BÖLÜM 23

49 5 0
                                    

OKYANUS'UN AĞZINDAN

(Multimedya da Selim var)

Odadan çıktıktan sonra mesaj geldiğini farkettim. Selim yazmıştı.

Kimden: Sölöööm

Nerdesin lan öldünmü ölduysen söyle de gelip helvandan yiyeceğim

Yazmış. Selim eski haline dönmüş. Buna sevindim.

Kime: Sölöööm

He öldüm. Şuan toprağın altından yazıyorum. Mal

Yazdım.

Kimden: Sölöööm

Tüh desene helva yiyemiycez neyse nerdesin

Kime: Sölöööm

Alkın hasta onu bakmaya geldim sen

Kimden: Sölöööm
Tamam bende evdeyim sonra görüşürüz.

Yazmış. Artık yeter. Çocuk triplerine girmesinden bıkmıştım. Cevap yazmadim. Öylece salonda oturdum. Çocukların çıktığını görünce vedalaşıp odaya geri döndüm. Alkın duvara odaklanmıştı. Yüzü ifadesizdi. Bunlar bu kadar saat burda ne konuşmuştular. Ateşini bakmak için tekrar ve tekrar alnına dokundum. Yanıyordu. Hiç mi fark etmediler. Derece alıp ölçüm.   39.7°

"Allah kahretsin Alkın Yanıyorsun" dedim ustunu açtım. Hala yüz ifadesi değişmemişti. Acaba havale mi geçiriyordu. Yüzüne Yavaşça vurup bana odaklanmasını sağladım. Bana döndü.

"İyiyim Okyanus endişelenme" dedi. Konuşması hala bilincinin yerinde olduğunu gösteriyordu.

"Kalk duşa gireceksin" dedim. Kolundan tutup kaldırdım. Yürümeye hali yoktu. Odasında ki banyonun suyunu soğuğa ayarlayıp yerler ıslak mı diye kontrol ettim. Dengesini kaybedip kayarsa diye.

"Şimdi giriyorsun ve soğuk su ile yıkanıyorsun"

"Sen gelmiyormusun" dedi. Alkın hastayken de Alkın dı.

"Gelmiyorum tabikii hadi git" dedim ve içeri soktum. Bir süre bekledim ama su sesi gelmedi. Korkudan bir hışımla içeri daldım. Tişortunü çıkarmış orda oturmuştu. Tişortunü çıkarmış diyorum. Baklava diyorum. Köprücük kemiği diyorum. Bu bunları nasıl yapmış ya. Baya bildiğin kası var bunun. Mübarek biscolata erkeği. Harbi bu biscolata niye saçma reklamlar yapıyor. Neyse sakin Okyanus.

"Ne oldu" dedim. Ve eğildim yanına diz çöktüm. Beni duymuyordu. Buna emindim. Rengi mi değişmişti?  Korkum daha arttı. Kalbim ağzımdan çıkacak kadar hızlı atıyordu. Elinden tutup kaldırdım. Altında zaten şortu vardı. Öyle banyoya soktum. Suyu başından aşşağı tuttum. Boyu uzundu yetişebildiğim kadar artık.

"Alkın" dedim ses vermedi. Korkudan gözlerim dolmaya başladı. Sesim ağlamaklı bir şekilde konuştum.

"Alkın" dedim tekrar. Bu sefer yüzünü bana döndü ama sürekli birsey düşünüyor gibi bir halı vardı. Eğilip dudağımın kenarından öptü.

"Daha gitmedim" dedi. Öpmenin şokunu mu atlatayım?
Konuştu diye sevinçten çığlık mi atayım?
Yoksa şuan soğuktan ölmesin diye burdan mı çıkarayım?

Sonuncu daha cazip geldi.

"Ses ver konuş arada Alkın oyun mu oynuyoruz" dedim. Gözyaşlarım akmaya başladı. Suyu kapattım. Kolumdan tuttu.

"Ağlama tamam " dedi. Gereksiz duygusallaştığımı farkedince düzeldim.

" Tamam korktum ondan oldu hadi çık zaten hastasın hepten gebereceksin" dedim.
Havlusunu banyo dolabından kendi aldı. Çıkmadan elimi yüzümü yıkadım. Odaya geçip dolabını açtım. En az benimki kadar çok giysisi vardı. Siyah ince üzerinde sadece bir cep olan pijama takımını aldım. Tam gidiyordum ki aklıma iç çamaşırı almadığım geldi. Nerde diye çekmeceler açtım. Sanırım başının yanındaki  komodinlerden birindeydi. Tam tahmin ettiğim gibi. Bir baksır alıp  (utancı şuan saymıyorum) banyonun kapısından ona uzattım. O gelene kadar yatağının nevresimini degistirmek geldi aklıma. Mikrop sonuçta. 'Yok canim niye yanlış anlıyım Okyanus. Öpmenin etkisini atlatamadım nere saldırsam ne ile kafamı dağıtsam diye düşünmuyorsun.' Neyse kendi ic sesimi benimle geçtiği dalgaya dinlediğim göre yatağın nevresimini değiştirebilirim. Ama tek sorunumuz  onların yerini bilmiyordum. Koridordan Zehraya bağırdım.

OKYANUSDA AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin