Bölüm 6 》Kalan Ömrüm Mavi Kelebeğin

6.1K 315 29
                                    

Multi : Bölüm Müziği

Birçok kez kırıldım. Güvenden, hayallerden, ruhumdan, tenimin altındaki her zerremden, tam kalbimin orta yerinden. Zamansız gidişine, bana veremediği bir lokmacık sevgiye, hoyratça kullanıp attığı ruhuma kırıldım. Kırılmanın her halini bildiğimi sanırdım ama yine yanıldığımı anladım. Bu defa çok daha  farklıydı, en sağlam bildiğim yerden, sevgimden kırıldım. Beni hayata bağlayan o sevginin bile kırılabileceğini fark ettiğimden beridir her şey bir bir değişmeye başladı.

Cümlelerindeki her harfe, bakışlarındaki o engin denize, sesisin o eşsiz tonuna bağlandığım adamın ilk defa gözümde bir şeyleri kaybetmesine neden olmuştu o gece yaşananlar. Kendisi de bunun farkındaydı ama sesini çıkarmadan bana uyum sağlama nezaketini gösteriyordu.

Günlerimizi böyle bir şekilde katlederken, masanın ortasındaki rengarenk çiçeklerin üzerine konan beyaz bir kelebek tüm hayat rotamı değiştirdi. Günler sonra kahvaltı masasında tüm dikkatimi toplayan tabağım değil, bu şirin kelebeğin bana yaptığı çağrışım olmuştu. Omuzuna mavi bir kelebek konan, acıyı iliklerine kadar yaşayan bir adamı hatırladım o an. Onun giyinmek zorunda kaldığı hüznü düşünüp ürperdim ama dilimin ucunda bekleyen soruları kenara itip, tekrar tabağıma döndüm.
Sessizliği aniden bölerek, "Bugün eve dönmeyeceğim" dedi. Bakışlarımı tabağımdan kaldırıp yüzüne baktım. Yüzünde her zamanki gibi keyifsiz bir ifade vardı. Gömleğinin yakasındaki son düğmeyi iliklemekle uğraşırken, "Korumalar aşağıda olacaklar. Kapıyı kilitle ve eve kimseyi alma" diye devam etti.
Yine üst düzey güvenlik önlemlerinin altında yatan sebepleri merak ettim. Ne zaman Demir birilerinin işlerine çomak sokup, etrafı altüst etse ucunun mutlaka bize de ulaşacağından korkarak yaşamaya başlıyordu. Belki benim için değil ama Melek için yoğun bir endişe taşıdığını biliyordum.

Üstüne basa basa, "Hiç kimseyi, beni anladın mı?" Diye sordu gözlerimin içine bakarak.
"Arkadaşlarımla evde parti vermeyi düşünüyordum ben de" dedim histerik bir sesle.
Gözlerini durumun şakaya alınamayacağını belli edercesine kıstı. Mavileri kirpiklerinin arasında küçülürken, sağ eliyle şakağını ovalamaya başladı. Başına büyük bir dert açmadan önce bir an düşünmesi gerektiğini hâlâ öğrenmemiş olmasına şaşırmıyordum.
Kısık ama güçlü bir tonda, "Gerçekten en ufak bir sorun istemiyorum Hazan. Bir sorunu daha kaldıracak kadar kendimi iyi hissetmiyorum ve umuyorum ki, kendimi iyi hissetmediğimde dönüştüğüm insanı sana hatırlatmama gerek yoktur" dedi.
Sandalyeme yaslandım. Bakışlarımı derinleşen gözlerine sabitleyip, "İnsan derken?" dedim sorarcasına, birazda alay edercesine bir tavırla.
Bir canavara dönüştüğünün farkında olmasını istiyordum. Bunu yüzüne ilk kez hiç korkmadan vuruyordum ama oralı olmadı. Ağzını mendille sildikten sonra yavaşça ayağa kalktı.
"Her neyse...Demek istediğimi anlamış olman sevindirici" dedi ve masanın üzerindeki silahı alıp belinin arkasına yerleştirmeye başladı. Gergin görünüyordu. Hareketleri ağır ve düşünceliydi. Her sabah büyük bir iştahla yediği böğürtlen reçeline dokunmamıştı ki, bundan bile son derece huzursuz olduğunu anlayabiliyordum. Pençelerinin boynumun üzerinde yer almasını istemediğimden üzerine daha fazla gitmedim ve sessizce evden çıkıp gidişini izledim.

Kapı ardından kapandığı an büyük bir güç sarf ederek dik tuttuğum omuzlarım üzerine binlerce tonluk yük bırakılmış gibi aniden çöktü. Yüzümdeki o yıkılmaz ifade solup gitti. Yerini çoktan yılmış, yorgun bir yüz aldı. Artık bana olanları ezberlemiştim. Onun karşısında ne kadar güçlü görünmeye çalışsam da, aslında aynadaki kişi bambaşkaydı. Başımı ellerimin arasına aldım ve eve esir geçireceğim koca bir günü düşünmeye başladım. Saniyeler dakikalara, saatler günlere, haftalar yıllara dönüşmeye başlamıştı. Adeta zaman bozuk bir saat gibi akmayı bırakmıştı. Bu yüzden evin dört duvarı arasında geçirdiğim her gün kafayı sıyırmaya biraz daha yaklaşıyordum. Bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyordum ama aklımdaki her şey korkunun arkasına geçiyordu. Yapacağım şey onun emirleri dışına çıkmayı göze alabileceğim, daha doğrusu cezayı bile sevdirebilecek bir şey olmalıydı.

 Hüznümde Saklı Mavi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin