Biz Serkan ile konuşmaya devam ederken Serkan'ın arkadaşı Oğuz, Serkan'ı acilen çağırdı. Anlaşılan kötü bir şey vardı. Çünkü Oğuz titrek bir sesle çağırmıştı Serkan'ı. Yanımdan ayrılırken, bana dönüp;
- Sınıfta görüşürüz, küçük tatlı prenses...
- Görüşürüz...
Bankta biraz daha otururmak istedim hiç kalkasım yoktu. Saatlerce orada oturup kuşları ve sesleriyle huzur bulabilirdim. Ama bu isteğim çalan zilin sesiyle son bulmuştu. Kalkacağım sırada, gözüme bankın üzerinde duran bir okul kimliği çarptı. Etrafıma baktım sonra belki benimdir diye aldım elime ama almamla şoka girmem bir oldu. Kimliğin üzerinde SERKAN ATA ÇAĞDAŞ yazıyordu. Bir kaç kez tekrarladım...
- SERKAN ATA ÇAĞDAŞ, SERKAN ATA ÇAĞDAŞ...
Sonra kendime kendime konuşmaya başladım...
Ama nasıl olur bu güne kadar bize bundan hiç bahsetmemişti. Yani hep Serkan der, ona herkes ama şimdi diğer adının Ata olduğunu öğrendim. Peki bana bundan neden bahsetmemişti?.. Ya da bu ismi kullanmamasının nedeni ne olabilir? Sonra düşüncelerden bir an için sıyrılıp, etrafıma bakındım bir de ne göreyim, koskoca bahçede kimse kalmamış. Hemen sınıfa doğru ilerledim. Girdiğimde Serkan'ı etrafta göremeyince, Ece'nin yanına oturup Serkan'ın nerede olduğunu sordum. Oğuz ile apar topar çıktığını ve gözlerinin dolduğunu söyledi. Öğretmenin;
- Aranızda konuşmayı kesin çocuklar... Demesini dikkate alarak, soru sormayı bıraktım. Dersi nasıl geçirdiğimi bilmeksizin, dersin sonunda elime telefonu kapıp, Atakan' ın yanına koştum ve ondan Serkan'ın numarasını istedim. Çünkü öyle liseli aşıklar gibi telefonda saatlerce konuşmayı sevmediğim için Serkan' dan numarasını almamıştım. Atakan'dan Numarayı aldıktan sonra hemen aradım ve herkesin korkulu rüyası o ses;
- Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor, lütfen sinyal sesinden sonra tekrar deneyiniz...
Allah' ım git gide içimi bir korku kaplıyordu. Acaba ne oldu? Ailesinden birine mi? Yoksa arkadaşlarından birine mi bir şey olmuştu?..
Sonra bir el dokundu omzuma, Serkan olabilme ümidiyle döndüm arkamı ama nafile, gelen Ece' ydi.
- Damla bir haber var mı?..
- Hayır Ece, Atakan' dan numarasını alip, aradım bile ama yok işte yok. U-la-şı-la-mı-yor...
- Üzülme canım ya yarın gelirse sorarsın inşallah. Tamam mı birtanem sıkma canını...
- Bir şey olmaz ama dimi yani sevdiklerine zarar gelmesin de, ailesi, arkadaşları ben başka bir şey isyemiyorum.
- Olmaaaaz sen düşünme bunları. Hadi gel bir lavaboya gidelim bir elini yüzünü yıka da kendine gel..
- Canım ya, sen bana ne kadar iyi geliyorsun böyle, inşallah bir şey olmaz...
- İnşallah...
Elimi yüzümü yıkamaya gittiğimde, biraz kendime geldim. O sırada Kapı önünde Atakan'ın sesini duydum ve dışarı çıktım.
- Damla, telefonda ki Serkan seni istiyor.
- Teşekkür ederim Atakan. Dedim ve telefonu elinden alıp,
- Alo Serkan, sen iyi misin? Bir şey mi var? Ne oldu? Burdan çıkarken gözlerin dolmuş doğru söyle ailenden birine bir şey mi oldu? Yada arkadaşlarından birine mi bir şey oldu? Ya Serkan cevap versene...
- ŞŞŞ Damla'm sakin ol, kıyamam ben sana. Tabi eşeklik bende giderken sana söylemedim ki özür dilerim Damla, çok özür dilerim seni üzdüğüm için. Beni affedebilecek misin?
- Ya beni boşver sen kime ne oldu? Sen iyi misin?
- Yurtta aynı odada kaldığım arkadaş, biliyorsun ki aynı zamanda Oğuz'la da aynı odada kalıyoruz. Oğuz'u aramışlar yurttan "Efe bayıldı" diye. O yüzden apar topar hastahaneye gittik.
- Peki şimdi durumu nasıl?
- Şuan iyi kendine geldi. Çok ders çalışmaktan bir şey yiyemiyor çocuk. Hasta olmuştu bugün "gelme" dedik, yurtta da başı dönmüş öylece bayılmış.
- Sen iyi misin? Bak sakin ol stres yapma, panik atak geçirirsin Allah korusun...
- Kıyamam ya meleğim benim, beni benden daha çok düşünüyorsun. Merak etme birtanem ben iyim tamam mı sen içini, o tertemiz gönlünü ferah tut.
- Tamam canım, hadi görüşürüz...
- Allah'ım çok şükür iyiymiş, sen koru Yarabbim Serkan'ı ona bir şey olmasın. Çünkü benim kalbimin yarısı artık Serkan...
Telefonu Atakan'a verdim ve Ece'yle konuşmaya başladık. Tam sınıfa girecekken kalbime bir ağrı saplandı Allah'ım ne oluyor? Tam o sırada Atakan'ın telefonu tekrar çaldı. Açtığında bağırarak;
- Neeee! Serkan merdivenlerden mi düşmüş?!.
Ve dilimden gözyaşlarımla beraber şu kelimeler döküldü...
- KALBİM SABRET...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...