Multi : Bölüm Müziği
Ateş'in son sözünü söyleyip gitmesinin ardından, Demir'e yaklaştım. Bana her zaman ihanet eden gözyaşlarımı umursamadan, onun karşısına çelikten bir irade gibi dikildim. Söylenecek çok şey vardı ama sadece tek bir cümle kurmayı tercih ettim. "Bir sene önce bugün, benim hayatımı değiştirdiğin için teşekkür ederim"
• Demir & Hazan •
✖️ Bir Yıl Önce ✖️
Bir el silah sesi daha sokakta yankılanırken boğazını yırtarcasına, "Koş" diye bağırdı. Aklım hâlâ bana ettiği küfürdeydi.
Ne sik*me beni takip ettin mi? Sadece otobüs kartını kullanmama izin verdiği için teşekkür etmek istemiştim elbette. Ama neticede ondan bir küfür yemiş, nereden geldiği belli olmayan bir kurşun tarafından beynimin delinmesine beş santim kalmıştı.Onun çoktan gözden kaybolduğunu fark ettiğimde, düşünmeden ayağımdaki topukluları hızlıca çıkardım ve annemin bir servet ödediği ayakkabıları kaldırıma savurdum. Annem resitalden kaçtığımı, otobüse binip, bir de üzerine hiç tanımadığım bir adamın peşine sadece teşekkür etmek için takıldığımı bilse, beni kendi elleriyle öldürürdü. Ama hiç sorun değildi. Bir gün. Sadece bir gün gerçek, hissettiğim Hazan olarak yaşamak istiyordum ve bunu sonuna kadar kullanmakta kararlıydım.
Saklandığımız duvarın arkasından çıkıp, sokağın köşesinden dönmek üzere olan çocuğa baktım. Onun peşinden gitmenin mantıksız olduğunu biliyordum ama ona hâlâ bir teşekkür borcum vardı. Ve daha önemli şey ise sokakları hiç bilmiyordum. Ve çok daha önemlisi ise onun peşinden gitmek istiyordum.
Gecenin karanlığında, yağmurun altında çıplak ayaklarımla tanımadığım birinin peşinden koşturacak kadar beni delirten şey neydi hâlâ merak ediyorum. Belki yılların birikimi, belki bir anlık delilik ya da yok olma isteği. Adına aptallık bile diyebilirsiniz ama umurumda değil. O gece yaptığım aptalca şeyler, kaderimi tamamen değiştirdi. Ömrümün sonuna kadar acıya mahkum edilsem de, bundan bir kere bile pişmanlık duymadım.
Ayak tabanıma batan cisimleri umursamadan, hızlanan yağmurun altında koşmaya devam ettim. Sokaklar birkaç saniye öncesine nazaran çok daha ıssızdı ve çocuk ortalıkta görünmüyordu. Rastgele bir sokaktan öteki sokağa koştum. Gerçekten bir amacım yoktu. Çocuğu bulmak ya da bulmamak benim için bir şey ifade ediyor muydu, bilmiyordum. Yine de onu bulmak istiyordum. Yaralı olabilirdi ve peşindekiler her kimse onu öldürmüş bile olabilirdi. Daha kötüsü çocuk bir tacizci ya da katil olabilirdi. Bütün bunların hepsini sorgulamalıydım. Koşmaya devam ederken sorgulamış, her ihtimali aklımdan geçirmiştim ama nedense umurumda olmamıştı. Sadece gerçek dünyayı görmek istiyordum. Bir günlüğüne cam fanusumdan kaçmışken, gerçekten yaşadığımı hissetmek istiyordum. Sadece kendi kararlarımla bir kez olsun yaşamak, bir kez olsun gerçek benliğimi çıkarmak istiyordum. Ve aslında ben kendimi tanımıyordum bile. Bu yüzden gerçek Hazan'ı görmek istiyordum. On senedir resitallere, reklam filmlerine, sahte dostluklara, asilliğe tutsak edilmiş Hazan'ı kendi ellerimle öldürmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüznümde Saklı Mavi
Mistério / SuspenseSevdiği kadını kaybeden bir adam. Sevdiği adam tarafından asla sevilmeyen bir kadın. İki yaralı ruh.. Umutsuzluk ve acıyla harmanlaşmış yaşamlar... Not : Mavi Kelebek Hikayesinin devamıdır. Lakin Mavi Kelebek'i okumak şart değildir.