Bankın üzerinde bu kadar mutlu oturmayalı uzun zaman olmuştu. Dersler, sınavlar, Serkan'ı düşünmek falan derken, zaman ayıramamıştım bu güzel oksijeni, havayı içime çekmeye..
Serkan demişken o gün o kadar güzeldi ki, sarılmak istedim kendimi tutamayıp ona bıraktım kendimi, onu o halde yerde gördükten sonra hiç bir şey umrumda değildi, ki zaten bu yüzden aileme verdiğim, daha da önemlisi kendime verdiğim sözü çiğneyerek, ona sarılmıştım. Peki şimdi ne yapacağım bilmiyorum. Ondan bu saatten sonra uzak kalmakta istemiyordum. Ona bu kadar yakınken aslında yanına bile gidememek gerçekten canımı yakıyor. Lakin buna mecburum, en azından arkadaş gibi olabiliriz belki...
Nasıl olacak bilmiyorum. Tek bildiğim şey onun da kalbinin kırılacağı, umut verip yarı yolda bırakan insanlar gibi olacağım. Ama bu işin daha fazla büyümesini istemiyorum. Zaten o an ona sarılmamın nedeni, onu yerde öylece hareketsiz görüp korkmamdan kaynaklanıyordu. Derken Serkan'ın sesi kulaklarım da yankılandı. Gelip yanıma oturdu.
- Kalbim, nasılsın iyi misin?
- Kalbim derken anlayamadım Serkan?
- Hani ben bayılmıştım ya hatırlıyor musun?
- Evet...
- İşte benim o gün kalbim sıkışmıştı. Hani sen demiştin ya bana " Biz en azından öküzler gibi eşek şakası yapmıyoruz" diye. O gün şaka yapmamıştım, gerçekten bayılmıştım. Panik atak yapınca böyle oluyor, o an ani bir sevinç yaşayınca, birden bayıldım. Sana o gün söyleyemedim ama eğer sen elimi kalbine götürmeseydin, elimi tuttu ve devam etti...
Belki biraz daha geç kendime gelebilirdim. Nedenini bilmiyorum hatta doktorlar da nasıl olduğunu bilmiyor. Başka birinin kalp atışlarını hissettiğimde böyle oluyor ilk defa bunu da bana annem yapmıştı. Ben bir kere daha böyle bayılmıştım. Annem elimi kalbine götürmüş ve 1-2 dakika sonra kendime gelmişim. Hatta senin beni sevdiğini de, kalbinin o denli hızlı çarpmasından anlamıştım. Kendime geldiğim de, bana öyle bir aşkla bakıyordun ki, kendimi tutamayıp ağladım. Çünkü ben sevebileceğine ihtimal bile vermezken, sen o masum bakışlarınla bana bakıyordun ve senin gibi dünyalar güzeli ve melek gibi bir insanın beni sevmesi, beni dünyanın en mutlu insanı yapmıştı. Hatırlıyor musun senle ilk konuşmamızda yanına oturmuştum ve sana, "KALBİM OLUR MUSUN? Diye sormuştum ya işte onu dememin nedeni buydu.Hayatıma renk kattığın yetmezmiş gibi bir de hayatımı kurtarıyorsun. Seni çok seviyorum benim masum meleğim...
O bunları söylerken gözyaşlarıma hakim olamadım. Ne diyeceğimi bilemedim. Bunların üzerine hiç bir şey yaşanmamış gibi arkadaş kalalım diyemezdim, bunu yapamazdım. Kalbi olan birine bunu söyleyip, onu daha fazla üzemezdim bu bana yakışmazdı. Panik atak yaşaya bilir? Zaten ben de ondan uzak durmak istemiyorum. Ama aileme verdiğim sözlere karşılık, öyle liseli salak aşıklar gibi sarmaş dolaş olamam. Bunu ben istesem de yapmam zaten. Bunları düşünmeyi bir kenera bırakıp, ilk konuştuğumuzda sorduğu sorunun cevabını verdim içimden...
- KALBİM DURANA KADAR, KALBİN OLMAYA HAZIRIM. Dedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...