UYARI: SON BİRKAÇ PARAGRAFTA MİDENİZİ RAHATSIZ EDEBİLECEK OTOPSİ SAHNELERİ VAR.
Münih Teknik Üniversitesi, Almanya; Mayıs 2031.
Tıp öğrencileri için ara bitmişti, dersler başlamıştı. Stevan ve Otto artık derslerde bir arada olamayacaklardı çünkü Otto ikinci yılında hafife alıp çalışmalarda ağırlık vermediği Mikrobiyoloji teorik dersinden kalmıştı. Otto şimdi Mikrobiyoloji alacaktı, Stevan ise intern olmuştu ve ilk olarak Genel Cerrahi'de görevlendirilmişti.
Otto, kendinden küçüklerle aynı sınıfta olmaktan hiç de hoşnut değildi. Üstelik kendi sınıf arkadaşları staja başlamışken o hala teori görüyordu ve onlardan sonra mezun olabilecekti. Tüm bu olanlar canını sıkıyordu ama o zamanki aklıyla sonunu düşünmeden yapmıştı bir hata. Söylenip durmak bir işe yaramazdı.
İçinde bulunduğu durumu düşünmemeye çalışarak sınıfta çömezlerden uzak bir sıraya yerleşti. Hocanın gelmesini beklerken kısa sarı saçlarını karıştırdı. Karnının kazınmaya başladığını hissediyordu, en son iki saat önce yarım ekmek arası döner* yemişti. Dersten sonra kafeteryaya gidip hamburger yemeyi kafasına koydu. Stevan yanında olsa onu bu fikirden vazgeçirmeye çalışır, damar tıkanıklığı ve kolesterolden konuşur, Otto'yu hiç de rahatsız etmeyen göbeğine vurarak "bu göbeğini daha da mı fazla büyütmek istiyorsun" derdi. Şimdi ise onun dırdırı olmadan yemek yeme keyfine sahip olabilecekti. Ayrı sınıflarda olmalarının tek avantajı buydu belki de. Gülümsedi.
Doktor Annemarie Jahreszeit sınıfa girer girmez sınıftaki tüm konuşmalar kesildi. Mrs. Jahreszeit, Mikrobiyoloji Anabilim Dalı'nda öğretim üyesiydi, Doçent ünvanı vardı. Kırmızıya boyadığı kıvırcık saçları, dikdörtgen siyah çerçeveli gözlükleri, üzerinden hiç eksik olmayan topuklu ayakkabıları ve dizinin altında biten kalem eteği ile tam bir otorite timsaliydi. Adının anlamını çok iyi yansıtıyordu**.
"Merhaba çocuklar ben Doçent Doktor Annemarie Jahreszeit, mikrobiyoloji dersini birlikte işleyeceğiz. Sizin laboratuvarda bir işiniz olmadığı için - bu işleri laborantlar yapar - uygulamalı dersiniz yok ancak ben yine de sizi birkaç defa laboratuvara götüreceğim, canlı örnekleri görmeniz için. Dersleri kendi hazırladığım slayt gösterisi üzerinden işleyeceğim, isterseniz kütüphanede kaynak kitaplar var ama ben sınavlarda kendi işlediklerimin dışından sormam. Slaytları herhangi bir şekilde size vermeyeceğim için derslerde not tutmanızı tavsiye ederim. Eğer yazmaya yetişemezseniz, şu an aramızda bu dersi ikinciye alacak olan üst sınıf öğrencileri var. Onlardan eski notları alabilirsiniz."
NE? Mrs. Jahreszeit bunu bilerek yapmıştı. Otto'nun hiç şüphesi yoktu, derslerinde uyukladığı için eskiden beri kendisini hiç sevmezdi zaten. Mrs. Jahreszeit Otto'ya gözlüklerinin üzerinden bir bakış attı. Otto kadının dudaklarında sinsi bir sırıtış gördüğüne yemin edebilirdi.
Lanet olsun!
●●●
Stevan kütüphanede iç hastalıkları ile ilgili kaynak kitap arıyordu. Ders başlamadan önce biraz fikir edinmek istiyordu. Şimdiye kadarki tüm derslerde bunu yapmıştı ve çok faydasını görmüştü.
Gözüne kestirdiği kitabı (Cerrahi Patolojisi , Rosai ve Ackerman) raftan çekip çıkardı ve rafın arkasında altın rengi saçlar ve yeşil gözler gördü. Gözler şaşkınlıkla irileşmişti ve kendisine bakıyordu. "Sanırım aklımı kaçırıyorum" dedi Stevan. Fleur kendisine gülümsedi, inci dişleri pemcereden gelen güneş ışığı ile parladı. Fleur'un yüzü rafın arkasında kayboldu ve üç saniye sonra yanına geldi.
"Sesli mi düşündüm ben?"
Fleur kıkırdadı. Fleur'un müzik yapmasına gerek yoktu, yalnızca sesi bile bir başyapıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimizdeki Düşman
Science FictionOrganik ürünler yetiştirip dünyanın her yerine satış yapan başarılı Türk şirketi Doğa Ana Organik ve şirketin herkesten sakladığı büyük sır. Pek çok kıtada birbirinden bağımsız ve aynı anda gerçekleşen ölümler. Olası bir global virüs salgını. Düny...