BÖLÜM 1

113 5 0
                                    

Brüksel Belçika, Nisan 2031

"En iyi mahsülü en kısa sürede ve en çok sayıda elde etmek, yüzyıllardır tarım alanında çalışanların en büyük hayaliydi, tabi benim de öyleydi. Dünya çapında büyük bir şirket haline gelmeden önce kurduğum küçük ArGe laboratuvarında ve arazi çalışmalarında da amacım bu mükemmel soylara sahip olmaktı. Bitki ıslahı elbette kolay değil, bir çok çevresel ve genetik değişiklik var. Bitkinin gelişmesi için gerekli olan optimum sıcaklık, pH, nem ve topraktaki mineral yoğunluğu..."

Doğa Ana Organik'in kurucusu ve CEO'su Tarık Koptan, Belçika Tarım Fuarı kapsamında düzenlenen kongrede sunum yaparken, tüm salon saygı ve merakla ağzından çıkanları dinliyordu. Tarık Bey, farklı özelliklere sahip domates fidelerini nasıl çaprazladıklarını, çevresel koşullara dayanıklı ve kaliteli mahsul veren o mükemmel türü nasıl elde ettiklerini, aynı işlemleri farklı bitkilerde nasıl uyguladıklarını bir bir anlatırken koca salonda kendi sesinden başka ses duyulmuyordu.

"Bu uzun ve sıkıcı konuşmamı büyük bir sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. Fuarda hepinize iyi eğlenceler!"

Salondaki dinleyiciler hep birlikte ayağa kalkıp alkışlamaya başladıklarında Tarık Bey'in gözleri doldu, boğazı düğümlendi. Başarının ne demek olduğunu sonunda tam anlamıyla öğrenmişti. İnsanlar onu ayakta alkışlıyor, yıllarca verdiği emekleri, azmini ve zekasını takdir ediyorlardı. Liseden beri hayalini kurduğu yerde, zirvede duruyordu.

Tarık Bey'in buralara gelmesi elbette kolay olmamıştı. İşinin tek patronu olmak istediği için işi kurarken kimseden maddi yardım almamıştı, bunun olacağını öngörerek üniversite yıllarından itibaren birikim yapmaya başlamıştı. Yarı zamanlı işlerde çalışıp kazandığının yarısından fazlasını bankaya yatırdı, borsada şansı yaver gitti ve kısa zamanda birikimini iki katına çıkardı. Biyoloji bölümünden mezun olduktan sonra botanik alanında yüksek lisans yaptı ve bu esnada hem açıktan işletme okuyup hem de çalışmaya ve biriktirmeye devam etti.

Antalya'da sera bitkiciliği yapan küçük bir şirkette işe girdiğinde, işlerini aksatmamak kaydıyla patronundan projelerini başlatmak için izin almıştı. İşinden arda kalan zamanda domates fideleriyle ıslah çalışmalarına başladı. Tek başına her ikisine birden yetişemiyordu, bunu fark ettiğinde projeye ara verip şirketteki işlerine ağırlık verdi ve bir yıl içinde iki kez terfi alıp maaşını yükseltti. 5 yıl çalıştıktan sonra, aklındakileri gerçekleştirmek için ihtiyacı olan miktardan fazlası banka hesabında yatıyordu.

İşinden istifa edip kendi ıslah laboratuvarını kurdu. Laboratuvar üç küçük odadan oluşan kutu gibi bir apartman dairesindeydi ve kendisi dışında iki çalışanı vardı. Eski çalışmalarına devam ettiler ama bir türlü sonuca varamıyorlardı. Domates fideleri ya çok ürün verdikleri halde ürünleri tatsız oluyor, ya da elde ettikleri besin değeri yüksek domatesler çok hızlı çürüyordu. Tohum satamıyorlardı ve Tarık Bey'in sermayesi bitmek üzereydi. Ümitlerin tükendiği bir an işe aldığı genç bir biyokimyager tüm sorunları çözdü. Tarık Bey için bu genç kız, milat olmuştu.

Tarık Bey ne zaman bunları düşünse gözleri yaşla ve içi gururla dolardı, yine öyle olmuştu. Plaketini takdim etmek için yanına yaklaşan kişi onu daldığı anılardan çıkardı. Plaket ile birkaç fotoğrafı çekildikten sonra bir sonraki konuşmacıyı dinlemek için yerine geçti.

Kahve arasında yanına gelen ve kendisini soru yağmuruna tutan öğrencilerle ilgilenirken takım elbiseli iri bir adam yanına yaklaştı;

"Mr. Koptan, Tarım Bakanımız Sayın Mr. Jacques Feyaerts sizinle görüşme talep ediyor. Lütfen benimle geliniz."

İçimizdeki DüşmanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin