Multi : Bölüm Müziği
Her şeyin nasıl bu noktaya geldiğini pek çok kez düşünmüştüm. Yaptığım kötü şeyleri, iyi şeyleri...Sanırım insan ölüme çok yakınken, demek istediğim gerçekten çok yakınken bir çok yönden kendini sorguluyordu. Hayatımı nasıl, nerede tükettim? En güzel günüm hangisiydi ya da var mıydı? Geri dönmek istediğim, değiştirmek istediğim bir an var mıydı? Pişmanlıklarım, mutluluklarım, hüzünlerim, gözyaşlarım... Hepsi..."Çok iyi görünüyorsun?" Dedi, tanıdık bir ses. Başımı kaldırıp, sesin geldiği yöne baktım. Uyanalı tam dört gün olmuştu. Dört gün boyunca odamın kapısı her açıldığında onun geldiğini sanarak heyecanlanmıştım ama tam umutlarımın tükendiği an da yine gelmeyi başarmıştı. Sahi nasıl bu kadar güzel zamanlayabiliyordu bunu?
Kollarımı iki yana açıp ağlamaya başladım. Hızlı birkaç adımda yanıma gelip, bana sıkıca sarıldı. Açılı kolumla boynunu çok sıkmış olacağım ki, birkaç kez öksürdükten sonra, "Böyle karşılanacağımı bilseydim hiç gelmezdim" dedi. Geri çekildim. O da yatağımın kenarına oturdu.
"Sana bir şey olduğunu sandım. Dört gündür nerelerdeydin sen?" Diye sordum sitemle.
Uzanıp gözyaşlarımı elleriyle sildi. Muzip bir şekilde gülümsediğinde şaşırarak ona baktım. Ateş, muzipçe gülümsemişti. Gerçek, saf ve öylesine güzeldi ki bu... Dünya üzerindeki en harika şey bile olabilirdi. En azından benim için öyleydi.
"Açıkçası toparlanmam uzun sürdü. O yüzden..."
"Biliyordum" dedim kızarak.
Elimi tuttu. Gözlerimin içine o gri gözleriyle bakıp, "Şimdi iyiyim. Hatta çok iyiyim" dedi.
Ona inandım. İnandım çünkü durum ne kadar kötü olursa olsun hiçbir zaman bana yalan söylemediğini, asla söylemeyeceğini biliyordum.
"Neden aramadın? Aramalarıma cevap vermedin?"
"Böylesi daha iyi olur diye düşündüm"
"Çok merak ettim seni. Bugünde gelmeseydin beni buraya zincirlemek zorunda kalabilirlerdi"
Güldü. "Buna gerek kalmaması iyi olmuş"
Ben de güldüm. Hiçbir sorunumuz, sorumuz yokmuş gibi davrandığımız minicik ve çok güzel bir andı. Bunu bozan ben olmak istemezdim ama söylemek istediklerim, merak ettiğim şeyler vardı.Kısa süreli bir sessizlikten sonra, "Seni duydum" dedim.
Anlamayarak kaşlarını çattı. Hemen onun sormasına gerek duymadan açıkladım.
"Orada olanlar..."
"Hepsi geçmişte kaldı"
Elimin üzerindeki parmaklarını sıkıca tuttum."Asla geçmişte kalmayacak benim için. Hep yarınlarıma taşıyacağım o günü. Hatırlatması için..."
"Neyi hatırlatması için?"
Güldüm.
"Yaşamımın her gününde sana teşekkür etmem gerektiğini. O karanlıkta, o sessizlikte sesimi duyarak beni oradan çekip aldığın için teşekkür ederim"dedim.
Şaşırdı. Gri gözlerini kıstı ve ardından tatlı tatlı gülümsedi. Hala sıktığım parmaklarına baktı.
"Karanlıkta yalnız kalmana asla izin vermem"
O an kalbimde bir yer şiddetli bir şekilde sızladı. Masal'ı hatırladım. Onun da karanlıkta yalnız kalmasına izin vermemiş, onunla birlikte karanlığa kendini mahkum etmişti.
"Tıpkı Masal'a yaptığın gibi..." dedim.
Duraksadı. Gözlerimi gözlerinden bir saniye bile çekmedim. Ve onu gözüne dolan ilk yaşta yakaladım.
"O gün neler oldu?"Gülümsedi. "Buna asla inanmazsın" dedi.
"Sana her zaman inanırım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hüznümde Saklı Mavi
Misteri / ThrillerSevdiği kadını kaybeden bir adam. Sevdiği adam tarafından asla sevilmeyen bir kadın. İki yaralı ruh.. Umutsuzluk ve acıyla harmanlaşmış yaşamlar... Not : Mavi Kelebek Hikayesinin devamıdır. Lakin Mavi Kelebek'i okumak şart değildir.