Arkadaşlar uzun zamandan beri bölüm gelmiyor farkındayım. Fakat sizi çok beklettiysem affola. Kendimi affettirmek için benim değerli okuyucularıma yeni bölümümü paylaşma fırsatını bulduğum için ne mutlu bana. Malum dershane, okul, sınavlar, ödevler derken sizi ihmal ettim ama fırsat bulabilirsem sizinle mutlaka yeni bölümleri paylaşacağım. Ama benim de sizden küçük bir ricam olacak oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyiniz olur mu benim küçük kalplerim???
Gözlerimi açtığımda hastahanedeydim ve oraya nasıl geldiğime dair ise hiç bir fikrim yoktu. Tek bildiğim başımın felaket bir biçimde zonklamasıydı.
- Damla, Damla iyi misin canım başın ağrıyor mu? Su getireyim mi? Yada Atakan sen koş doktoru çağır!.. Atakan arkasını dönüp koşar adım uzaklaşırken;
- Atakan dur nereye gidiyorsun bir sakin olun arkadaşlar ben gayet iyiyim sadece biraz başım ağrıyor o kadar. Sakin olun bir şuraya oturun nefes alın. Atakan;
- Çok korkuttun bizi Damla bir an seni öylece yerde görünce ne yapacağımızı bilemedik. Şuan iyisin dimi?!.
- İyiyim Allah'a şükür arkadaşlar, Allah razı olsun sizden...
- Ne demek yeter ki sen iyi ol... Bir an gözüm daldı Serkan aklıma geldi. O gidişi, bakışı, gülüşü, yüzü, sesi ve seni seviyorum deyişi. Ailesine neden böyle bir şey yapmış olabilir ki? Yada kim ailesine haber verdi?
Aklımda onlarca soru varken bir yandan da başımın durmak bilmez ağrısıyla uğraşıyordum. Fakat keşke bir tek başımın ağrısı olsaydı iyiydi, bir de yetmezmiş gibi kalbimde ağrıyordu. Nerede görürdüm ben onu bir daha, sesini duyabilir miydim gözlerine bakıp hayaller kurabilir miydim, ukalalık yaptığında öküz diyebilir miydim bilmiyorum. Şimdiden özlemiştim onu, keşke şuan kapı açılsa, yanıma gelse"Hadi prenses kalk bak ben geldim"dese omzu gözyaşlarımla ıslanırdı.
- Damla al canım biraz su iç, biraz daha iyi misin, sana şuradaki eczaneden ağrı kesici alayım mı?
- Yok sağol Atakan teşekkür ederim. Şuan sadece eve gitmek istiyorum. Uygun mudur?
- Tabiki, sen nasıl istersen.
- Ece nerede canım ya benim için çok endişelendi.
- O seni bu halde görünce biraz duygulandı yere öylece yığılınca ama merak etme senin uyandığını görünce toparladı kendini , zaten şuan hastahane kantininde bir şeyler yiyor. Kendine gelince gideriz sen biraz daha dinlen tamam mı?
- Tamam her şey için çok teşekkür ederim.
- O nasıl söz Damla ben yanında olmayacağımda kim olacak.
30 dakika sonra...
- Hadi kızlar bir an önce gidelim. Hava çok kararmıştı. Yurda gittiğimizde başımı yastığa koyduğum gibi uykuya dalmıştım.
Sabah yurdun pencerelerinden içeri giren güneş ışıklarıyla açtım gözlerimi. Elimi sağımda duran komodinin üzerindeki telefona uzattım bir de ne göreyim saat:12:00 en önemli dersleri kaçırmıştım. Ece' de mesaj atmıştı. "Bugün iyice dinlen merak etme ben sana notları atarım." demişti.
" Tamam zaten başım hala çatlıyor, gelsem de birşey dinleyemem." yazdım bende.
Kahvaltı yapıp bir ağrı kesici içmem gerekiyordu. Hemen hazırladım kahvaltıyı aradan 15 dakika geçtikten sonra telefonum çaldı, bir numara vardı. Serkan olabilirdi. Tanımadığım numaraları normalde açmam ama onun olabilme ihtimaliyle telefonu açtım ve açmamla dünyam başıma yıkıldı. Telefonu açan annesiydi, bana dedikleri ise;
- Bana bak kızım bir daha benim oğlumun yakınında görmeyeceğim seni oğlumun parasına mı göz koydun sen!? Küçücük yaşınla boyundan büyük işlere kalkışıyorsun. Tabi sende suç bulmuyorum sana terbiyeyi verende kabahat... Anneme babama laf söylemişti, onlara laf geçirtmiştim. Kimse benim aileme laf söyleyemezdi ve o son sözü damarıma basmaya yetmişti. Açtım ağzımı yumdum gözümü...
- Sizin ne haddinize benim anne ve babam hakkında böyle ithamlarda bulunmak. Siz sadece paranın köpeği olmuş insanlarsınız benim terbiyem de sizi alakadar etmez. Hem siz terbiyeden ne anlarsınız? Serkan'a gelince onun parasına göz koyan yok beni kendi ve kendiniz gibi insanlarla aynı kefeye koymayın. Oğlunun meslek hayatıyla oynayan bir anneden ne beklenir ki zaten.
- Sen merak etme tatlım. Oğlumun çalışmasına gerek yok. Bizim koskoca holdingimiz var. Bir kaç sene sonra babası holdingten elini eteğini çekince Serkan başına geçecek. O zamana kadar da seni çoktan unutmuş olur. Şuan varlıklı bir aileden doğmasını çok önemsemesede işin içine girdiğinde seni hatırlamaz bile, yani uzun lafın kısası boşuna hayal kurma benim oğluşumla...Telefonu suratıma kapattıktan sonra dilimden şu kelimeler döküldü:
Ne yani her şey bitti mi?..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİM OLUR MUSUN?..
RomanceDamla'nın üniversite çağlarında onu seven Serkan'a hayır demesiyle başlamıştı aslında kalbinin alevlenmesi... Kalbinde rahatsızlık olan Serkan Damla'yı çok seviyordu. Ama bu rahatsızlığından Damla'nın sonradan haberi olmuştu. Damla ise, ailesine ver...