Üniversite'ye geçmiştim. Küçüklükten beri hayalim olan ingilizce öğretmenliğini okuyordum. Tabi aile hasreti vardı içimde, çok özlemiştim onları. Haftanın 3 günü konuşuyorduk. Okulun sonlarına doğru başlayan sınav stresiyle, teneffülere arkadaşım Ece ile beraber çıkmayıp, çalışıyorduk.
Bugün, ben yine böyle çalışırken Ece bana çıkıp biraz hava alacağını söyledi ve çıktı. Sınıfta sadece, bizle aynı fakülte de olan Serkan vardı ve yanıma oturup;
- Beni çalıştırır mısın Damla? Diye sordu... Bende;
- Hayır, şuan gördüğün gibi ben çalışıyorum. Lütfen yanımdan kalkar mısın? Dedim. Sesindeki titremeyle beraber;
- Damla... Dedi.
- Efendim...
- Biliyorum hoşuna gitmeyecek bir durum, BENİM KALBİM OLUR MUSUN?
Red edeceğim anda, parmağını dudaklarıma koyup, konuşmamı engelleyerek, konuşmasına devam etti;
- İnan ki çok çabaladım, çok düşündüm ama engel olamadım duygularıma. Biliyorum hayır diyebilirsin zorlamıyorum, zorlamakta haddim değil. Ama nolur kestirip atma bunu iyice bir düşün... Dedi. O an çok sinirlenmiştim. Ve bir anda dudağimda olan parmağını elimin tersiyle itip, çıktım sınıftan...
- O an ki siniri üzerimden atmaya çalıştım, eğer sınıftan çıkmasaydım Serkan'nın kalbini kıracaktım. Ece koşarak yanıma geldi ve beni lavaboya götürdü...
- Ne olduğunu sordu, anlattım herşeyi bana dönerek;
-Kızma ama, bu işin içinde bende varım. Yani bana, seni sevdiğini ağlayarak anlatınca kıya...
- Ece sen nasıl böyle bir şey yaparsın ya, sen bilmiyor musun? Benim bu konularda hassas olduğumu...
- Özür dilerim Damla...
- Ya bir git ALLAH aşkına, ona kıyamadın ama bana kıydın öyle mi?..
- Damla bir dinler misin? Damla Dam...
Oradan bir hışımla çıkıp, hava almak için dışarıya çıktım... Ve yalnız kalmak istiyordum. Herşey yolunda gidiyorken bir anda hiç sevmediğim bir şey ile karşı karşıya kalmıştım. En sinir olduğum nokta, en sevdiklerimin benim arkamdan iş çevirmeleri olmuştur bu güne kadar. Biliyorum ikisinde kırmış olabilirim. Ama onlarda, benim tepkimi bildikleri halde böyle bir işe kalkışmayacaklardı. Çünkü bu güne kadar hiç bir zıt cinsimle sevgili olmak aklıma bile gelmedi... Sonra oturduğum banktan kalkıp, elimi yüzümü yıkamaya gittiğimde, Ece' nin orada ağladığını gördüm. Yanına gittim ve bir şey söylemeye kalmadan bana sarılarak;
- Damla hadi gel bugün olan olayı unutalım. Beni affet, biliyorsun ben senin hep iyiliğini istedim. O seni o kadar çok seviyor ki, seni mutlu edebileceğini düşündüm...
- Tamam unutalım ama, şuna açıklık getirmek istiyorum. Unutma ki mutlu olmak için benim bir erkeğe ihtiyacım yok. Hayatım da olan tek erkek babam anlıyor musun? Ve sevgili olmak mutluluk getirmez. Aksine zaman kaybı yapabileceğin onca şey varken, sen kafanı ona yoruyorsan ona benzemişsin demektir... O yüzden bence sen bu düşünceyi kafandan at sonra beraber konuşalım bu konuyu tamam mı?..
- Tamam ama bu beni affetiğin anlamına geliyor değil mi?..
- Tam olarak değil, söz verirsen bana olabilir...
- Tamam söz veriyorum...
- Tamam o zaman... Dedim ve beraber lavabodan çıkıp, sınıfa girdik... Sınıfta Serkan'dan başka kimse yoktu ve Serkan "Murat Boz'un üzüleceksin" şarkısını dinliyordu. Dinlerken de ağlıyordu. Biz içeri girdiğimizde sınıftan çıktı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...