sıkıp yataktan kaçarcasına çıkıp kendimi banyoya attım.
"Gece sen de iyi alıştın bu yanak işine!" sessizce kahkaha atarken aynaya dönmemle gerilemem bir olmuştu. Saçlarım birbirine girmişti ve düğüm düğüm olmuştu. Kapıyı açarak kafamı uzattım ve hala yatmakta olan Rüzgar'a baktım.
"Tarağını kullanıyorum?" kafasını sallayarak tek kolunu başının altına koydu ve gözlerini kapattı. Uykucu hallerine göz devirirken kapıyı kapatıp çekmecelere bakmaya başladım ve sonunda bulduğum tarakla sevinirken gördüğüm düzleştirici ile duraksamıştım. Boş vererek önüme döndüm ve saçımdaki düğümleri bir bir çözüp elimi yüzümü yıkamıştım.
